"GURUR DUYUYORUM SENİNLE"

40 10 0
                                    

Telefonumun ısrarcı çalışıyla gözlerimi açtım. İrem defalarca aramıştı ve hala arıyordu.

"Derin hemen çıkın kamp alanından Doruk geliyor"

Uyku sersemliğiyle geç idrak etmiştim söylediklerini. Hızlıca kalkarken etrafıma baktım.

"İrem burayı nerden bilsin?"

"Kanka ben Yağız'a söyledim dün. O da Doruk'a yetiştirmiş. Özür dilerim hemen ayrılın ordan 1 saat önce yola çıktı."

Telefonu kapatıp koşarak Buğraların çadırına girdim. Sadece Özgür vardı.

"Özgür uyan!"

Dedim biraz yüksek sesle. Özgür gözlerini şaşkınca gözlerime dikti.

"Günaydın"

Dedi gülümseyerek bense korkuyla ona bakıyordum.

"Doruk geliyor hemen gitmemiz lazım"

Dedim. Hızlıca doğruldu yataktan.

"Buğra nerde?"

Dedim merakla.

"Derin çok kötü oldu bu. Buğra dayanamadı gece gitti İrem için"

Ellerimi saçlarımda gezdirdim.

"Bitti. Gelecek...beni alacak yine"

Dedim endişeli bir sesle. Ayağa kalktım ve çadırdan çıktım. Nefesim daralıyordu.

"Derin sakin ol burdayım ben"

Dedi. Onun söylediği şeyler kulağımda buğulu bir hal alıyordu. Gözlerim arabadan inen Doruk'ta takılı kaldı. Yüzünde sert bir bakış vardı.

"Günaydın buzul prenses"

Dedi gözleri Özgürdeydi.

"Yokluğumda boş durmamışsın anlaşılan"

Diye tısladı dişlerinin arasından. Hareket edemiyordum. Sadece ona bakıyordum. Tam karşımda durmuş en acımasız bakışlarıyla içimi eritiyordu. Özgür kolumdan tutarak beni arkasına aldı.

"Onu benden koruyabileceğine gerçekten inanıyor musun?"

Dedi.

"Git burdan"

Dedi Özgür. Korkuyordum. Arkada duran elini tuttum.

"Özgür lütfen gidelim"

Dedim. Doruk hafifçe kahkaha attı.

"Ne o beni bu kadar çabuk mu unuttun. Biraz emeğime saygı duysaydın bari"

Dedi sesinde ki alaycı tını hala aynıydı.
Nefret dolu gözlerle ona baktım. Özgür'ün arkasından çıkarak yanında durdum.

"Sen gerçekten senin için üzüldüğümü mü düşünüyordun? Sen bana zarar veremezsin artık. İnsanı sadece sevdiği insanlar üzer. Ne yazık ki ben seni sevmiyorum Doruk"

Dedim. Özgür Şaşkınca bana baktı.

"Yalan söylüyorsun!"

Dedi biraz daha yaklaşmıştı. Bakışları değişmemişti. Pişmanlık yoktu yine. Soğuktu. Kötüydü. Tehlikeliydi. Sevgisizdi. Onun bakışları tüm kötülükleri taşıyordu.

"Sen her şeyi mahvettin"

Dedim. Canım yanıyordu. Onu unutmaya çalıştıkça karşıma çıkıyordu.

"Zevkliydi"

Dedi umursamazca. Durdum ve bir süre ona baktım. Gözlerinde hiçbir şey yoktu. Hiç mi üzülmüyordu? Hiç mi canı yanmıyordu? Birinin kalbini kırmıştı. Hiç mi pişman değildi?

ACIYI SEVMEK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin