2.36. Karanlığın En Dibi

971 85 177
                                    

1420 Senesi - Kış Mevsimi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1420 Senesi - Kış Mevsimi

ASPARGON HANLIĞI

Altınova Şehri - Hanedanlık Sarayı

Baş Hanzen Gökben

Kollarım, acıyordu. Ayaklarım, kayalar kadar ağırdı. Önümü seçemiyordum. Kollarımdaki acı devam ediyordu. Ellerim uyuşmuştu. Kollarımı sımsıkı tutan ellerin gevşemeye niyeti yoktu. Başımı kaldırmaya çalıştım. Korkunç bir ifadeyle ileriye bakan gözler Korkut'a aitti. "Odama gitmek istiyorum."dedim güçsüz bir fısıltıyla.

"Odana..."dedi Korkut alayla. Beni koridor boyunca sürüklercesine yürütüyordı. İki üç adımda bir ayaklarım birbirine dolaşıyor düşecek gibi oluyordum fakat Korkut beni silkelercesine kaldırıyordu. İçeride yaşananlar zihnimde dalga dalga büyüyordu. Kendime hakim olamamıştım. Dudaklarımı birbirine bastırmaya çalıştıkça hareket etmiş, söylemek istemediğim pek çok şeyi söylemişlerdi. Dilim bana ihanet etmişti. Şimdi ise geri dönüşü olmayan bir yola girmiştim.

"Korkut, canım acıyor." Ellerimi hissetmiyordum artık.

"Canın acıyor, öyle mi?"dedi ve bir odaya girdik. İçerisi karanlık sayılacak kadar loştu. Beni tahta bir koltuğa oturttu. Kollarımın uyuşukluğu geçmeye başladı. Korkut'un sert adım seslerini duyuyordum. Gölgesi bir sağa bir sola gidiyordu. Başım ağrıyor, midem bulanıyordu. Ellerimi şakaklarıma götürdüm. Sonunda Korkut durdu. Yaklaştı. Hemen önümde olduğunu görebiliyordum. Bana bakıyordu fakat yüz ifadesini göremiyordum. "Ne yaptın sen?" Ses tonu farklıydı. Her zamanki gibi değildi.

Kendimi berbat hissediyordum. Ne bedenime ne zihnime hakim olamıyordum. Diğer yandan Korkut'un katıksız öfkesiyle karşı karşıyaydım ve şu an bu öfkeyi göğüsleyecek gücüm yoktu. "Sonra konuşalım."dedim yorgun bir tonla. Kendime gelmeden onunla yüzleşmek istemiyordum. Bu haldeyken, iksirin etkisindeyken olmazdı.

"Neden yaptın?"diye sordu.

Zihnim tüm doğru cevapları önüme çıkardığında en masum olanı seçmek için kendimi zorladım. Bu zorlama ile başımdaki ağrı arttıkça arttı. "Henry'nin yanımda olması için."

"Bunun için oğlumuzu hasta etmene gerek yoktu! Bana abin olduğunu söyleseydin maharetlerine göre saraya alınmasını sağlardım."

"Abim olduğu bilinseydi saraya alamazdın. Büyük Hanım bir şekilde engel olurdu." Bu doğruydu. Büyük Hanım benim güçlenmemi istemiyordu. Çevremi kendi adamlarıyla doldurma peşindeyken ben de belli koşullarda bana sadık olanları etrafıma toplamalıydım. Henry sadece benim değil herkesin takdirini kazanmalıydı.

Korkut alayla güldü. "Ben daha hanzadeyken tüm kaidelere rağmen seni hareme soktum. Abini bir lafımla saraya almama kim nasıl engel olacaktı?" Bir daha odada turlamaya başladı. Durdu. "Omena rahibi olduğunu bilseydim kabul etmezdim, doğru. Neden kabul edeyim o sapkın dinin temsilcisini?"

Aynadaki KanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin