23. Bölüm

11 2 0
                                    

Şimdiyse odada herkes şaşkınlıkla resimlere bakıyordu. Gamze'nin yarı çıplak resimleri. Masanın üzerine çıkmış dans ederken çekilen resimlerini. Ozan sadece 5 resim atmıştı ama tüm olayı anlamaya yetmişdi. Salona döndüm ve herkesin şaşkınlıkla bir resime bir de Gamze'ye baktıklarını gördüm. Gamze şaşkınlıkla öylece kalmış ve gözleri dolmuştu. Resimler bitmeden ayağa kalktı ve bağırarak dedi:
- Kapat şunu! Seni sürtük!- Diyerek üzerime doğru geldi ve o anda hiç beklemediğim biri onu durdurdu. Orada bile olmaması gereken biri. O Emir'di. Ne ara geldiğini görememiştim ve nasıl da bilip gelmiş olacağını bilemiyordum. Gamze'nin kollarından tutdu ve durdurdu. Yüzünde endişeli bir ifade vardı ama kim için olduğunu bilemiyordum. Gamze onun kim olduğuna bakmadan bağırıyordu:
- Beni rezil etdin! Sırlarımı ortaya çıkardın, mutlu musun şimdi?! Senden nefret ediyorum! Bunun bedelini ödeyeceksin!
Artık deli gibi ağlıyordu. Merve ve Simay yanıma geldiler. Ben artık kararlı değildim. Onun için üzülmeye başlamıştım. Yaptığım büyük bir hayatdı!
Merve bağırdı:
- Sen hakk etdin, kızım!
Gamze ona baktı ama birşey demedi. O kadar ağlıyordu ki, arkadaşları onun yanına geldiler ama ne bana ne de ona birşey demiyorlardı. Sadece onu sakinleştirmeye gelen 2 kız vardı ve diğerleri ona iğrenir gibi bakıyorlardı. Benim de gözüm dolmaya başladı. Bu savaşı o başlatmıştı ama ben sonlandırmıştım. Sonra Emir'i fark etdi ve geri çekilerek bağırdı:
- Gördün mü? Peşinden koştuğun kızı gördün mü?!
Herkes şaşkınlıkla bize bakıyorlardı. O an Savaş'ı gördüm. Tüm olay onu ilgilendirmiyordu sanki. Gözünü dikmiş bana bakıyordu. İfadesinden ne hiss etdiği anlaşılır değildi. Bana ifadesiz gözlerle baktı ve sonra başını onaylamaz bir şekilde sallayarak odadan çıktı. Herkes şaşkınlık içinde bakarken Emir Gamze'ye hiçbir şey demedi. Çenesi seğiriyordu ve kızgın olduğu belliydi. Gamze bana baktı ve ağlayarak bağırdı:
- Kızım, var ya, sen gördüğüm en şeytan kızsın! Beni rezil etdin! Sende nasıl bir hırs varsa gidip en eskileri buldun. Duyun hepiniz, bana böyle oyun oynayan kız Emir'in “melek kız”-ı!- Herkes şaşkınlıkla bana bakarak sesler çıkardı. Simay birşey yapacağımdan korkarak kolumu tutdu ve bana güç verir gibi hafifce sıktı. Birşey diyemiyordu o da. Merve de susmuştu. O anda benim konuşmam lazım olduğunu anladım ve ona daha doğrusu onunla birlikte diğerlerine de bağırdım:
- Evet, o bendim! Lanet olasıca partiye gidip orada Emir'e yardım etdim. Çok içkiliydi ve... Ve halsizdi.- Asla yüksek sesle gerçekleri söyleyemezdim. Emir bana bakıyor ve gözlerinden ağzımdan birşey kaçırmamamı istediğini anlıyordum.- Ama sizin çirkin iddialarınız gibi birşey olmadı! Ve sen Gamze, bunu neden yaptığımı en iyi sen biliyorsun. Neden herkese banyoda yaptığın zorbalıktan bahs etmiyorsun?! Gerçi sende ne gezer o cesaret?! Sen asla o odada olanları ispat edemezsin ama bak, tüm üniversite senin nasıl bir sürtük olduğunu öğrendi! Aynı anda birkaç kişiye yanaşacak bir sürtüksün!- Hepsini bir nefeste sinirle bağırarak demiştim. Emir yüzüme şaşkınlıkla bakmış ve konuşanın sanki ben olduğuma inanmıyor gibiydi. O an ben bile kendimi tanıyamadım. Gamze beni çok sinirlendirmişti. İçeride bir sessizlik oluştu. Herkes nefesini tutuyordu sanki. Çoğu ayağa kalkmış izliyor ve bazıları oturuyor, sinema izler gibi izliyordu. Gamze “Seni geberteceğim!” diye kısık sesle dedi ve üstümü yürüdü. O an savaş başladı sanki. Herkes bir-birine girmişti. Merve, Simay, ben, Gamze ve onun arkadaşları, tam bir kavga içerisindeydik. Ve tabi bizi ayırmaya çalışan birkaç erkek ve kız da vardı. Aralarında Emir de vardı. Beni Gamze'nin uzun tırnaklarından kurtardı ve herkesin durması için hiç beklemediğim bir anda bağırdı “Kesin şunu!”. Öyle yüksek sesle söylemişti ki, herkes anında durdu. Emir'i hiç böyle görmemiştim. Zaten Emir'in çoğu halini gördüğümü düşünmüyordum. Herkes bir-birinden uzaklaştığında gözler Emir'e döndü.
