27. Bölüm

8 2 0
                                    

Emir'in anlatımıyla:

2 gündür aklımda bir sürü düşünce vardı. Kendime bile itiraf edemezken aniden Kayla'ya olan hislerimi Savaş'a söylemiştim. Savaş söylediklerim karşısında şok olsa da birşey dememişti. Zaten bu durumda ne denile bilirdi ki? Ona ilk defa dememiştim böyle birşey. Ama ilk defa bu kadar içten ve samimi bir şekilde demiştim. Savaş da bu durum karşısında şaşırmıştı.

Kayla çok farklı bir kızdı. Onu tanımak istiyordum. Onu tanımama izin versin istiyordum ve bunun için savaşmak istiyordum. Çünki ben kimseyi bu kadar çok istememiştim. Hislerimi anlamam çok uzun sürmedi. Meğer ben Kayla'yı o geceden beri sevmiştim. O, beni istemeyen belki de ilk kızdı. Bunu egom yüzünden yaptığımı düşüne bilirsiniz belki, ama öyle değildi. Başta öyle sansam da ben gerçekten Kayla'dan hoşlanmıştım. Bunu ona söylemek istiyordum ama önce hayatına girmeme, onu tanımama izin vermesini bekliyordum.
Her zaman bir umudum vardı. Bana 'git' dese de ondan vazgeçmek istemiyordum. Onu Koray'la gördüğümde nasıl delirdim hatırlıyorum. Onları takip etdikten sonra bir kafeye gitdiklerini gördüm. Koray onun elini tutmuştu. Benim yapmak istediğim ama yapamadığım bir şeyi yapmıştı. Onu öyle çok kıskanmıştım ki, kendimi kayb etmiştim...

Gamze'ye oyun oynadığı gün ben buluşacağız diye çok heyecanlıydım. Evimdeki bazı işleri hall edip Savaş'ın evine gitmiştim. Kendime kahve hatırladığım anda telefonuma dayanmadan mesajlar gelmeye başlamıştı. Telefonu aldığımda yazanın Savaş olduğunu gördüm. Hemen üniversiteye gelmemi istiyordu. Evden hızlı bir şekilde çıktım ve oraya girdiğimde Kayla'nın konuştuklarına şahit oldum. Önce sadece dinledim. Kayla'nın gözündeki öfkeyi göre biliyordum. Onun gözünde kendimi gördüm. Öfkesini kontrol edemeyen küçük Emir'i gördüm.

Küçükülüğümden beri öfke problemlerim vardı. Beni iyileştirmeğe çalıştıkları her an kaçıyordum. Yıllar geçtikce azalmağa başlamıştı ama yine de vardı. Belki de bu güne kadar kimseyle kavga etmediğim için öfkem ortaya çıkmıyordu. Ama babamla her konuştuğumuzda öfkelenir ve birşeyleri kırardım. Babam da bu yüzden her istediğimi yapıyordu. Evet, oldukca şımarık bir çocuktum.

Savaş'la da kavga etmezdik. İkimiz de çok deyişik tiplerdik. Bir-birimizin zıtdıydık ama hep arkamı toparlayan, benimle arkadaş olan biriydi. Beraber olduğum kızları anlatmamı sevmezdi ama ondan başka onunla vakit geçirmeyi severdik. Şimdi kardeşimin benden çok önemli birşey saklaması beni çok kırmış ve kızdırmıştı. Kayla beni ne kadar istemese de onun gözlerinde bir umut ışığı görmesem beni gerçekten istemediği için onun peşini bırakırdım. Ben sadece o küçük umuta odaklanıyordum...

Benden uzak durmasının bir sebebinin öz kardeşim olması beni kırmıştı. Savaş bana nasıl olur da böyle birşeyi demezdi? Kayla'ya ne yapmıştı bilmiyorum ama kötü birşey olduğunu biliyordum. Koray'ın gözündeki öfkeyi de Kayla'nın gözündeki üzgünlüğü de görmüştüm. Kayla'yı ağlatmıştı ve bunun hesabını soracaktım!

Sitenin önünde durdum ve sinirle arabadan indim. Sinirimi araba kapısından çıkarır gibi kapıyı çarptım ve içeri girdim. Savaş'ın evde olduğunu biliyordum çünki “Konuşmamız lazım.” diye bir mesaj atmıştım ona. Kapıyı anahtarımla açamayacak kadar sinirliydim ve kapıyı sert bir şekilde yumrukladım. Saniyeler sonra anlamaz bir yüz ifadesiyle kapıyı açan Savaş'ı iterek içeri geçtim. Bu hareketim onu sinirlendirmiş gibi arkamdan geldi ve dedi:
- Ne yapıyorsun sen?
- Bana neden söylemedin?- Sinirle bağırdım. Salonun ortasında bir-birimize dikkatle bakıyorduk. Sinirden boğazımdaki damarlar görünüyor ve elimi yumruk yapmıştım. Kayla'yı incitmiş olması beni sinirden delirtmeye yetiyordu. Kayla'ya düşündüğümden daha fazla  değer veriyorum. 

PAPATYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin