25. Bölüm

14 2 0
                                    

Sabah olduğunda uykulu gözlerimi alarmın sesiyle açtım. Hemen kapatdım çünki kızlar daha uyanmamışlardı.

Dün gece Gamze'den çok az konuşmuştuk. Onun hakkında konuşmak istemediğimi onlar da görüyorlardı. Ama ikisi de benim arkamdaydılar. Yanlış yaptığımı düşünüp düşünmediklerini bilmiyordum ama arkamdaydılar. Kısa zamanda çok yakın olmuştum onlarla. Gamze'den bahs etmeyerek onu düşündürmemeye çalışıyorlardı ama ne halde olduğunu düşünmeden edemiyordum. Aslında belki de bu yapılanları hak ediyordu ama ben pişmanlık hiss ediyordum. Uniiversitedeki çoğu insan onu hiç sevmiyordu. Herkesle kavga eden biriydi ama bu yaptığımın ne kadar gaddarca olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Ben ne ara böyle intikam heveslisi olmuştum? Belki de en başından böyleydim. Mahallemizde bile insanların bana ve Esma'ya sataşmasına izin vermezdim. Özüm de masum bir kız olduğumu düşünürüm hep ama insanların beni ezmesine izin vermemeği öğretdi babam bana.

Bu gün üniversiteye gitmek, insanların bana olan iyi ve ya kötü bakışlarını görmek, Mert'in sorularını cevaplamak ve Gamze'yle yeniden karşılaşıp, tartışmak istemiyordum. Ve bir de Emir vardı... Bana kızgın ve kırgın olduğunu biliyordum. Belki de benden uzak kalıcaktı ama sebebini bilmesem de benden uzak kalmasını istemiyordum... Onu kırdığımı düşündüğümde kendimi kötü hiss etmeden duramıyordum. Sonra kendime kızıyorum. 'E istediğin bu değil miydi?' diyorum ama sorularıma kendim bile cevap bulamıyordum.

Yatağımda birkaç dakika daha kaldıktan sonra üniversiteye gitme kararı aldım. İnsanlar üzüldüğümü, pişman olduğumu düşünsünler istemiyordum. Savaş benim hakkımda söylediklerinde çok haklıydı. Ben üzüntümü insanlara göstermeyi sevmeyen biriydim. Ve onun için istemesem de insanların önüne çıkmam lazımdı. Birkaç gün gider sonra bir gün yatağımdan çıkmazdım. Düşüncesi bile güzeldi.

Yataktan kalktım ve kızları da uyandırdım. Merve uyanmakta zorluk çektiği için onu silkerek uyandırmak zorunda kaldım.

Banyoya gitdiğimde bir sürü kız olduğunu gördüm. İçeriye girdiğim an gözler bana döndü sanki. Bana bakmayanlara da sağ olsun yanlarındaki arkadaşları beni işaret ederek gösteriyordu. Ben onları umursamayarak banyoya girdim. Aslında üzedimdeki gözlerden rahatsız oluyordum.

Kapıyı kilitledim ve banyo yaptım. Kendimi sıcak suyun altında ferahlamış hiss ediyordum ama banyodaki diğer kızların sesini duyuyordum. Fısıldamıyorlardı bile. Biri “Bu Gamze'yi rezil eden kız değil mi?” dedi. Bir başkası sesini kısaldarak ama duya bileceğim şekilde, “Ta kendisi” dedi. Bir başkası “Gamze nerede? Baksanıza arkadaşları bile gelmiş ama o yok.” dediğinde bir kız bağırdı “Kesin şunu! Gamze'yi sevmediğinizi bu kadar belli etmeyin hiç olmazsa!”

Ortamda gergin bir sessizlik oldu. Sadece su sesleri duyuluyordu. Onları dinlemek istemiyordum, benim hakkımda sanki iyi birşey yapmışım gibi konuşmalarını istemiyordum! Banyomu hızla yaptım ve oradan çıktım. Kızların gözü bendeydi. Sanki uzaylıymışım gibi bana hayranlıkla bakıyorlardı. Bunların kötü bakışlar olmasını bekliyordum ama burdakiler Gamze'den gerçekten nefret ediyorlarmış, çünki bana hayranlıkla bakıyorlardı. Nasıl böyle birşeye cesaret etdiğimi düşünüyorlardı. Bakışlara aldırmadan oradan çıkıyordum ki, önüme biri geçti. İçimden 'işte yine başlıyoruz' diye geçirdim. Karşımdaki benden biraz uzun olan bir kızdı. Gamze'nin arkadaşlarından biriydi galiba. Ona anlamayan gözlerle baktım ve “Evet?” dedim. Çünki birşeyler söyleyeceği kesindi. Elbet birisi birşeyler söyleyecekti.

Bana nefretle baktı ve yüksek sesle söyledi:
- Gamze'yi bu hale salmak hoşuna gitdi mi, ha, hoşuna gitdimi?
Güçlü ve kendimden emin görünmeye çalışıyordum. Ne kadar içimdeki pişmanlıkla savaşsam da. Tüm gözler üzerimdeyken böyle düşünen herkese cevap olarak dedim:
- Hoşuma gitmeyecek olmasa yapmazdım.
Kızların bana bakışlarında sadece şaşkınlık vardı. Galiba bu kız da Gamze gibi önde giden ve kimsenin birşey yapamayacağı kızlardandı. Bir an afalladı ama beni tanıması gerekti. Ben korkmazdım böylelerinden.
- Gamze şu an üzgün durumda olsa bile kendine gelicek. Sen o zaman görüceksin gününü! Sen başını çok büyük bir belaya soktun, kızım!- Bu sefer bağırarak dedi. Diğerleri bana merakla bakıyorlardı. Ve şaşkınlardı da. Benden böyle kendimden emin cümle duymayı beklemiyorlardı. Soğukkanlılıkla dedim:
- Bak sen şu işe! Demek Gamze bana günümü göstericek!- Sonra kinayeyle güldüm ve kıza yakınlaşarak devam etdim.- Gamze bana yaptıklarının cezasını, hatta bakarsan tüm üniversitedeki kızlara yaptıklarının cezasını ödedi. Bence büyük konuşma. Gamze'nin bu olaydan sonra bana ve ya başkalarına bulaşağını sanmam.
- Bu olaydan tek hasarlı o, olmadı. Senin de foyan ortaya çıktı.- Son birkez şansını denedi.
Alayla güldüm. Şansını doğru kullanamamıştı.
- Tatlım, Emir zaten olayı açıklığa getirdi. Ben ortada hasarlı bir durum görmüyorum. Tek hasarlı Gamze ve egosu oldu. Tabi onun egosuyla beslenen sizler de aç kalmış oldunuz.

PAPATYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin