29. Bölüm

9 2 0
                                    

Hepimiz yerlerimizi almış öğretmeni dinliyorduk. Sunumlar en sonda olacağı için öğretmen dersini bitirdi ve Savaş'ı çağırdı. Savaş bana bakmıyordu bile. Önündeki kağıtlara odaklanmıştı. Birkaç dakika içinde eşyalarını hazırladı. Elinde resimler vardı galiba ama tam olarak neler olduğunu göremiyordum. Birkaç saniye sonra etrafdakilere baktı. Gözleri beni gördüğünde birkaç saniye öylece baktı. Sonra sanki ne yaptığını fark eder gibi hemen gözlerini çekti. Ne tip değişiksin sen ya?! Neyse dinleyelim bakalım.

- Merhaba arkadaşlar. Bugünki sunumumun konusu 'aşk' olucak. Eminim herkesin bildiği bir konudur. Aşkın tanımı herkesde farklıdır. Gerçek aşk nedir? Hemen herkes gerçekten aşık olduğunu düşünse bile aslında gerçek aşkın ne olduğunu bilen insan sayısı düşündüğümüzden çok daha azdır. Aşkı bilmek için ilk başta kişinin kendini tanıması ve kendini sevmesi gerekir. Kendi sınırlarını bilmeyen, kendini tanımayan insanların gerçek aşka ulaşması imkansızdır. Bu tip insanlara sadece aşık olduklarını sanırlar ama gerçekte yaşadıkları bu durum aşk değildir. Herşeyden önce aşkın bir bağlılık olduğunu düşünenler hata yaparlar. Aşkın insanları özgür kılması lazım. Sahiplenmek ise aşka vurulacak en büyük darbedir. Eğer sevdiğiniz insanı sahipleniyorsanız onu kendi malınız gibi görüyorsanız bu aşk değildir. Aşk biyolojik bir ihtiyaç değildir, aşk ruhsal bir ihtiyaçtır çok daha derinlerde gizli olan ve dünyada çok az insanın gerçek anlamda tecrübe ettiği kutsal bir duygu halidir. Aşk karşılık beklemeden koşulsuz bir şekilde karşıdaki insanı sevmektir. Eğer koşullara bağlanırsa artık orada aşk değil, çıkar ve ego vardır. Egonun olduğu yerde gerçek aşk barınamaz. Egosuzluk durumunda ancak gerçek bir aşk vücut bulabilir. Aksi halde orada gerçek bir aşktan söz etmek imkansızdır. Aşkın verdiği hisler genel olarak böyle geçer; Kalbin nefes kesercesine hızla atması… Her saniye yalnızca onu düşünmek… Ellerin titremesi, terlemesi… Bedende kelebeklerin uçuşması hali… Nedensiz yere gülümsemeler ve bazen de ağlama krizleri… İnsanın var olması ile birlikte başlar aşkın öyküsü. Gerçeğini yaşamak herkese kısmet olmayan, yeryüzündeki en özel duygulardan biri olan aşk, kalbe girdiği anda insanın kimyasını da değiştiriyor. Fransız yazar Antoine Bret, “Aşk nedir bilirmisin” sorusuna, ister çok büyük bir aşk hikayemiz olsun isterse de platonik aşk yaşıyor olalım, aslında pek çoğumuzun aşina olduğu bir ruh halini anlatan şu cümle ile yanıt verir: “Aşkın ilk soluğu mantığın son soluğudur.” Evet, çoğu zaman aşkın olduğu yerde mantık yoktur. Tabiri yerindeyse duygular aklımızı başımızdan alır. İşte tam da bu nedenle yüzyıllardır araştırılan bir soru olan aşk nedir bilimsel olarak da pek çok araştırmacı tarafından masaya yatırılmıştır. Örneğin, Antropolog Helen Fisher’a göre; aşık olmak, insanı duygusal ve fizyolojik bir dengesizliğe sürüklüyor. Aşık olmak sizi durduk yere neşeli, heyecanlı gibi karmaşık hallere sokarken, bir yandan da anksiyete diğer bir deyişle kaygı, panik ve umutsuzluğa da yol açabiliyor. Aşık olan insanda görülen bu hızlı ve ani hal değişiklikleri, uyuşturucu bağımlılarında görülen davranışsal bozukluklarla da benzerlik gösteriyor. Bu nedenle bazı bilim insanları aşk nedir sorusuna cevap olarak “Bir çeşit bağımlılık” diyor. Tıpkı Attila İlhan’ın Ben sana mecburum bilemezsin” dizesinde anlattığı gibi…
Her ne kadar insanı başka bir ruh haline sürükleyip, “Ben artık ben değilim” noktasına getirse de; aşk nedir kısaca anlamı nedir sorularına, şu yanıtı vermek sizce de yerinde olmaz mı? Aşk, kainattaki en naif duygudur. Öylesine mutlu edip öylesine üzer ki insanı; bağımlısı oluruz. Yaşımız kaç olursa olsun, hangi şartlarda yaşıyor olursak olalım durup durup başımıza gelsin isteriz. Bu nedenle aşk, insanı hayata bağlayan en güzel duygulardan biridir. Aşkın ömrü ve insanda bağımlılık yaratıp yaratmadığı herkese göre değişiklik gösterse de tartışılmaz olan bir şey var ki, aşık olmak, hem duygusal hem de fiziksel olarak bizi ziyadesiyle etkiliyor. İşte bu da benim aşk hakkında düşüncelerim. Eğer bu hakta sorularınız ve eklemek istedikleriniz varsa, buyurun.

PAPATYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin