-1: KEDİLİ KIZ

7.8K 572 623
                                    

Nur Yaldız - bekledim

"İlk aşkını toprağa vermiş birine, tüm kalbimle."

•KEDİLİ KIZ•

Sana bir iyi bir de kötü haberim var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sana bir iyi bir de kötü haberim var. İyi haber; sana aşık oluyorum, kötü haber; kalbini kıracağım.

|...|

Beklediğim yaz tatili sonunda gelmişti. Haziran ayını çok seviyordum. Beni sebepsizce mutlu eden en güzel aydı. Okullar kapandığı için onu diğer aylardan ayırdığım doğru. Tamamı boş ve bana ait üç ay! Olağanüstü bir özgürlük. Ama bu yıl yaz tatili pek iyi gidecek gibi değildi. Çünkü üniversite sınavı tam karşımdaydı. Bu yıl Haziran ayında lise tamamen bitmişti. Sabah erken kalkma derdi, yurt kuralları, devamsızlık, forma, sürekli yapılan sınavlar, kantinci abinin bıyıkları, soğuk kaloriferler, ılık kahveler ve lisedeki diğer şeylerle birlikte bir defteri kapatmıştık. Hilal, Merve, Neşe ve diğerleri. Bitmişti. Lise bitti! Artık Alevler olacaktı. İlk başladığı zamanı hatırlıyorum da hiç bitmezmiş gibi gelmişti. Şimdi ise o kadar hızlı geçmiş gibi hissettiriyordu ki... büyümek böyle bir şey olsa gerekti... ben bile büyüdüysem...

Şu sınav... kara dul gibi zehirli ve çaresi olmayan bir hastalık gibiydi. Kalan hayatımı kurtarmam için çalışmam gereken lanet sınav. Ve benim iflah olmaz karakterimin zerre miktarı umurunda olmayan o sınav. Olsaydı on iki saattir bilgisayar oyunu oynamıyor olurdum. Sonuçta doktor olmak gibi bir gayem yoktu. Herhangi bir diploma iş görürdü. Kimseye kötü örnek olmak istemem. Benim kuzen pisliklerinden aşağı kalmamam gerekiyordu sadece. Tek kuralım bu. Gizli bir savaşın içindeydik ve sürekli yarış halindeydik. Daima onlarla kıyaslanmak can sıkıcıydı. O yüzden onlarla bir anlaşma yaptık. Yetişkinlerin bilmediği bir gücümüz vardı. Biz birbirimizle yarışmıyor aynı hizada gidiyorduk. Kimse öne geçmiyordu ve kimsenin geri de kalmasına izin vermiyorduk. Biz uzaya birlikte gider, birlikte ölürdük. O yüzden en azından üniversitenin kapısından içeri girmem gerekiyordu. Çünkü o adamların hepsi bunu başaracaktı.

Albay malikanesine geldiğimde saat çoktan akşam on olmuştu bile. Teyzeme, enişteme veya beni ispiyonlayacak kız kurularına yakalanmadan İlhan Berk'in odasına girmeliydim. Buradayım çünkü eve gitmek için geç olmuştu ve ben leş gibi sigara kokuyordum. Çok içtiğimden değil. Ortam dumanlıydı. Ayrıca anneme teyzem de olacağım demiştim. Yalanım ortaya çıkmadan işi doğruluğa erdirmem şarttı. Sırık kuzenimin yeni bir odası ve bu odanın dışarı bakan bir kapısı vardı ki şu an bunun için şükrettim. Mesaja yazdığım gibi kapıyı dışarıdan üç kez tıklattığımda içeriden usulca açıldı. Ve karşınızda İlhan Berk Albay! Kısaca İBA! Hayır, ona böyle seslenmemizden hoşlanmıyor. Sırık denilmesini de sevmiyor. 1,90 boyuyla arşa ulaşıyor ama... biz işte ona kısaca, Albay diyoruz.

Romeo Ölmek İstiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin