Aradan iki gün geçmişti. İki gün boyunca ne Ömer ne de Ali benimle konuşmuştu. İrem de hala sinirliydi. Oysa ben korktuğum için onları düşündüğüm için kendi isteğimle kaldığımı söylemiştim.
Onlar benimle konuşmadıkça kendimi değersiz hissediyordum. Sanki dünya da tekmişim gibi. Sahipsiz kalmış bir kedi gibi hissediyordum kendimi.
Okula geldiğimde Ömer İrem ve Ali kantinde oturuyordu. Okula da benimle birlikte gelmiyorlardı. Ömer ve Ali benim Doruk'a aşık olduğumu düşünüyorlardı.
Onlar konuşmadan sınıfa geçtim. Doruk sıramda oturuyordu. Sinirle yanına gittim ve ellerimi masaya vurdum.
"Gerçekten sıkılmaya başladım"
Dedim sinirle sesimle. Sadece gözlerime baktı. Ardından yana kaydı ve oturmam için başıyla işaret etti.
"Kalkar mısın?"
Dedim sakince ancak içimde fırtınalar kopuyordu.
"Artık seni rahat bırakmaya karar verdim."
Dedi sakince. Söylediği şeyle gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım.
"Cidden mi?"
"Evet artık uğraşmayacağım fakat burada oturmak istiyorum. Kabul mü?"
Benimle uğraşmadığı sürece bir sıkıntı görmüyordum.
"Tamam ama sıkıntı istemiyorum"
Dedim yanına otururken. Yüzünde bir tebessümün hayaleti gezindi ancak hemen kayboldu. Ders notlarını çıkarıp okumaya başladım.
"Şu sunum işini ne zaman bitiriyoruz"
Kafamı kağıtlardan kaldırdım ve ona baktım.
"Sunum mu?"
Daha sonra aklıma hocanın verdiği sunum geldi.
"Aaaa! Nasıl unuttuk onu"
Dedim ani bir sesle. Ne yapacaktık şimdi? Yarın teslim edilmesi gerekiyordu. Bir yere gidemezdik. Bugün de ders altıda bitecekti. O saatten sonra imkanı yoktu yapmamızın ama dersten de gidemezdik. Not almam gerekiyordu.
"Ee ne yapıyoruz?"
"Not almam gerek dersten çıkamayız. Akşam gidersekte hayatta yetişmez"
"Yağız not işini halleder"
Dedi düz bir sesle.
"İyi ama Yağız ve İrem de bu grupta. Onların da gelmesi gerek. İrem benimle konuşmuyor. Geleceğini zannetmiyorum"
"Benim için sorun yok varsın düşük versin"
Dedi arkasına yaslanırken. Onun için sorun yoktu ama benim için annem gibi büyük bir sorun vardı.
"Tamam Yağız notları alsın biz de şu işi yapalım."
Dedim eşyaları toplarken. O sırada içeriye bizimkiler girdi. Bakışları direk yanımda oturan Doruk'a kaydı. Çantamı omzuma taktım ve ayağa kalktım.
"Gidelim hadi"
Dedim Doruk'a bakarken. Kapıdan çıkacağımız sırada Ali önümü kesti.
"Nereye gidiyorsun?"
Sesi fazla mesafeli ve sinirli çıkmıştı.
"Sunumu hazırlayacağız. Akşam evde olurum"
Dedim onu ikna etmeye çalışırken.
"Derin bizden uzaklaşıyorsun farkında mısın?"
Dedi. Sesi yine mesafeliydi.
"Sadece sunum için"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIYI SEVMEK...
Teen Fiction"Senin için ölürüm" Dedi. Yutkundum. Gözlerimin dolmasına izin vermedim. Her şey bitmişti benim için. Artık yoktu. Hiç olmamış gibiydi. Derin bir nefes aldım. "Benim için zaten öldün" Dedim. Uzun bir süre yüzüme baktı. Bir şey demesine izin vermede...