Gökşin Derin - Romeo'nun Kırık Kalbi
🎵
•Romeo'nun Kırık Kalbi•
Bana beni geri ver. Bir şansım olsun.
|•••|
Yârim: ayrılalım.
Telefonunu kilitleyip sinirle masaya koyduğumda dört çift göz bana döndü. İlhan Berk ve Fırat endişeliydi, Can ve Özgür anlam veremiyordu halime. Hiçbirinden ters bir ses çıkmadı. İlk kez böyle dumura uğramıştım ve onlar bile şaşkın, ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Gözlerimi onlardan kaçırıp bileğimde ağırlık yapan bilekliğe baktım. Yârim doğum günü hediyesi diye verdiği ip. Uzun ömrü temsil eden mavili bir sarmal. Yüzüğü çıkarmıştım ama şu şeyi bileğimden çıkarmak zor gelmişti. Yapamamıştım. İnanamamıştım. Hala inkar aşamasındaydım. Yutkunurken arkama yaslanıp tıklım tıklım dolu kafeterya içinde gözlerimi gezdirdim. Okuldayım ama gelmeyi hiç istemedim. Son bir haftadır önüme çıkana terör estirirken çıkmayana da estirmeye kararlıydım. Bir hafta oldu... hiçbir ses, soluk yok. Aslında öyle doluydum ki her an patlayabilirdim. Patlasam ve kurtulsam bu yükten...
Yârim: ayrılalım. Ben senden ayrılmak istiyorum.
Evet. Benden ayrıldı. Ayrılmış. Kendi kafasında bizi bitirmiş ve bu beni o kadar kahrediyor ki sıktığım yumruklarımı ağzıma sokmak zorunda bırakıyordu. Bu kadar acı veren çok az şey yaşamıştım. Attığı o mesajdan sonra ne yazdıklarıma geri dönmüştü ne de aramalarıma. Sadece... Aman Allah'ım! Sadece bir açıklama yapamaz mıydı? Nedeni söylemez miydi? Benden hiç hoşlanmadığını söylesin mesela. Ve... ve... Dua, İlhan Berk'e benim onu aldattığımı söylemiş! Böyle bir yalan söyleyecek kadar mı değersizdim gözünde?
"Sana gerçekten öyle mi dedi?" Diye anlık çıkışım çocukların irkilmesine sebep oldu. "Onu aldatmış mıyım?"
İlhan Berk mahcup bir tavırla "Dua'nın dediği buydu. Ona da Yârim demiş." Dedi.
"Yalan söylemiş." Dedim. "Ben kimseyi aldatmadım. Tamam. Daha önceden yapmış olabilirim belki. Ama hayır! Yârim'i aldatmadım. Neden böyle bir şey söylesin ki?"
"Bilmiyorum abi. Ben de anlamıyorum." Dedi İlhan Berk. "Evden beni zaten yaka paça gönderdi. Eli de kesilmişti, baktırmadı bile."
"Başka şeyler dönüyor olmasın?" Dedi Fırat.
Ona döndüm. "Nasıl başka şeyler?"
"Ailevi işte oğlum. Anlasana. Kız belki de utanmıştır. Bir şeyler olmuştur ve aceleyle ayrılması gerekmiştir senden."
Bir an durdum. Düşündüm. Bilemedim. Bana anlatmazsa nasıl bileceğim ki? Sinirle soluyup gözlerimi yumarken tüm bunların bir şaka olmasını öyle çok istiyordum ki. Ama şaka bir veya iki gün sürerdi. Bir hafta değil! Oflayarak geri yerime döndüm. Şimdi ne yapacağım? Özgür ağzını açacakken Can gözleriyle onu susturuyordu. Bu beni daha da bozunca oturduğum sandalye yerine masayı ittirip kötü bir ses çıkarmasına sebep oldum. Masamdaki ve yan masalardaki birkaç kişi bana döndü ama umursamayarak lanet telefonumu alıp ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Romeo Ölmek İstiyor
RomansaBen, odasını dağıtıp bir daha toplamayan o çocuktum. Elini prize sokan, süt kutusunu başına dikerek içen, annesinin terliğinden korkup kaçan kişiydim. Karşıdan karşıya geçerken sağa sola bakmaz, adımımı atardım. Ölümün beni bulamayacağına inancı tam...