- Kayla'yla aramda birşey geçmedi. Öncelikle bunu herkes bilsin! Bir daha bu konu açılmayacak. Bu hakta konuşanı görürsem bu üniversiteden siktirip gider! Ve şu lanet olası kavgayı da kesin! Gamze, kabul et artık. Seni sevmiyorum, seninle ilgilenmiyorum! Kayla'nın... Kayla'nın yaptığı her ne kadar yanlış olursa olsun onu sen teşvik etdin!
Ben Emir'in hata yapışımda bile yanımda olmasına hiç bu kadar sevineceğimi düşünmemiştim. Yüzümde gülümseme hiss etdim. Bana böyle davranması beni kızartmıştı. Ben ne kadar sevinmişsem Gamze onun 2 katı dağılmıştı. Ağzı O şeklini almış, şaşkınlıktan yerinde dona kalmıştı. Gözleri yeniden dolmuştu ve Emir'e bakıyordu. Sonra etrafına baktı ve bağırdı:
- Ne bakıyorsunuz? Defolun gidin! Gösteri bitdi!- Bu konuyu insanların içinde konuşmak istemediği açıktı. Ama çoktan o durumu geçmiştik. Bu konu hep konuşulacaktı.
İnsanlar şoklar içerisinde fısıldaşarak oturdukları yerden kalkarak yavaş-yavaş gitmeye başladılar. Bazıları ayakta durmuş yine de bizi izliyordu ve çoğunluk erkekti tabiki. Gamze'ye açgözlükle bakıyorlardı. Hatta biri çıkarken alay ederek, “Çok güzel kıvırmışsın, güzellik!” dedi. Gamze sinirle ona baktı ama birşey diyemeden oğlan odadan çıktı. Sonra yeniden bize döndü.  Gözlerinden yaşlar geliyordu. Odada onun iki arkadaşı kalmıştı ve konuşmuyorlardı bile. Ne arkadaşlar ama(!)
Gamze önce Emir'e döndü ve dedi:
- Sen gördüğüm en şerefsiz insansın, Emir! Seni sevmek bu hayatda yaptığım en büyük hataydı.- Sonra yüksek sesi odada yankılandı.- O kızın bana yaptığına rağmen beni rezil etdin ya, bana burada ikili şerefsizlik etdiniz ya, Allah ikinizin de belasını versin!
- Kızım, sen kendi şerefsizliklerinden konuşsana!- Merve yine sinirle cevao verdi.
- Kıza nasıl kötü davrandın bu güne kadar, hatırlasana!- Simay da araya girerek ekledi ama sesinden Gamze için de üzülüyordu. Böyle zıt kutuplardı işte arkadaşlarım. Merve kaba, öfkeli ve acımasızdı. Simay da onun zıttıydı sanki. Evet, o da yeri geldiğinde istediğini söylerdi ama o daha kibardı. Ne kadar arkadaşı bile olsam yaptığımın yanlış olduğunu düşündüğüne emindim.
Gamze onlara buz gibi bakış atdı ama birşey demedi. Halen ama halen Emir'den umutlandırıcı bir söz bekliyordu. Aşk buydu mu gerçekten? Ne olursa olsun, karşındaki ne yaparsa yapsın vazgeçememek miydi?

Emir nefesini bıkkın şekilde bıraktı ve dedi:
- Üzgünüm ama gerçekleri bilmen gerekti. Özür dilerim, Gamze.
- Dileme! Artık dileme çünki bir önemi kalmadı. Benim hayatımı mahv etdiniz!
Gözümden bir damla yaş indi. Böyle olmamasını dilerdim oysaki. İkimiz arkadaş ola bilirdik...
