İnsanlar başkalarına kolaylıkla yalan söyliye bilirler. Hatta bir çok kez söyledikten, başkalarını inandırdıktan ve buna alıştıklarından dolayı söyledikleri yalanlara kendileri bile inanır. Ama bu yalanlar genelde asla kendileri hakkında olmaz. Çünki kendileri hakkında olan yalanlar her zaman daha zor olmuştur. Bir insan düşüncelerinden, hislerinden, kalbinden kaça bilir mi? Belki kendisini kandıra bilir ve ya kendisini kandırmaya çalışır ama bir insanı kendisinden fazla kimse tanımaz. Kendi hislerini, düşüncelerini ondan daha iyi kimse bilemez. Herkesi söyledikleriyle kandıra bilir ama kendisinden asla kaçamaz. Kendi gerçeklerinden bir yere kadar kaça bilir ama en sonda kendisiyle yüzleşir. Bir anlık durur ve beynini susturur. Kalbini dinler... Biraz da kaçtıklarını dinler...
Ve ben de işte o saniye, o an, sadece bir anlığına kalbimi dinledim. Kendimi bıraktım. Sonu ne olacak, sevinecek miyim, üzülecek miyim diye düşünmeden kalbimi dinledim. Birkaç saniyelik beynimi susturdum.
Kalbimle düşündüm bu sefer. Onun yanında olduğumda heyecanlanıyorum, başkalarıyla değil de onunla en ufak yakınlaşmalarımızda bile kalbim yerinden çıkacak gibi oluyordu. Girdiğim her mekanda onu arıyordum. Gözlerim istemsizce onun güzel yüzünü arıyordu. Onun yanımda olmasını istiyordum. Kötü zamanlarımda, iyi zamanlarımda yanımda oldu. Ona 'git' desem de gitmedi, benden vaz geçmedi. Hayatıma girmek için çabaladı ve aslında ben fark etmeden hayatıma girmişti bile. Ona alışmıştım ama artık bu alışkanlıktan öteye gitmişti. Onu hayatımdan çıkarmak için çabaladığımda bile -ki bunu sadece en başta dediğim gibi ona güvenmediğim için yapıyordum- kalbim acıyordu. Sebebini bilemiyordum ama şimdi anlıyordum...
Tüm düşüncelerim, tüm hislerim artık kendilerini o birkaç saniyede ortaya çıkarmış ve artık onlardan kaçmama izin vermemiştiler. Ne olacaksa olsun. Artık ona da sevgisine güvenmeyi seçiyordum çünki...
Çünki ben ona aşıktım!
Evet, Emir Arslan'a aşıktım, hem de çok. Ona çok aşıktım...
Dudaklarım o birkaç saniyelik kalbimin konuşmasıyla aniden harekete geçmiş ve bağımsızlığını ilan ederek konuşmuşlardı. Galiba ben değil kalbim konuşmuştu...
Önümde bana şaşkın ve bir o kadar da mutlu gözlerle bakan Emir, etrafda alkışlayan ve ıslık çalan insanlar ve artık tüm hislerini sonuna kadar kabullenmiş ve Emir'e güvenmeye o saniyelerden başlamış bir adet aşık ben...
Ve Emir şoka gireceğim şekilde aniden dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Bir kaç saniye o anın şaşkınlığıyla öylece dona kalsam da sonra şu an yaptıklarımın hiçbirinin umrumda olmadığını ve anı yaşamak istediğimi düşünerek ona karşılık verdim. Ah, nasıl da yumuşak, güzel dudakları vardı!
Bitmesini istemediğim saniyeler sonra dudaklarını benimkilerden ayırdı ve alnını alnıma dayadı. Gözünü kapatdı ve ben de yine kapatdım. Zaten en güzel anlar görülen değil de hiss edilen değil miydi? İkimiz de gözümüz kapalı şekilde gülümsüyorduk. Etrafımızdaki sesler umurumuzda bile değildi, ki bir süre sonra herkesin zorla geri gönderildiğini anladım. Savaş ve Esma büyük ihtimalle yalnız kalmamızı istiyorlardı. Esma'ya bir ara bunun için teşekkür etmem gerekiyordu çünki insanların önünde onunla konuşamazdım. Oysa ki, öpüşmüştüm!
Arka bahçede sadece ikimiz yalnız kalmıştık. Ne o konuşuyordu ne de ben. Ne kadar da güzel ışıklar vardı. Tam anın romantizmine daha fazla romantizm katan şu güzel ışıklar.
Emir'in güzel sesini duyduğumda gözümü açtım. Saniyelerdir öylece duruyorduk. Sanki anı zihnimize iyice kazımak ve sonsuzadek hatırlamak istiyorduk.
- Senden bunları duymayı, seni öpmeyi uzun zamandır istiyordum.
- Ne zamandan beri?
- İlk tanıştığımız günden beri.
- Ne?
- Ben seni ilk gördüğüm andan beri seviyorum, Kayla'm. Sonradan kabullensem de seni ilk gördüğüm an sevmiştim. Herkesden farklı olmanla anında sevdirtmiştin kendini.
Takılarak dedim:
- Kendimle gurur duyuyorum o zaman.
O da güldü ve alınlarımızı ayırdık. Bana gülümseyerek bakıyordu. Mutlu bakıyordu. İlk defa onda bu yüz ifadesini görüyordum. Ona daha önceden güvenmeliydim belki de. 3 aydır tanışıyorduk neredeyse. Ama hemen sevgili olamazdım onunla. Tamam, öpüşmüş ola bilirdik ama o anın etkisiyle yaptık bunu. Ben henüz aklımız yerindeyken konuşmak ve onunla zaman geçirmek istiyordum. Ama bu düşüncelerimi bu an söylemek istemiyordum. Romantik anı bozamazdım, değil mi yani?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAPATYA
Teen FictionBaşlangıç tarihi: [30.10.2019] Bitiş tarihi: [16.03.2020] ★ Eğer aşk karşılıklı olsaydı, tek taraflı aşkın en iyi aşk olduğunu inkar ederdi... Tek taraflı aşk yaşayan dünyada binlerce insan var belki. Onlardan biri de Kayla Aksel. Yıllarca sevdiği...