1413 Senesi - Kış Mevsimi
ASPARGON HANLIĞI
Ecrinok Şehri - Yedi Gürgen Sarayı
Hanzade Korkut
Hayatıma bir peri kızı girmişti. Sonsuzluğa uzanan gözleriyle beni kendine vurgun etmişti. Kırgınlığını görememiştim. İsteğini bilememiştim. Kanatlarını kırmıştım. Anlayamamıştım onu ve peri kızı gitmişti. Hayatın gerçekliğine geri dönmüştüm. Bir süreliğine de olsa bambaşka hayallere kapılmıştım onunla. Hep yanımda olur, diğerleri gibi hep beni bekler sanmıştım. Onun başka olduğunu anlamamıştım. Cezam onsuz kalmak olmuştu.
Düşlerimde onu görmeme engel değildi bu ayrılık. Her defasında beni ölümlerden kurtarıyordu ve ben onu düşmanlarından koruyordum. Onu gördüğüm rüyalarımın sabahında yalnızlığıma uyandığımda ise derin bir hüzün çöküyordu. Aşmak zordu, unutmak imkansız.
Neden diye soruyordum onu her andığımda. Başta isyan ediyordum bu duruma. Beni bırakmasını ve o korsana gitmesini kabullenemiyordum. Sonra cevapları kendim veriyordum. Ona haksızlık ettiğimi anlıyordum. Onu tanıdığımı sanıyordum oysa gümüş kaplı aynalara neden ilgi duyduğunu hiçbir zaman sormamıştım. Tanışmamız gümüş kaplı bir aynayla olmuşken, ben ona bunu sormamıştım. Oysa o korsan biliyordu onun için anlamını.
Kalbimdeki acı her an canımı yakarken diğer sorumluluklarımı da ihmal etmemeye çalışıyordum. Acımı geceye saklarken gündüzleri hanzade sıfatımın gerektirdiklerini uyguluyordum. Korkut ancak geceleri gerçek hislerine teslim olabilirdi. Hanzade Korkut ise hayatına devam etmek zorundaydı.
Konsey toplantıları her gün yapılıyordu. Genel konular hakkında konuşuyorduk. Ayrıca kış dolayısıyla eksiği olan çevre köylerin sorunları da artmıştı. Bu konuda saraydan destek aldığımız gibi kendi bütçemizin bir kısmını da kullanıyorduk. Ecriniddin ve Recaizade aileleri yardım konularında birbiriyle yarışıyordu. Hazinenin işine gelen bir durumdu onların yarışı.
Bir de ailevi meseleler vardı. Benden ilgi bekleyen iki hatunu, evlatlarımın annelerini ihmal etmemeye çalışıyordum. Üzüntümü onlara yansıtmak istemiyordum fakat kendimi o kadar mutsuz ve dağılmış hissediyordum ki çoğu zaman benim mutsuzluğum onların da yüzünü asıyordu.
Ecrinok'a döndüğümden beri yalnız uyuma kararımı hala bozmamıştım. İçine girdiğim derin çöküntü beni tahminimden daha çok sarsmıştı. Gökben'e yüklediğim anlamlar onun gidişiyle yerle bir olmuştu.
Kollarımı masaya koymuş, başımı kollarıma gömmüştüm. Son günlerde burada bulunmamam gerektiğini düşünür olmuştum. Kalbime oturan sancıyı çıkarıp atamadığım her gün buradan kaçıp gitme isteğim artıyordu. Fakat bu istek ancak Korkut'a has olabilirdi. Hanzade Korkut toparlanmak ve sancağını olması gerektiği gibi yönetmek zorundaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynadaki Kan
Historical Fiction2020 Watty Ödülleri Tarihi Kurgu Kazananı Tarih #1 (19.09.2020) Hiç kimse yaşattığını yaşamadan ölmezmiş. Geçmişin kanlı sayfaları bir bir önüne açılır, hayaletler hesap sorarmış. Öyle bir gün gelirmiş ki önce aynaya baktığında gördüğün gözler yaban...