"DÜNYANIN EN GÜZEL HİSSİYDİ ONU SEVMEK"

49 12 1
                                    

Son birkaç aydır her şey yolundaydı. Üniversiteyi bitirmiştim. Şimdi sınava hazırlanıyordum. Bir yandanda düğünü konuşuyorduk. Özgür mesleği gereği İngiltere'ye dönmüştü. Bende annemlerin yanına gelmiştim. Özgür olmadığı için fazlasıyla canım sıkılıyordu. Gülay ve Ali tatile gitmişti. Ömer ve Açelya'ya da onlara eşlik ediyorlardı. İrem ise annesinin İzmir'de ki yazlığındaydı. Onlar bu sene sınavı ertelemeye karar vermişlerdi. Bense annemlerin zoruyla bu sene girecektim. Nişan işinin de uzamasını istemiyordum. Özgür orda ben burda baya zor oluyordu.

"Derin Buğra çağırıyor!"

Annemin sesiyle masadan kalktım. Ders çalışmaktan gözlerim ağrıyordu artık.

"Kuzen dışarı çıkalım mı?"

Yorgun gözlerle Buğra'ya baktım.

"Yığılıp kalmaktan korkuyorum"

Dedim. Buğra gözlerini devirerek yanıma geldi. Elini omzumdan geçirip beni ilerletmeye başladı.

"Ben yanındayken bir şey olmaz merak etme. Hadi sen hazırlan bende teyzeme bakayım. Kadın iş yapmaktan kilo vermiş artık"

Dedi son cümlede imalı imalı bana bakarak.

"Ders çalışıyorum Buğra. Anneme yardım etmemem gayet normal bence"

Dedim. Beni umursamayarak annemin yanına gitti. Bende odaya geçerek üzerimi değiştirdim. Ardından aynanın karşısında kendime baktım. Gözaltlarım morarmıştı. Saatlerdir uykusuzdum. Makyaj yapmayı erteleyerek odadan çıktım. Ne de olsa Özgür yoktu. Kime süslenecektim.

"Buğra ben hazırım"

Buğra annemin yanaklarını sıkarak yanıma geldi.

"Teyze ben bırakırım eniştemde merak etmesin geç gelebilir"

Kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Geç falan gelemeyiz ders çalışmam gerek"

Dedim beni itekleyerek evden çıkardı.

"Bugün ben ne dersem o"

Dedi.

"Kusura bakma ama benim ders..."

"Hay senin dersine Derin. Biraz sus ya. Kaç haftadır çıkalım gezelim diyorum ders ders diyip duruyorsun. Bu kadar kasma yaparsın sen."

Dedi azarlayıcı tonda. Susmayı tercih edip arabaya bindim.

"Nereye gidiyoruz?"

"Kamp alanına"

Şaşırmış bir ifadeyle ona baktım.

"Ne işimiz var?"

Cevap vermek yerine dikiz aynasından arkaya baktı.

"Bir soru sordum"

Dedim ısrarlı bir sesle. Gözünü dikiz aynasından ayırmadı.

"Neye bakıyorsun?"

Diyerek arkama döndüm. Arkadan bir araba geliyordu.

"Kimin arabası biliyor musun?"

Diye sordu Buğra. Hayır anlamında kafamı salladım. İçimde bir huzursuzluk oluştu. Doruk ile bayadır karşılaşmıyorduk. Ya arkamızdan gelen Doruksa?

"Derin kemerini bağla ve kendini sıkı tut"

Dedi. Hızla kemerimi taktım ve geriye doğru yaslandım. Buğra arabayı daha hızlı sürdü. Sürekli ara yollara dönüyordu. İzimizi kaybettirmeye çalışıyordu galiba.

ACIYI SEVMEK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin