•BANA AŞK OLDU•
Niye hiç sevilmemiş gibi davranır insan?
|•••|
~DEVA ÖZÜ~
Alarm sesiyle göz kapaklarım aralandı. Ses yükselirken yattığım pozisyonu değiştirerek sağıma döndüm. Aman be. Beş dakika daha uyumak istediğim bir sabah... kollarımı ve ayaklarımı eş zamanlı olarak açıp, gerindim. Epey yorulmuşum. Dinlenmeden yeniden yorulacak olmak biraz zoruma gitse de yapacak bir şey yok. Aşağı yukarı hayat bundan ibaret değil miydi zaten? Sonsuz bir döngü içinde kaybolup gidiyorduk. hayatı sorgulamayı bırakırsam... nerede bu telefon?
Bulamadığım telefonu susturmak için asabi bir şekilde doğruldum. Yataktan düştüğünü görünce yatakta yuvarlanıp yerden aldım. Alarmı kapatıp mesanemin baskısına dayanamayarak telefonu yatağa attığım gibi ayaklandım.
Güne başlıyoruz...
Kotumun düğmelerini kapatmaya çalışırken buzdolabına astığım alışveriş listesine bakıyordum. Bu akşam halletmezsem bir sonraki gece nöbete kalacağımdan hiçbirini alamayacaktım. Bu da evde aç kalmam demekti. Tüh. Kendi kendime gözlerimi devirip tezgâha bıraktığım sweatshirt başımdan geçirerek giyindim. Üzerimi düzelttikten sonra karışan saçlarımın arasından parmaklarımı geçirdim. Boyunu biraz daha kısaltmam gerekiyordu. Ama kim uğraşacaktı? Daha karnımı doyurmaya zamanım yoktu.
Kapı çaldığında çantamı kontrol ediyordum. Gelenin Doktor Yağız olmasını dilerken buldum kendimi. Nedenini sormayın. Ben de bilmiyorum. Kapıda bulduğum kişi ise hiç beklenmedikti doğrusu.
"Günaydın. Ben Biricik Biri. Geleceğimi mesaj atmıştım."
Bir an donup kaldım. Hadi canım! O sensin! Hayır, olamaz!
"Ah... ne için?" Diye bir şey saçmaladım. O da "Ev arkadaşı ilanınız için." Dedi.
"Ev için... tabi ya! Yeni kalktım. Mesajlara bakma fırsatım olmadı." Dedim. "Hoş geldiniz."
"Hoş buldum. Müsait misin? İçeri gelebilir miyim?"
"Evet. Elbette. Gelsene."
Geri çekilirken içeri giren kadın benden bir kafa kadar uzundu. Rahat kıyafetleri içinde de takımında göründüğü kadar hoş gözüküyordu. Tanıştırayım Savcı Biricik Biri, yeni ev arkadaşımdı.
Buyur buradan yak!
Bu evi tutar tutmaz ev arkadaşı için ilan vermiştim. Hayır. Tek başına altından kalkamazdım. Kiraya ortak olduğu gibi evde yalnız da olmayacaktım. Yalnız olmayı sevmiyordum. Sürekli morgda çalışınca insan zihni kötü oyunlar oynuyordu. O yüzden bana bir ev arkadaşı şarttı. Loya ekipteki tek kızdı ve ailesinin yanında kalıyordu. Diğer oğlanları hiç söylemiyorum bile. İlan vermek şarttı. Kaldı ki ev arkadaşı tehlikeli bir işti. Sonuçta kimin geleceğini bilemiyordunuz. Bundan önce birkaç kişiye onları arayacağımı dahi söylemiş ama hiç aramamıştım. Aramayacaktım da. Ev arkadaşı için 30 yaşında, savcı bir kadınla anlaşmak oldukça cazip gelmişti. Gel gör ki bu hatun ile Doktor Yağız'ın arasında her ne olduysa çoktan kulağıma çalınmıştı. Neden ayrıldıkları bilinmez şimdi kadını burnunun dibine kadar getirmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Romeo Ölmek İstiyor
RomanceBen, odasını dağıtıp bir daha toplamayan o çocuktum. Elini prize sokan, süt kutusunu başına dikerek içen, annesinin terliğinden korkup kaçan kişiydim. Karşıdan karşıya geçerken sağa sola bakmaz, adımımı atardım. Ölümün beni bulamayacağına inancı tam...