Son 4 gün nasıl geçti anlamamıştım. Bugün nişan yapacaktık. Özgür'ün ailesi ile dün tanışmıştım. Beni görünce aşırı bir tepki vermişlerdi. Özgür ile hararetli bir şeyler konuşmuşlardı. Tabi ingilizce konuştukları için hiçbir şey anlamamıştım. İşin garip yani annesi içeri ilk girdiğinde gülümsüyordu beni görünce resmen evden çıkmaya çalışmış Özgür engel olmuştu. Tabi Özgür ile konuşamadığımdan nedenini soramamıştım. Buğra da dalga geçerek 'kuzen kaynana seni beğenmedi herhalde' demişti. İçimde büyük bir sıkıntı vardı. Ters giden bir şeyler olduğu belliydi. Özgür fark ettirmemeye çalışıyordu fakat onunda canı çok sıkkındı.
"Derin hazırlan hadi kuaför randevun yarım saat sonra"
Annemin sesiyle daldığım düşüncelerden sıyrıldım. Üzerimi değiştirip aşağı indim. Buğra ve İrem beni bekliyorlardı. Mutsuz yüz ifademle onlara bakarken Buğra yanıma gelerek yanaklarımı sıktı.
"Bu ne biçim gelin. Biraz gülümse sanki zorla veriyoruz"
Dedi. Ona gözlerimi devirirken İrem'e kocaman sarıldım.
"Gerçekten senin dırdırını çekemem kanka. Valla bak çok mutluyum"
Dedim. İrem benden ayrılırken egolu bir ifadeyle Buğra'ya baktı.
"Bak nasıl korkuyor benden"
Dedi. Ardından konuşmayı çok uzatmadan evden çıktık. Heyecan vardı evet ama bir yanım buruktu işte. Korkuyordum. Tam mutlu oldum derken bir şeylerin bozulmasından çok korkuyordum.
Kuaföre girdiğimizde hemen arkamızdan Özgür'ün kuzenleri girmişti. Hiçbirini sevmemiştim. Özgür gibi değillerdi. Öyle soğuklardı ki.
"Selam Derin"
Dedi bozuk olan Türkçesiyle. Zoraki bir şekilde gülümserken aynadan ona baktım.
"Selam"
Dedim. Bana aldırmayarak yan tarafımda ki sandalyeye oturdu.
"Taç örgü ve maşa istiyorum"
Dedi kuaföre bakarken. Kadın saçlarımı eline dolarken yardımcısını çağırdı.
"Hanımefendiyle ilgilenin"
Dedi. İsminin Dilara olduğunu tahmin ettiğim kız yerinden kalkarken huysuzca homurdandı.
"Sizin yapmanız gerek. Ben yardımcı istemiyorum"
Dedi. Kadın zoraki bir şekilde gülümserken omzumu tuttu.
"Ben gelin hanımla ilgileneceğim nişana sadece üç saat kalmış. Yetişmez"
Dedi. Ardından Dilara beni çileden çıkaracak o cümleyi kurdu.
"O kadar da önemli biri değil"
Dedi. İrem yerinden kalkıp önünde dikilirken bende ayağa kalktım.
"Ne kadar da önemli biri değil"
Dedi İrem kızın bozuk türkçesini taklit ederken. Yavaşça omzuna dokundum.
"İrem lütfen yapma"
Dedim İrem beni takmayarak kızın omzundan ittirdi.
"O bugünün en önemli ismi. Senin gibi yan karakter değil. Anladın mi beni?"
Dedi son cümlede yine kızın konuşmasını taklit ederek.
"Eğer eski sevgilisine benzemeseydi Özgür onunla konuşmazdı."
Dedi. Cümleyi idrak ettiğimde yavaşça yutkundum ve kaşlarımı çatarak ona baktım.
"Ne dedin sen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIYI SEVMEK...
Teen Fiction"Senin için ölürüm" Dedi. Yutkundum. Gözlerimin dolmasına izin vermedim. Her şey bitmişti benim için. Artık yoktu. Hiç olmamış gibiydi. Derin bir nefes aldım. "Benim için zaten öldün" Dedim. Uzun bir süre yüzüme baktı. Bir şey demesine izin vermede...