"FIRTINA ÖNCESİ SESSİZLİK"

59 17 1
                                    

Biliyordum. Bu son gidişimdi onlardan. Öyle bir gidiyordum ki...
Öyle biriyle gidiyordum ki...

Nerede olduğumuzu bilmiyordum. Etrafımızda sadece dağlar vardı. Aklımdan ölmek geçiyordu. Şu anda ölmek istiyordum. Doruk karşımda oturuyordu. Bilmediğim bir yerdeydim. Arkadaşlarım benden vazgeçmişti ve en önemlisi şu an karşımda oturan adama mecburdum. Dediklerini yapmak zorundaydım.

"Ne düşünüyorsun?"

Dedi dalga geçtiği sesinden belli oluyordu.

"Artık sadece bekliyorum Doruk"

Dudağı kıvrıldı.

"Neyi bekliyorsun?"

"Senden kurtulmayı ya da ölmeyi"

Başını salladı.

"Benden kurtulamazsın bu yüzden ölene kadar beklemen gerek"

Sustum ve bir süre ona baktım. Gözlerini kaçırmıyordu.

"Doruk allah aşkına beni buraya neden getirdin? Tamam elindeyim işte ne yapıyorsan yap"

"Daha var buzul prenses. Senin için mükemmel bir iş buldum."

İş mi?

"Madem bu kadar merak ettin bir ipucu vereyim. Sen artık kuryesin"

Gözlerim kocaman açılmış Doruk'a bakıyordum.

"Ne kuryeliği ya?"

"Onun yarın öğreneceksin"

İtiraz etmek istiyordum ama yapamazdım. Acaba Doruk neden bu kadar sakindi. Az önce hapisten çıkmıştı. Aşırı sinirliydi ama şu an...

Doruk ayağa kalktı ve önümde dikildi.
"Deli gibi merak ediyorsun değil mi neden bu kadar sakin olduğumu?"

Ne diyeceğimi bilmediğim için sustum. Sağ tarafta masada duran bardağı eline aldı ve yerine geçti. Ardından hızla bardağı bana fırlattı.

"Fırtına öncesi sessizlik bu kızım"

Kafamdan bir şeyin aktığını hissettim. Canım yanıyordu fakat tepki veremiyordum.

"Evet sakinim çünkü daha sana nasıl bir ceza vereceğimi bilmiyorum"

Dedi sakin değildi. Fazla sinirliydi ve canım çok yanıyordu. Elimi başıma götürdüm ve yaraya bastırdım.

"Sana öyle şeyler yapacağım ki aynanın karşısına geçtiğinde bile beni göreceksin"

Yutkundum ve ayağa kalktım.

"Otur yerine!"

Sesi odada yankılanmıştı. Korkuyla kalktığım yere oturdum.

"En başında bana bulaşmayacaktın. Ben senin tanıdığın piçlere benzemem kızım. Ters yaparak beni etkileyemezsin"

Çok sinirliydi ama bana iftira atıyordu. Ben onu etkilemeye çalışmıyordum. Ayağa kalktım.

"Seni etkilemek şu hayatta isteyeceğim en son şey"

Dedim sesimin titrememesine özen göstererek. Kan başımdan aşağı inmiş boynumu bulmuştu. Doruk işaret parmağını başımın kanayan yerinden boynuma kadar getirdi.

"Bu sana bıraktığım ilk iz. Unutma"

Dedi. Ardından yanımdan geçerek diğer odaya girdi. Yerimden kalktım ve elimi boğazıma götürdüm. Bir yumru vardı. Çökmüştü sanki. Nefes almaya çalıştım. Sanki biri boğazımı sıkıyordu. Ağlamak istedim ama yapamadım. Öylece durmuş karşımda ki duvara bakıyordum. Resmen beni fiziksel olarak yaralamıştı. Canım gerçekten acıyordu.

ACIYI SEVMEK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin