Can Ozan ve Damla Eker - Gündelik Düşler Fırtınası
Sev beni zaman geçmiyor başka türlü
Kader ağlarını ördü hiç sormadan
Gündelik düşler fırtınasında insan;
Anlamam nasıl durur savrulmadan?🎵
•ÖMÜR BOYU SÜREGELEN GÖNÜL YARASI•
Nasıl da aşık oluyoruz, bir merminin çarpmasından daha ani bir şekilde?
|•••|
"Benim bildiğim doğduğumdan beri kanser hastası olduğum. Böyle doğdum ben. Onunla birlikte büyüdüm. Tüm hayatım boyunca onunla savaştım. Hiç okula gitmedim. Hiç arkadaşım olmadı. Evden dışarı yanımda bir büyük olmadan hiç çıkmadım. Çıksam da uzağa hiç gitmedim... Birini öpmeyi geç elini tutmadım. Ben aslında bu yaşıma kadar hiç yaşamadım. Bir yıl kadar önce yendiğimi, iyileştiğimi söylediklerinde öldüğümü düşündüm... Hiç sağlıklı olmadığım için ne demek olduğunu anlayamadım... Güzel bir değişiklik olsun diye, sil baştan başlayalım diye biz bu ülkeye, bu şehre taşındık. Çünkü orada oldum olasıya hastaydım. Kalırsam yine hasta olurum sandılar belki de... Burası... bize daha iyi gelecekti. Geldi de... ama... ama şimdi tekrar kanserim. Üç hafta önce hastalığımın nüksettiğini öğrendim... ben yine... kaybettim."
Hayatınızda hiç beyninizden vuruldunuz mu? Herhalde vurulsaydınız bunu düşünecek kadar canlı olmazdınız. O zaman... hiç beyninizden vurulmuşa döndünüz mü? Karşımdaki kız bana bunları anlatırken tek hissettiğim buydu. Beynimden vurulmuştum. Dua da demişti, kanser diye ama ben hep bir umut ışığı yakmış, sanki Yârim gelip yalanlayacak ya da evet, hastayım ama sorun yok diyecek diye beklemiştim. Ölümcül bir hastalığın ciddiyetini bile ciddiye almamayı seçmiştim o an. Böyleydim işte ben. Pervasız, aklı bir karış havada, hayatla bile gönül eğlendiren biriydim. Umursamaz, bencildim. Şimdi karşımda titreyen çenesi, elleri, dizleri... olan bitenin idrakine yeni varmak beni beynimden vurulmuşa döndürdü. Gerçekten kötü şeyler oluyordu ve ben savaşın merkezindeydim.
"Belirtiler başladığında açıktı ama hep öteledim. Tekrar hasta olduğumu kabullenmek istemedim. Seninleyken hasta olmak istemedim." Dedi. "Ben kaçtım ama peşimi bırakacak gibi değil... ben de öyle olunca sen üzülme diye senden ayrıldım. Yoksa seni sevmediğim için değil... ama bu önemli mi? Sakladım senden..."
Yutkunmaya çalıştım ama pek beceremedim. Sözlerini anlamak için sanki beynim bir süzgeçten geçiriyordu da ben yine de anlamıyordum. Derin bir nefes çektim içime ama bu odada oksijen yoktu sanırım. Çünkü ben boğuluyordum. O konuştukça ben sesim soluğumu kaybediyordum. Beni içeri alıp odasına çıktığımızdan beri bana neler neler anlatıyordu da ben sessizlik yemini etmiş gibi lâl olmuş bir halde onu dinliyordum. Ne söyleyebilirim ki? Ne duymak ister ki benden? Ben... ben anlamıyorum... hastaysa ne olmuş yani?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Romeo Ölmek İstiyor
RomanceBen, odasını dağıtıp bir daha toplamayan o çocuktum. Elini prize sokan, süt kutusunu başına dikerek içen, annesinin terliğinden korkup kaçan kişiydim. Karşıdan karşıya geçerken sağa sola bakmaz, adımımı atardım. Ölümün beni bulamayacağına inancı tam...