-15: SAF KEDER

1.9K 304 175
                                    

Cem Adrian & Emir Can İğrek - Bana Unutmayı Anlat

Tüm yollar senin olsun, bana bir umut bırak giderken. Kalbim sende dursun, bana unutmayı anlat severken. Yollar senin olsun, bana bir umut bırak giderken. Kalbim sende dursun, bana unutmayı anlat severken.

•SAF KEDER•

Şimdi ölmek istemem, bir kalbi sarmadan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şimdi ölmek istemem,
bir kalbi sarmadan.

|•••|

"Ben gerçekten iyi ki doğdum mu Yağız?" Demişti. Düzensiz nefesi kulağıma dolarken gözlerinin yaşlarla parladığını biliyordum. Görmesem de biliyordum. Bakışları daldığı noktadan kopamıyordu ki sözlerini toparlayamıyordu. "İyi ki doğdun diyorlar ama doğmasaydım acı da çektirmezdim. Ben doğdum diye sen bile acı çekiyorsun. Ben insanlara acı çektirmek istemiyorum."

İkna edemedim. İnandıramadım iyi ki doğmuş olduğuna. Uzun uzun anlattım ona. "Sen Juliet'i yaşatmak istiyorsun, bana kalbimi hissettiriyorsun elbette iyi ki doğdun. Sen doğmasaydın hayatımıza kim böyle dokunacaktı? Yârim kim bana çiçekleri sevdirecekti?"

Verdiği kederli nefesi soludum."Ben iyi ki doğmadım ama sen iyi ki de doğmuşsun, Yağız." Diyerek kapattı telefonu. Beni bir cehennem çukuruna itip gitti. Ben mi iyi ki doğmuşum? Doğmaz olaymışım.

Camekanın önünde otururken tüm şehir ayaklarımın altındaydı. Dün gece ki telefon konuşmamız dönüyordu beynimin arka planında. Kim iyi ki doğmuş ki? Şehre tepeden bakarken güneş farklı pencerelerden parlıyordu. Sabahın erken saatlerinde güzel bir vakitteydik. Gök rengini daha tam oturtmamış, göçmen kuşlar oradan oraya uçmamış, güneş turuncusunu kaybetmemiş... sizi kandıracak kadar güzel bir sabah... umut, içinize doğacak kadar temiz bir sabah...

Yine de Aralık ayının kasvetli gri bulutları yakında burada olacaktı. Şehri depresif bir şekilde sardığında tüm insanlar göreve çıkmış robotlar gibi işe güce koşturup duracaktı. Küçük dertlerimiz ile kahırlanırken daha kötüsü hiç başımıza gelmeyecek gibi yaşamaya devam edecektik. Herkesin kıyameti kendineydi bu hayatta. Derdinle dertlenen çok az insan vardı yanında. Ve ben bu hayatta ki en büyük sınavımı veriyordum...

Şimdi burada birkaç ay evvel tanıdığım güzel bir kız için vakit öldürürken ne yaptığımı arada sorgulamadan edemiyordum. İçimde bir taraf sürekli bu durum karşısından benimle muhalefet ediyordu. Aptal olduğumu, bunu benim için kimsenin yapmayacağını söylüyordu. Kararımdan beni döndürmek için savaşıyordu. Ama bu konuda hükmü kalbim vermişti. Bazı durumlarda mantık devre dışı kalırdı. Onu böyleyken yalnız bırakmak ömür boyu hatta sonrasında bile bana vicdan azabı olurdu. O, bana git derken bile gözleri kalmam için yalvarıyorken... nereye gidebilirdim ki? Gitsem bile bir daha mutlu olabilir miydim?

Romeo Ölmek İstiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin