23. Kendine Özel

1.3K 108 330
                                    


1412 Senesi - Güz Mevsimi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1412 Senesi - Güz Mevsimi

ASPARGON HANLIĞI

Ecrinok - Yedi Gürgen Sarayı

Hanzade Korkut

Savaş çetin geçmişti. Zaferle dönmüştük. Kutlamalar üç gün sürdü. Halkımla bütünleştim. Duru hatun ve İdil hatunun gebelikleri duyurulmuştu. Bunun için de ayrı tebrik edilmiştim.

Kısa sürede Ecrinok tarafından kabul görmüştüm. Köklü ailelerin reisleriyle aram iyiydi. Özellikle Ecriniddin ve Recaizade aileleriyle yakın ilişkiler kurmaya başlamıştık. Ayrıca iki evladım olacaktı. Mutlu olmam gerekirdi. Fakat ben hiç mutlu hissetmiyordum. Gökben'den bir kelam gelmemişti ya ben hissetmeyi unutmuştum.

Hiçbir sebep bulamıyordum neden yazmadığına dair. Seferden önce her fırsat bulduğunda yazan hatuna ne olmuştu? Yoksa bu da Handan Suna'nın oyunlarından biri miydi? Onun yazmasına engel mi olmuştu? Bu yüzden mi yazmamıştı?

Seferden sonra onu almaya gidecektim fakat fırsatım olmamıştı. Ayrıca anlamını bilmediğim bu mesafe canımı sıkmıştı. Zafer haberini çoktan almış olmalıydı. Bir tebriği bile çok görmüştü.

Günler sonra dayanamayıp ben yazmıştım ona ve cevabı beklerken günlerim daha kasvetli geçiyordu. Hanım annemden bile daha fazla mektup almıştım. Fakat Gökben'den hiçbir şey gelmemişti. Beklemek can çekişmek gibiydi artık.

Odamın kapısı tıklatıldı. Gel dememle kapı muhafızı içeri girdi ve İdil hatunun beni görmek istediğini söyledi. İçeri almasını istedim. Aslında yalnız kalmak istiyordum fakat günlerdir beni görmek istiyordu hatun.

Önümde reverans yaptı ve birkaç adım yaklaştı. "Hanzadem, yüzüne hasret kaldım." Eli belirginleşen karnında gezindi. "Hatta yüzüne hasret kaldık." Gülümsedim. Ayağa kalkıp yaklaştım. Ben de elimi karnına götürdüm. İçeride küçük bir bebeğin büyümekte olduğunu düşünmek beni heyecanlandırmıştı. Yine de bir şey eksikti. Bu hayali Gökben'le Altınova'da kurmuştum. Fakat yanımda İdil hatun vardı şimdi karnında çocuğumuzla.

"Beni endişelendiriyorsun Korkut. Günlerdir yüzün gülmüyor. Savaşta kötü bir şey mi oldu?" Başımı iki yana salladım. Sedire geçtik. Oturunca elimi tuttu. "Ben seni tanırım. Bir şeyler canını sıkıyor." Ona canımın Gökben'e sıkıldığını söyleyemezdim.

"Yoruldum hatun."dedim. Yüzü bozuldu.

"Gene mi ismim unutuldu?"dedi küskünce. Yanağını sevdim gülümseyerek.

"Olur mu öyle şey İdil. Adını unutur muyum? Sen bende ayrı bir yere sahipsin. Öyle dediğime bakma." Bir bakıma doğruydu. Bende yeri ayrıydı. Fakat artık bir şey değişmişti. Kalbim Gökben için atıyordu. Geçmişin hatrına İdil'e haksızlık yapamazdım. Burada mutsuz olmasını istemezdim. Yine de gerçek buydu: ben Gökben'e aşıktım.

Aynadaki KanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin