Sabah erkenden kalktım ve yarın için eşyalarımı topladım. Arslan üniversitesi için çok heyecanlıydım ama bir yandan hem annemleri hem de Koray'ı bırakmak istemiyordum. Ama bırakmak isteyip istemediğim bu sefer umrumda olmayacaktı. Birşeyleri geride bırakmam lazımdı, bazı şeylerden vaz geçmem ve önüme bakmam lazımdı...
Saat 10-du ve ben odamı düzenliyordum halen. Açlıktan da ölmek üzereydim. Artık dayanamayıp aşağı indiğimde telefon çaldı ve Mert'in aradığını gördüm. Telefonu açtım ve dedim:
- Efendim Mert'ciğim?
- Günaydın prenses.
- Günaydın.
- Esma, sen ve ben alışverişe çıkalım diye düşünüyordum.
- Bugün mü?
- Yarın üniversiteye doğru yol alıcağımız için evet, bugün.
- Tamam bir saate buluşalım o zaman.
- Tamam, görüşürüz.
Telefonu kapatdım ve kahvaltı etmeye aşağı indim. Annem dedi:
- Yarın gidiyorsun, hazırlandın mı?
- Evet, hazırım.- diyerek yemek yemeğe başladım.
- Arada bir ben de yanına gelirim.
- Anne, babamın aklına uyup her hafta gelme bari.
- Yok kızım, ayda bi kere geliceğim işte.- kirlileri makineye doldururken dedi.
Kahvaltıdan sonra odama çıkıp hazırlandım. Kırmızı donumu giydim ve belime kemerimi bağladım. Çantamı aldım ve evden çıktım. Esma ve Mert beni yolun kenarında bekliyorlardı. Gülümseyerek selam verdim.
- Herzamanki gibi çok güzelsin.- Esma giydiğime bakarak dedi.
- Şımartma.- diye güldüm.
Mert sadece gülümsedi ve “Hadi gidelim.” dedi.Şanslıydık çünki alışveriş merkezi kalabalık değildi. Günümüzü eğlenerek, kiyafet seçip, deneyerek, yemek yiyerek geçirdik. Bir sürü yeni elbise aldım hatta Esma'nın oyununa gelip bir dekolteli elbise bile aldım ama çok güzeldi diye pek itiraz etmedim. Akşam oluyordu. Üçümüz de çok yorgunduk ve gelirken Esma evine doğru gitdi. İyi bir uyku alması gerekmiş çünki yarın Mert ile beni yolcu edicekdi. Mert dedi:
- Seninle... Yani sizinle geçirdiğim en güzel günlerden biri idi. Üniversiteye gidince Esma'yı sık-sık göremiyecek olmamız ne kötü.
- Ama bir-birimizden kopmayacağız.-gülümsedim.
- Evet.- O da gülümsedi.
- Yarın için heyecanlan mısın?- Eve beraber yürüyorduk ve biraz konuşmak istedim.
- Pek değil aslında. Sadece seninle olacağım seviniyor ve ailemden uzak olacağım için biraz üzülüyorum.
- Neden orayı seçdin? Sakın bana seçimini aniden değiştirdiğini söyleme, ben seçimimi değiş- Tam derken sözümü kesti.
- Kayla, ne duymak istiyorsun allah aşkına?! Sana fikrimi değiştirdiğimi söyledim daha neden kurcalıyorsun ya?
Yüzünde kızmış bir ifade vardı ama bana sesini bile yükseltmemişti. Bana kızamıyorki.
- Tamam Mert ya, tamam. Sadece sordum.
- İlk değil ama son olmasını umuyorum.
- Tamam, son.- dedim ve koluna girdim. Beraber eve doğru gitdik. Beni eve bıraktıktan sonra gitdi ve ben de dinlenmek için odama çıktım. Uyumak istiyordum ama garip bir heyecan bedenimi kaplamıştı. Arslan üniversitesinde beni çok şey bekliyordu...Sabah olmuştu ve annemin sesine uyandım. Gece yorgundum diye iyi umuştum. Şimdi ise üniversiteye, daha doğrusu üniversite yurduna gitme zamanı gelmişti. Hemen hazırlandım ve aşağı indim. Kahvaltı falan yaptım. O sırada Mert de geldi. Biraz sonra da Esma. Mert, bana gülümsedi ve dedi:
- Yalan yok, bu defa ben de heyecanlıyım.
- Ellerini ovuşturmandan belli.- gözümle elini işare etdim. Güldü ve dedi:
- Bir tek ben değilmişim beden dilini iyi bilen.
- Ben herşey de iyiyim zaten.- Güldüm ve göz kırptım.
Esma dedi:
- Ya basbaya ikiniz de benden uzakta olucaksınız.- üzgündü.
- Kalplerimiz her zaman ama her zaman birlikte olucak, bunu sakın unutma, güzelim.- dedim ve ona sarıldım. O da gülümsedi ve sarılmama karşılık verdi.
Mert dedi:
- Sen zaten bir telefon uzakta olucaksın. Arada da görüşürüz.Annem mutfağa gözü dolmuş bir şekilde girdi ve dedi:
- Benim kızım en güzel yerlere gidiyor, ben bundan fazla ne isteyeyim ki?!
Hemen “Yaa, canım anneciğim!” dedim ve ona sarıldım. Benim de gözlerim doldu. Dışarıdan babamın sesi duyuldu ve annem beni kendisinden uzaklaştırıp dedi:
- Hadi, çok duygusala bağlamayalım, yoksa dayanamayıp izin vermeyeceğim. Baban da bizi bekliyor zaten, gelin dışarı çıkalım. Valizlerin de dışarıda.
- Tamam, gidelim.- dedim ve annemin koluna girdim. Dışarı çıktık ve babam bana gülümsedi. Yanına gitdiğinde aniden ağlayarak bana sarıldı. Ben şok olmuştum ve biraz sonra karşılık vere bildim ancak.
- Aslan kızım benim!- dedi ve ayrıldı.
Gözlerim dolmuştu ve hiçbir şey diyemedim çünki ağlaya bilirdim. Sadece elini öpdüm ve diğerleri ile de görüşdüm. Mahalle beni yolcu etmeye gelmişti resmen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAPATYA
Teen FictionBaşlangıç tarihi: [30.10.2019] Bitiş tarihi: [16.03.2020] ★ Eğer aşk karşılıklı olsaydı, tek taraflı aşkın en iyi aşk olduğunu inkar ederdi... Tek taraflı aşk yaşayan dünyada binlerce insan var belki. Onlardan biri de Kayla Aksel. Yıllarca sevdiği...