20. Bölüm

13 2 0
                                    

Yurda girdiğimde bir kızın pencerenin önünden gitdiğini gördüm. Bana kötü bir bakış atarak Gamze'nin olduğu kata doğru çıktı. İçimden bir hiss bana doğruları fısıldadı. Bu kız gidip Gamze'ye birşeyler söyleye bilir miydi? Sonra kafayı Gamze'ye fazla taktığımı düşündüm ve kendime kızdım. Her gördüğüm kız ona çalışmıyordu ya. Ya da ben öyle sanıyordum.

Odaya girip çantamı bıraktım ve ortalığı topladım. Merve ve Simay'ın daha dersleri olduğu için biraz geç geliceklerdi. Günün yorgunluğu atmak için banyoya gitdim. Sıcak suyla yıkanırken aniden sular kesildi. İçeride de kimse yoktu ve ışıklar da gitmişti. Kısık sesle küfr etmeden kendimi alamadım. Bu nasıl şanstı böyle? Benden başkası bile yoktu ve içeride yalnızdım. Havluya sarılarak oradan çıktığım an ışıklar açıldı ve birkaç kız gülerek banyodan içeri girdi. Bana baktıklarında daha çok gülüyorlardı. Neden gülüyorlardıki? Üzerimde havlu vardı ve ıslak saçlarım açıktı. Kızlara anlamayarak baktım ve sert bir şekilde sordum:
- Neye gülüyorsunuz?
- Hiiç, haline gülüyoruz.- Aralarından bir ses duydum. Bu Gamze'nin sesiydi. Bana alay ederek güldü.- Şu an canlı yayımdasın, tatlım. Erkeklere merhaba de.- Yüzünde zafer kazanmış gibi bir ifade vardı. Bu kızdan gerçekten hoşlanmıyordum! Ama son sözlerinden sonra gerildim. Geriye bir adım atarken az önceki kızın elinde telefonla beni çektiğini gördüm. Üzerimde havlu vardı ve beni sarıyordu ama yine de onların önünde böyle görünmek istemezdim. Gamze'nin her zaman yanında gördüğüm Melis adlı kız dedi:
-Senin ıslak bedeninden eminim zevk alıyorlardır.
Bu aptalın benimle derdi neydi peki? Ona ne zararım dokunmuştu? Galiba bu üniversitede Emir'in yanında kız olduğunu gördüklerinde deliren bir kız grubuydular.
- Ve ya ıslak bir sıçan olduğunu düşünürler.- Gamze zevkle gülerek dedi.
Banyoda 10 tane kız vardı ve hepsi de benimle alay ediyorlardı. Yüzlerinde zevkten başka şey yoktu. Gözlerimin dolduğunu hiss etdiğimde kırpıştırdım. Sinirle bağırdım:
- Hemen defolun gidin! Sen de çekme Allah'ın belası!
- Yok ya! Hiçbir yere gitmiyoruz.
- Kızım varya seni çok pişman edeceğim, inan bana bunu yaptığın için pişman olucaksın!
Keyif alır gibi güldü ve yüksek sesle söyledi.
- Eminim pişman edersin. Sen Emir'den uzak durmadığın sürece sana daha beterlerini yaparım! Anladın mı beni?
Havlulu halimle üzerine gitmedim ve intikamımı sonraya saklayarak beni telefonla çeken kızın telefonunu elinden hızla aldım çünki aptal bana yakın durup çekiyordu. Güçsüz biri olduğumu düşünmüşse çok büyük bir hata yapıyordu. Telefonu aldığım an ilk olarak canlı olmadığını gördüm. Gamze keyifle güldü ve sonra sert bir şekilde dedi:
- Ay ne kadar da korktu, baksanıza! Yazık ya. Bu iki oldu, sizi bir daha yan-yana görürsem bu sefer canlıda seni daha beter bir hale getiririm, anladın mı geri zekalı?
Ona en öfkeli bakışımla baktım ve bağırdım:
- Beni korkutamazsın! Asla bu tehditlerin işe yaramaz!
Ağzını açıp tam bir şey diyecekken Merve ve Simay banyoya girdiler koşarak. Beni o halde gördüklerinde yüzlerindeki şaşkınlıkdan başka şey görünmedi. Sonra etrafdakileri gördüler ve Merve bağırdı:
- Ne oluyor burada?
- Sadece arkadaşına akıl veriyorduk.- Gamze sahte tatlılıkla gülümseyerek dedi.
Merve durumu anlayarak bana baktı ve yüzünde çabuk gelmediği için pişmanlık sezdim. Saniyeler içinde Gamze'ye dönerek bağırdı:
- Ben sana şimdi akıl veririm.
Ani bir hareketle Gamze'nin saçından tutdu ve onu yere fırlatdı. Yüzüne yumruklar vurarak saçını yolmaya başladı. Gamze, “Bırak beni vahşi şey! Yardım edin!” diye bağırdı ve arkadaşları ona yardım ederek onları ayırdılar. Gamze'nin yüzü kızarmış yerden kalktı ve saçı darmadağınıktı. Sinirle bağırdı:
- Seni mahv edeceğim, kızım!
Merve burnundan solurken kimse ona yakınlaşmadı. Gamze'nin arkadaşları da bura kadarmış. Bu sırada ben yerimde kaskatı kesilmiş şekilde onları izliyordum. Simay hemen yanıma geldi ve kiyafetlerimi aldı. Kolumu sıvazladı ve yüzüme üzülerek bakarak dedi:
- İyi misin, Kayla? Hadi, gidelim.
Ben üzgün ya da korkmuş değildim. Kanımda sonsuz nefret ve öfke dolaşıyordu. Sinirle elimdeki telefonu duvara atdım ve kırılarak yere düştü. Gamze şaşkınlıkla yerdeki telefona ve sonra bana baktı. Üzerime yürümeye çalışırken bağırdı:
- N'apıyorsun geri zekalı? Telefonumu kırdın!
- İstediğim de buydu zaten.- Buz gibi bakarak bağırdım.
Onun telefonu olduğu için sevinirken üçümüz de oradan çıktık. Gamze telefonu kırıldığı için sinirlenerek bağırıyordu ve arkadaşları onu zapt etmeye çalışıyorlardı. Sanki zapt edilmese herhangi birimizi döve bilecek.

PAPATYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin