"HİÇ OLMAMIŞ GİBİSİN"

53 13 0
                                    

"Dikkatli yatırın"

Annemden aldığımız komutla Ali'yi kırılacak bir eşya gibi narince yatağa yatırdık. Dört günün ardından nihayet eve getirebilmiştik. Ali her ne kadar Ömer ile birlikte gitmek istese de annem izin vermemişti.

"Derin yastığı biraz dikleştir çocuğun boynu ağrıyacak"

Yastığı dikleştirmek için eğildiğimde Ali'nin kulağına fısıldadım.

"Lütfen çabucak iyileş. Yoksa vay halimize"

Dedim. Gülümseyerek bana baktı.

"Sen daha çok çekeceksin benden"

Dedi. Dudak büzerek doğruldum.

"Derin yorgan çok sıcak olur battaniye getir"

Oflayarak odamda ki battaniyeyi aldım. Ali'nin üzerini örtüp annem söze girmeden odama yöneldim.

"Derin..."

"Anne bende çok yorgunum izin verirsen dinleneceğim"

Annem omuz silkerek Ali'nin yanına oturdu. Kapının ardından onları izledim. Ali öyle güzel bakıyordu ki anneme.

Kapıyı kapatıp yatağa oturdum. 2 gün boyunca Doruk'tan tek bir mesaj bile almamıştım. Kafam rahattı. Hatta mutluydum bile. Özgür ile terapiye başlamıştık. Öncelikle telefonumda ki tüm hüzünlü şarkıları silmiş yerine hareketli parçalar yüklemişti. Her gün beni arayıp yürüyüşe çıkıp çıkmadığımı soruyordu. Kafamı bir şeylerle meşgul edersem onu daha çabuk unutacağımı söylüyordu. Hızlı bir şekilde üstüme spor kıyafetlerimi giyip tekrar salona geçtim. Annem Ali'ye çorba içiriyordu.

"Ben çıkıyorum 1 saate dönerim"

"Hani sen çok yorgundun."

Gözlerimi devirerek anneme baktım.

"Terapistimin dediğine göre bu saatlerde insanlar yürüyüş yaparsa kendini daha dinç hissedermiş"

Dedim bilmiş bir ifadeyle. Annem beni başından savarcasına elini salladı.

"Aman iyi bir şey demedik. Git"

Dedi tamam diyerek dışarı çıktım. Hava yine mükemmeldi. Kulaklığımı takıp yürümeye başladım. Kafam rahattı. Öyle değişiklikler olmuştu ki. Hayatım düzelmiş gibiydi. İçimde boşluk hissetmiyordum. Aksine yaşam doluydum. Kulaklarımı dolduran hareketli şarkı ile deli gibi dans etmek istiyordum. Tüm bunlar Özgür sayesinde olmuştu. Onun sayesinde bu kadar toparlanmıştım.

"Bakar mısınız?"

Duyduğum sesle kulaklıklarımı çıkardım.

"Efendim"

Dedim mesafeli bir sesle. Çocuk elinde ki kağıdı bana verip uzaklaştı. Kağıdı açtım.

Mutlu olmaya devam ediyoruz.

Yazıyordu ve hemen altında bir adres.
Tahminimce bu kişi Özgürdü. Kağıdı cebime koyup dediği adrese doğru ilerlemeye başladım. Ne için çağırıyordu ki beni? Hemde telefon denen bir şey var ne diye biriyle not göndermişti ki? Neyse birazdan öğreniriz.

Dediği yere geldiğimde bir ev gördüm. Gerçi ev demek için fazla küçüktü. Etrafta bomboştu. Neden bu kadar ıssız bir yer seçmişti ki?

Kapıda bir adam bekliyordu. Beni görünce gülümseyerek yanıma geldi.

"Derin Hanım sizsiniz galiba"

Dedi. Evet anlamında başımı salladım. Eliyle kapıyı işaret ederek içeri girmemi istedi. İçeri girdim. Etraf karanlıktı. Dışarı çıkmak istedim ancak kapı üstüme kilitlendi.

ACIYI SEVMEK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin