"SANIRIM DÖNMEMEYE"

67 15 0
                                    

İrem odaya girdiğinde benimle hiç konuşmamıştı. Kendimden nefret ediyordum. Bir anlık sinirle geri dönüşü olmayan bir şey yapmıştım. Bileklerime baktım uzunca bir süre. Sonra birkaç saat öncesi geldi aklıma. Uykudan uyanışım ve karşımda Doruk'u görüşüm. Beni görmeye gelmişti. Bir kabus gibi çökmüştü üzerime. Sonra aniden kaybolmuştu. Öfkem gelişine değil gidişineydi.

Uyumaya korkuyordum. Sanki gözlerimi kapatsam yine o gelecekti. Yine de yatıştırıcılar beni uykuya yenik düşürmüştü.

*****
Gözlerimi güneşin küçük hareketleri ile açtım. Sabah olmuştu. Bileklerimde ki ağrı aniden arttı. Kolumda ki serumu çıkarıp ayağa kalktım.

Koltuklarda uyuyakalan üçlünün üzerine battaniye ve ceket örttükten sonra buram buram hastane kokan odadan çıktım. Bitkin hissediyordum. Havada ki hafif soğukluk içime bir sıcaklık dolduruyordu. İçimi temiz havayla doldurdum. Sonra gözlerim hafif doldu. Yukarı baktım. Güneş vardı. Sonra tekrar nefes aldım. Gözlerimi kapattım. Hiçbir şey hissetmiyordum sanki. Boşluk vardı biraz. Biraz da kırgınlık. Deli gibi ağlamak istiyordum.

"Derin?"

Duyduğum sesle gözlerimi açtım. Yiğit yanımda duruyordu. Sadece yüzüne baktım. Gözleri doldu. Sonra elimi tuttu.

"Her şey için özür dilerim"

Dedi pişmanlık dolu bir sesle. Ne için özür diliyordu ki? O bana hiçbir şey yapmamıştı. Onun sayesinde bu oyuna bir son verilmişti. Onun sayesinde Doruk tamamen hedefine ulaşamamıştı. Neyin özrüydü bu?

"Ben gidiyorum. Buraya seninle sonkez konuşmak için geldim"

Dedi. Hala elimi tutuyordu ama bundan rahatsız değildim. Aksine az da olsa güven veriyordu.

"O okula ilk geldiğimiz andan beri seni sevmiştim. Beni fark edemedin biliyorum bu benim hatamdı. Seni seviyorum ama senden bir karşılık beklemiyorum. Sadece bilmeni istedim. Artık her şey nasıl olur bilmem ama seni uzaktan sevmek bile benim için çok fazlaydı."

Dedi. Sesi öyle titriyordu ki...Elimi bıraktı ve bir süre gözlerime baktı. Ardından gitmeye başladı.

"Nereye gideceksin?"

Dedim. Kafasını bana çevirdi.

"Sanırım dönmemeye"

Söylediklerinden bir şey anlayamamıştım. Kaşlarımı çattım.

"Ne demek istiyorsun?"

Yüzünden kırılmış bir gülümseme geçti.

"Bilmek istemezsin. Sadece sana söylediklerimi dinle ve beni unutma olur mu?"

Dedi ardından hastane kapısından çıktı. Birkaç dakika arkasından baktım. Gözden çoktan kaybolmuştu ama ben hala bakıyordum.

Odaya döndüğümde Ömer kapının sesine uyanmıştı. Üzerinde ki battaniyeyi kaldırırken bir yandan soran gözlerle bana bakıyordu. Gözlerinin altı morarmıştı ve dudağının kenarında da kurumuş kan vardı. Sanırım dün gece kavga etmişti. Bu kez ona ben soran gözlerle baktım.

"Kiminle kavga ettin?"

Dedim. Elini saçlarında gezdirirken sinirle yere bakıyordu.

"Dün gece sen öyle olunca bende Doruk ile tartıştım."

"Sana bir şey demiyorum artık."

Dedim kırgın bir sesle. Bir süre sessizlik olmuştu ardından Ömer tekrar soran gözlerle bana baktı.

"Sen beni boşver de nerden geliyorsun?"

Dedi. Gözlerimi ondan ayırıp Yiğit ile konuştuğumuz yere çevirdim. 

"Yiğit ile konuştum"

Dedim.

"Canını sıkmadı değil mi?"

Dedi. Başımı olumsuz anlamda salladım.

