22: EVDE BİR ÖLÜ VAR

2K 326 150
                                    

Owsey - Thousands Of Summer Twilights

•EVDE BİR ÖLÜ VAR•

Giderken çiçekleri soldurdun, yıldızları söndürdün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Giderken çiçekleri soldurdun, yıldızları söndürdün. Karanlıkta kaldım ben, hiç bu kadar karanlık olmamıştı. Meğer karanlık çökünce anlıyormuş insan, her yıldızın parlamadığını...

|M A Y I S |

Gerçek hayatın acımasızlığından kaçmak için uyurken zihnimin bana oynadığı oyunların esiri olmuştum.

Puslu bir gecenin koynunda uyanıyor, yağan yağmurun altında uzanıyordum. Büyük ağaçların içinde bir ormanın ortasında oluyordum. Ensemde bir nefes hissediyor, uzaktan birinin ağlayışını duyuyordum. Bir anda bir mezara atılıyor, toprağın altına gömülüyordum. Her yer çamur, üzerime çok kuvvetli yağmur yağıyordu. Toprak örtünüyor, yukarıdan biri beni izliyordu. Uyanmak için debelenip dururken boş bir evin içinde köşede ağlayan adamın arkasında buluyordum kendimi. O adamla göz göze gelmekten ölesiye korkuyordum. Biliyordum ki O benim ruhumdu. O mezarda yatan da onu tepeden izleyende bendim. Kendimin katiliydim.

Kan ter içinde uyandım, yataktan kaçtım. Yakamı bırakmayan bir kabustan kurtulmak, bu tarz sanrılardan beynimi kurtarmak için uyku hapını almak için mutfağa gittim. Başım ağrıyordu ve tek istediğim deliksiz bir uykuydu. Uykunun verdiği bilinçsizlik... O delikten beynime sızan düşüncelerin bir sonu yoktu, kabus görmek istemiyordum. İlacı aldım ama aç mideme de ağrı yapacağını biliyordum. Bir şeyler yemek istemiyordum. Siktiğimin bedenini doyurmak ve hayatta tutmak istemiyordum. Ne vardı ölse? Ne vardı yok olup gitse? Hayır, hayır, Yağız. Böyle değil. Böyle ölerek değil. Juliet'i ölerek yaşatan kızın artından Romeo'yu yaşayarak öldürmek için... ne diyorum ben? Çok sıcak. Kalbim deli gibi atıyordu. Hala gördüklerimin etkisindeyken ellerim titriyordu. Mezardaydım ve mezara bakıyordum. Ben gerçek bir kabusun içindeyim. Hatta gerçeği ayırt edemeyecek kadar kafam karışıktı. Bir şey yiyecek miydim? Tüpü açtım ama ateş yanmadı, gazın sesini duydum. Bir koku aldım ama müdahale etmedim. Çok sıcaktı.

O gün evde kimse yoktu, Yârim.

Uyanmak istiyordum. Banyoya gittim. Küvete uzandım ve suyu açtım. Çok saçmaydı ama bunu yaptım. Ilık suyun içinde uzanırken fayanslara yazdığımız element tablosunu gözden geçiriyor, tekrar ediyordum. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Su küvetten taşmaya başladı. Sarımsak çürüğüne benzer bir koku içeriye doldu. Yoksa bu? Allah kahretsin diye düşündüm. Kalkmalıydım ama ayaklarımı hissetmiyordum. Uyku hapının etkisi... peki tüm bunlar bir rüyaysa? Hap, küvet ve gaz... bu bir rüya olmalı...

Baş ağrım arttı, göz kapaklarımı açacak gücüm kalmadı. Ellerimin rengi neden böyle? Çok uykum vardı. Uyumak istemiyordum ama kendime engel olamıyordum. Göz kapaklarıma biri taş bağlamıştı da o kadar ağırlaşmıştı. Bedenim suyun içine gömülüyordu. Son gücümle kenara tutunup kalkmaya çalışmıştım. Ama öyle ağırdım ki gücüm yetmedi. Sanki bir şey üzerime çıkmıştı da omuzlarımdan bastırıyor, böylece beni suyun altında tutuyordu. Boğulacağımı hiç düşünmedim. Sadece uyanmak istemiştim. Belli ki ben de uyuyarak gidecektim nereye gideceksem... yanına gelir miydim?

Romeo Ölmek İstiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin