1415 Senesi - Güz Mevsimi
ASPARGON HANLIĞI
Altınova Şehri - Hanedanlık Sarayı
Müge Hanım
"Biraz daha sert ov Asya!" Lavanta kokusu artık içimi daraltmıştı. Fakat günlerdir başımın ağrısından duramıyordum. Lavanta yağı ile başımı ovuyordu Asya. Bir türlü geçmek bilmiyordu. Hekimbaşı Uras Efendi özel bir şurup hazırlamıştı. Üç gündür onu içiyordum yine de faydası yoktu. "Geçmiyor işte geçmiyor!"diye söylendim öfkeyle yerimden kalkarak. Ayağa hızlı kalktığım için başıma sanki bir çivi daha saplanmış gibi hissettim.
"Hanımım birkaç gün istirahat etmeniz gerek. Durmadan çalışıyorsunuz."dedi Asya üzgün bir ifadeyle.
"Ben her daim durmadan çalıştım Asya. Şimdiye kadar böyle kötü olmadım. Bu defa ki baş ağrısının sebebinin ne olduğunu ikimiz de gayet iyi biliyoruz. Korkut o ne idüğü belirsiz hatunu hareme soktu, bir de üstüne üstlük çok haklıymış gibi bana onlarca savunma yazdı!"dedim sesim yükselerek. "Hangi devirde görülmüş rastgele bir hatunun sorgusuz sualsiz hareme alındığı? Üstelik iki senedir ortalıkta olmayan bir hatun kim bilir kimlerin elinden geçti! Haremin kaideleri hanzadeye ve hana sunulmak üzere özel olarak seçilen hatunları gerektirir! Hatun hanzade ve hana özel olur!"
"Hanzademiz kendini ispatlamaya çalışıyor. Daha önce elde edemedi, şimdi geri adım atmak istemiyor."
"Kendini savaş meydanlarında ispatlasın! Harem hatunlarını kafasına göre seçmede değil!"diye bağırdım. Odada iki tur gidip geldim.
Asya kaşlarını çatarak bana bakıyordu. "Affınıza sığınıyorum hanımım fakat Yaman Han da bir hanzade iken sizi kimseye sormadan haremine almıştı."dediğinde gözlerimi büyüterek ona baktım.
"Beni Suna'nın casusu olan bir hatunla mı kıyaslıyorsun?"
"Hayır. Sadece benzer bir durumun daha önce yaşandığını söylüyorum."
"Ben Yaman'dan önce kimseyle birlikte olmamıştım! Evet bir nişanlım vardı fakat yüzünü bile görmemiştim! O hatun ise serseri bir korsanla kaçtı! Bunu bütün harem biliyor! Aklı başında her kadın ve her erkek iki sene karşılıklı evcilik oynamadıklarını tahmin edebilir!"
Suna! Bu işin arkasında o vardı! Nasıl olduğunu henüz bilmiyordum ama onun yaptığına emindim. Durup dururken ortadan kaybolup, Güney Denizi'ni birbirine kattıktan sonra Gökben'in ortaya çıkması tesadüf olamazdı. Suna'nın hırsı gözünü kör etmişti! Bir hatun uğruna denizde karmaşayı göze alacak kadar delirmişti!
Hızla çıktım odadan. "Hanımım, nereye?"
"O yılanın yanına gidiyorum!" Hızlı adımlarla ilerledim koridorlardan. Her adımımda başım daha çok sızlıyor, alnımdaki bir damar öfkeyle atıyordu. Suna'nın cezası Yaman'ın insafıyla oda hapsine dönmüştü. Zindanda çürümeyi hak ediyordu oysa! Odasına gelir gelmez muhafızlara kapıları açmalarını emrettim. Beş tane kilidi hızlıca açtılar. İçeri girdim ve kapıları arkamdan kapattırdım. Suna şaşkın bir ifadeyle bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynadaki Kan
Narrativa Storica2020 Watty Ödülleri Tarihi Kurgu Kazananı Tarih #1 (19.09.2020) Hiç kimse yaşattığını yaşamadan ölmezmiş. Geçmişin kanlı sayfaları bir bir önüne açılır, hayaletler hesap sorarmış. Öyle bir gün gelirmiş ki önce aynaya baktığında gördüğün gözler yaban...