"Ne dedi?"

"Dönmemeye gidiyormuş veda etmek için gelmiş"

Dedim. Anlamamış gibi yüzüme baktı.

"Dönmeme neresi bilmiyorum sordum ama cevap alamadım"

Dedim. Hafifçe sırıttı.

"Bir tane akıllımız yok"

Dedi. Gülerek ona baktım. Öyleydi maalesef. İrem hala uyuyordu. Yanına gittim ve alnına ufak bir öpücük bıraktım. Gözleri yavaşça açıldı.

"Günaydın"

Dedim sesimin sevecen çıkmasına özen göstererek. Ancak İrem çok sert bir şekilde bana bakıyordu.

"Neden yaptın bunu?"

Dedi bileklerimi tutuyordu. Gözlerine bakıyordum sadece. Ona bir cevap veremiyordum.

"Hiç mi düşünmedin bizi. Ne yaparız sensiz? Ne deriz ailene?"

"İrem zamanı değil"

Dedi Ali. Başımı olumsuz anlamda salladım.

"Hayır haklı. Özür dilerim böyle bir şeye kalkıştığım için"

Dedim. İrem ayağa kalktı ve sarıldı.

"Son birkaç saattir ağlama kotamızı doldurduk. Yeter artık. Bir daha böyle bir şeyi asla yapmayacaksın Derin"

Başımla onayladım. Yapmayacaktım elbette.

"Nasılsın peki?"

Ali'nin sorduğu soruya bir cevap bulamamıştım. Nasıl olduğumu bile bilmiyordum. Sanki biri kalbimi avuçları içine almış sıkıyordu. Nefes alışlarım düzgündü. Hatta öyle iyi hissediyordum ki. Sanki bir esaretten kurtulmuş gibi. Aynı zamanda bir boşluk hissediyordum. Yanımda olması zorunlu kılınmış bir şey yanımda yokmuş gibi.

"Tamam sormadım say"

Uzun süre beklemesine rağmen cevap alamayınca vazgeçmişti.

"Geçmiş olsun"

İçeriye giren Yağız duvarda olan bakışlarımı kendisine çekmişti. Bir süre ona baktım. Ali ve Ömer ona doğru ilerleyince İrem kendisini öne attı.

"Ben ilgilenirim"

Dedi onlara bakarken. Yağız'ı odadan çıkarmaya çalışmıştı ama Yağız ona engel olarak en yakınımda ki koltuğa oturdu. Ardından çekingen bir şekilde bakmaya başladı.

"Derin sadece konuşmak istiyorum. Doruk ile ilgili bir şey yok"

Dedi tamam anlamında başımı salladım.

"Ben bu olayı biliyordum fakat sana söyleyemezdim. İrem'i kaybetmekten korktum"

Dedi. Onu çok iyi anlıyordum. Sevdiğini korumak istemişti sonuçta.

"Şimdiyse İrem kendisini benden uzaklaştırıyor. Senden gerçekten özür dilerim ama anlatamazdım."

"Sorun yok"

Diyerek gülümsedim. Yağız bakışlarını İrem'e çevirdi.

"Biraz konuşalım mı?"

İrem bakışları yerde odadan çıkmıştı. Onları böyle görmeyi istemiyordum. Sırf bizim yüzümüzden ilişkileri bitmek zorunda değildi.

Uzun bir süre sonra İrem tekrar odaya girdi. Ağladığı gözlerinden belliydi. Şu an soru sorarak onu bunaltmak istemiyordum.

"Derin annen birkaç kez aradı. Cevap veremedik. 3 saat sonra yola çıkacağız diye biliyor."

Dedi Ömer. Korkuyla ona baktım.

"Gidemeyiz Ömer. Annem beni böyle görürse çok üzülür."

"Yapacak daha iyi bir şeyimiz yok. Kendini toplamak zorundasın."

Dedi Ali ciddi bir ifadeyle.

"Bileklerini saklaman gerekecek elbette. Biz bu süreçte yanında olacağız. Bu şehirden çıktıktan sonra daha hızlı iyileşeceksin. Ama önce inanman gerekiyor Derin. Her şeyin düzeleceğine ve eskisi gibi mutlu olacağına inanman gerekiyor."

Sözcükleri her ne kadar doğru olsa da şu an için bunları düşünecek güçte değildim. Annemi düşünüyordum sadece. Ona durumu nasıl açıklayacağımı...

ACIYI SEVMEK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin