1413 Senesi - Kış Mevsimi
ASPARGON HANLIĞI
Ecrinok Şehri - Yedi Gürgen Sarayı
Zadesen İdil
Kader benim için ne planlıyordu anlayamıyordum. Bu soğuk kış gecesinde penceremin önünde oturmuş yağan karı izlerken elim karnımın üstünde geziniyordu. Bebeğimin hareketlerini hissettikçe mutlu olmam, heyecanlanmam gerekirdi. Fakat heyecanlanamıyordum. Şevval Korkut'un işlerini yapmak için seçildiğinden beri içim huzursuzdu. Oysa daha iki hafta önce Gökben denen yılandan tamamen kurtulduğum için nasıl sevinmiştim... Şevval de bunun en yakın tanığıydı. Şimdi ise Şevval en büyük tedirginlik sebebim olmuştu.
O gece Korkut ondan şarkı çalmaya devam etmesini söylediğinden beri kalbime ince bir sızı girmişti. Sadece bununla kalmamış o gece odasına şarap testisi ve kadehini taşımasını da istemişti ondan. Şevval yüzünde memnun bir gülüşle yapmıştı bunu. Sanki aylardır o da diğerleri gibi Korkut'un ilgisini kolluyordu.
Bir şeyleri hisseder gibi huzursuz uyumuştum o gece. Ertesi gün geceyi Şevval'le geçirmediğini öğrendiğimde kısmen rahatlamıştım. Yine de Şevval'i yanıma çağırtmaktan geri durmadım. Şevval odama girdiğinde yüzünde herhangi bir utanma, çekinme yoktu. Bunca zaman dostluğumuza rağmen bana ihanet etmiş gibi de hissetmiyordu belli ki. Yüzündeki bu hal iyice canımı sıkmıştı.
"Dün gece nasıldı?"diye sordum. Kaşlarını çatarak bana baktı. Anlamazlıktan gelişi sinirimi zıplatıyordu. "Neredeyse bir yıl sonra ilk kez girdin Korkut'un odasına. Heyecanlandın mı? Elin ayağına dolaştı mı?"
"Abartıyorsun İdil. Sadece şarap sürahisini ve kadehini götürdüm. O kadar. Hiçbir şey olmadı."
"Hiçbir şey olmadığını biliyorum! Olamaz da!"dedim meydan okur gibi. Fakat sinmedi. Aylardır sessiz gibi görünen hatun bir anda cesaretlenmişti.
"Hanzadem geceyi onunla geçirmemi istediğinde ne diyeceğim peki? Zadesen İdil'in kesinlikle izni yok, kalamam mı diyeceğim?"dediğinde gözlerimin önünde şimşekler çakmaya başladı.
"Senden böyle bir şey istemeyeceği için bir şey demene gerek kalmayacak Şevval! Benimle dostluğunun hiç kıymeti yokmuş ki bu fikri bile utanmadan aklından geçirebiliyorsun!"
"Ben sadece her ihtimali düşünüyorum." Bu defa sesi daha uysaldı. Bir adım yaklaştı. Ellerimi tuttu. "İdil, hanzademizin beni isteyeceğine dair ne umudum ne beklentim yok. Bunu biliyorsun. Ben tarafımı seçtim. Fakat bir gün beni isterse ne derim?"
"Adet oluyorum gelmeye uygun değilim dersin."dedim tek seferde. Yutkundu.
"Hadi bir sefer dedim, diğer sefer?" Hızla ellerimi çektim ellerinden.
"Bir seferi aştın ve diğer seferin bahanesini mi düşünmeye başladın?!"dedim sertçe.
"İdil, yapma böyle. Dün gece sadece bir tesadüftü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynadaki Kan
Ficțiune istorică2020 Watty Ödülleri Tarihi Kurgu Kazananı Tarih #1 (19.09.2020) Hiç kimse yaşattığını yaşamadan ölmezmiş. Geçmişin kanlı sayfaları bir bir önüne açılır, hayaletler hesap sorarmış. Öyle bir gün gelirmiş ki önce aynaya baktığında gördüğün gözler yaban...