Sonra bana döndü ve dedi:
- Merak etme, artık intikam bile almak istemiyorum. Sen kazandın. Tepe-tepe kullan!- Gamze'nin yüzünde hiç görmediğim bir ifade vardı. Yorgunluk, kırgınlık ve pes etmişlik vardı. Ben ağzımı açıp birşey demek istiyordum ama sözcükler ağzımdan çıkmıyordu sanki. Olmuyordu. Birşey diyemiyordum. Ne hiss etdiğimi de bilmiyordum. Aslında amacım buydu, benden uzak durması. Ama daha değişik hiss ediyordum. Yaptığımdan pişman gibiydim sanki. Gamze hiçbirimizden bir ses çıkmayınca birşey demedi ve aniden Emir'e bir tokat atdı. Emir şaşırarak olduğu yerde kaldı. Kafası sağa döndü ve Emir birkaç saniye gözlerini kapatdı. Nefes alıp verdi. Sanki sinirlerini kontrol etmeye çalışıyordu. Bizse gözümüz fal taşı gibi açılmış onlara baktık. Gamze başka birşey demeden yanındakilerle birlikte ordan ağlayarak uzaklaştı. Hepimiz sessiz kalmıştık. Bir adım öne atdım ve Emir'in önüne geçtim. Bana baktı ve ikimiz de sessizce bir-birimize baktık. Simay Merve'nin koluna vurdu ve oradan çıktılar. Merve bana bakarak sessizce, “Sonraki derse kalmazsan haber ver.” dedi ve gitdiler. Şansımıza öğretmenlerin toplantısı daha uzun sürmüştü ve dersin çoğu gitmişti. Emir'le aramda olan sessizlik gitdikce uzanırken ben birşey demeden oradan ayrılmak istemiyordum. Gözlerimin içine bakarak dedi:
- Neden yaptın bunu?
- Sen de biliyorsun, Emir. Bana yaptıkları...
Sözümü keserek dedi:
- Sana yaptıklarını bahane edemezsin, Kayla. Bak, sana ne kadar kötü davrandığını geç fark etdim, benim yüzümden sana banyoda yaptığı zorbalığı da geç öğrendim ama bu... Bu bambaşka birşey.
Gözlerimin dolduğunu hiss ediyordum ama ağlamiyacaktım. Gözümü kırpıştırarak onları geri gönderdim ve dedim:
- Neden herkesin önünde söylemedin o zaman?
- O zaman benden ümit gördüğünü düşünecek ve oyun devam edicekti.
- Ha, yani niyetin beni korumak değildi, öyle mi?- Sinirle sordum. Neden umursuyordum bilmiyordum ama beni koruması hoşuma gitmiş ama arkasından böyle şey söylemesi beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Resmen Gamze meselesini unutup Emir'in neden benim tarafımda olmadığını sorguluyordum.
- Kayla, istediğini elde etdin işte. Artık neden beni sorguluyorsun? Kime göre, neye göre yaptığım neden umrunda?- Emir bana sorgulayan gözlerle bakmıştı. Benden ne duymak istediğini bilmiyordum ama ona öfkeyle baktım.
- Tamam, sorun çözüldü o zaman. Yeniden devam ede biliriz.
- Neye?- Kaşlarını çatarak merakla sordu.
- Neye olucak?! Bir-birimizden uzak durmaya!- Diye bağırdım ve arkama bakmadan hızla oradan uzaklaştım. Arkamdan bağırdı:
- Seni gerçekten bu kadar rahatsız mı ediyorum?
O an öyle bir andı ki, ona verdiğim cevapla herşey değişecekti. Ama neden? Neden ona “evet” diyemiyordum? Ona döndüm. Gözlerim dolmuştu. Bana üzgün bir ifadesiyle bakıyordu. Ağzımı açıp birşey söylemek istiyordum ama yine olmuyordu. Sözler ağzımdan çıkmıyordu. Aniden içeri öğretmen girdi ve birimizi aşağıda birimizi yukarıda gördüğüne biraz şaşırmış olsa da bunu umursamamış gibi yaparak dedi:
- Ders bitdi, çıka bilirsiniz.
Ben fırsatı kullanarak oradan hızla çıktım. Emir'in arkamdan gelmemesini umarak oradan çıktım. Eşyalarımı Simay ve Merve'nin götürdüğüne çok seviniyordum çünki onları orada bırakıp çıkamazdım. Üniversitenin arkasına gitdiğimde insanlar bana bakıyorlardı. Ben de dayanamayıp ağlayarak üniversiteden çıktım. İnsanların bana bakmaması için başımı aşağı eğdim ve hızla yurda doğru gitdim. Zaten 10 dakikalık mesafedeydi. Koşarak ora vardığımda çok şaşırdım. Çünki yurdun önünde herzmamanki gibi Emir yoktu. Bu seferki başka insandı. O, Savaş'tı...

PAPATYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin