"Ali nerde?"
Acı içinde etrafta dolaşan Gülay'a baktım. Hemşirelere Ali'nin nerde olduğunu soruyordu. Oturduğum yerden kalkıp ona doğru ilerledim. Beni görür görmez boynuma atladı.
"Lütfen onun iyi olduğunu söyle"
Dedi. Ondan ayrılırken yüzüne baktım. Ağladığı için yüzü kıpkırmızı olmuştu. Kendimi daha da kötü hissetmiştim. Benim yüzümden bu haldeydiler. Benim suçumdu tüm bunlar.
"Derin o iyi mi?"
Uzun süredir ona cevap vermediğimi fark edince elimle gözlerini sildim.
"Senin adını sayıkladı. İstersen onunla sen konuş"
Dedim. Elimi tutarken buruk bir şekilde gülümsedi.
"Adımı mı sayıkladı?"
Dedi. Başımı evet anlamında salladım. Daha sonra yanımdan ayrılarak hemşire ile konuşmaya gitti. Ardından Ali'nin yanına girdi. Bende camın arkasından onlara baktım. Gülay elini Ali'nin kalbinin üzerine koydu. Bir şeyler söylüyordu. Bir yandan ağlıyor bir yandan konuşuyordu. Birkaç dakikanın ardından dışarı çıktı. İrem'e sarılarak ağlamaya devam etti.
"İrem o iyi olacak değil mi? Uyanacak Ali'm!"
Sesi koridorda yankılanmıştı. Kalbim eziliyordu. Onlara böyle bir şey yaşattığım için kendimden çok utanıyordum.
"Derin?"
Özgür'ün sesiyle arkamı döndüm.
"Daha iyi misin?"
Gözyaşlarım bir sel gibi akarken başımı olumsuz anlamda salladım.
"Benim yüzümden"
Dedim. Özgür beni kendine çekip uzun bir süre sarıldı.
"Bir şey oluyor!!!"
Dedi Gülay. Özgür'den ayrılıp Ali'ye baktım. Titriyordu. Makinalardan sürekli sesler geliyordu.
"Doktor nerde!!"
Suçluluk hissi boğazımı sıkmaya başlamıştı. Ömer Özgür ve Buğra korkuyla etrafta doktor arıyordu. Nihayet doktor içeri girdiğinde odanın perdeleri kapandı. Herkes Ali'ye bakıyordu. Bense utanıyordum. Kendimi bahçeye attım. Bir şeyler yapmam gerekiyordu Doruk'u durdurmam gerekiyordu. Elimde ki telefonu alıp dün mesaj attığı numarayı aradım. Tek çalışta açmıştı.
"Söyle buzul prenses"
"Konuşmamız gerek. Neredesin?"
Kahkaha sesleri kulaklarımda yankılanırken telefonu kıracak derecede sıkıyordum.
"Keşke daha önce vursaydım Ali'yi. Bu kadar beklemem gerekmezdi"
"Nerdesin dedim sana"
Diye tekrarladım. Kahkaha sesi kesilmişti.
"Kamp yaptığınız yerdeyim. Tek gel"
Dedi. Ardından telefonu kapattı. Hızlı adımlarla taksiye doğru ilerledim. Önce eve gidip anneme bakmalıydım ve şu kıyafetten kurtulmalıydım.
Eve vardığımda vakit kaybetmeden üzerimi değiştirdim. Babamın koleksiyonundan aldığım Çakıyı arka cebime koyarken annem dehşetle bana bakıyordu. Yanıma gelip bıçağı almaya çalışınca ona engel oldum.
"Derin kendine gel annem"
Dedi. Şu an onu dinlememeliydim. Bugün Doruk'u durdurmam gerekiyordu. Daha fazla zarar vermeden onu durdurmam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIYI SEVMEK...
Teen Fiction"Senin için ölürüm" Dedi. Yutkundum. Gözlerimin dolmasına izin vermedim. Her şey bitmişti benim için. Artık yoktu. Hiç olmamış gibiydi. Derin bir nefes aldım. "Benim için zaten öldün" Dedim. Uzun bir süre yüzüme baktı. Bir şey demesine izin vermede...