6. Bölüm

334 20 16
                                    

Alarm sesiyle gözlerimi araladım. Yatakta doğrulmaya çalışırken Ezgi kolumu tutup doğrulmama yardımcı oldu. "Günaydın güzellik." Dedi uykulu sesiyle.

"Sanada günaydıın." Dedim esneyerek.

"Elimizi yüzümüzü yıkayıp Üzerimizi değiştirelim hadi." Dedi ve banyomdaki tekerlekli sandalyeyi getirip beni oturtturdu.

Banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkamamı sağladı. Geri döndüğümüzde gardılobumu açtı. Ben saks mavisi omuzları açık Ekose bluzum ile siyah kot pantolonumu gösterip Ezgi'nin çıkarmasını bekledim.

Ezgi de sırt çantasından siyah sade bluz ile buz mavisi kot pantolununu çıkardı. Hızlıca kendi üzerini değiştirip benim giyinmeme yardımcı oldu. Saçlarını taradıktan sonra hafif pudra ve dudak nemlendiricisini sürdü. Banada dudağımın renginde bir ruj sürdükten sonra saçlarımı taradı. İkimizde hazırlandıktan sonra asansöre binip mutfağa indik.

"Nurcan Teyze hâlâ uyuyor sanırım." Dedi Ezgi mırıldanarak.

"Uyuyordur." Dedim bende aynı ses tonuyla. Ezgi omleti yaparken muhabbet ediyorduk. O sırada babam mutfağın kapısında belirdi.

"Oo Kızlar kalkmış bile. Günaydın çocuklar."

"Günaydın baba." Dedim tebessümle.

"Günaydın Selim Amca. Sanada hazırlayalım mı hemen birşeyler." Dedi Ezgi ayaklanarak.

"Yok kızım size afiyet olsun. Ben sonra yapacağım. Ama aceleniz yoksa ellerinden bir türk kahvesi içerim" dedi babam gülerek.

Ezgi kol saatine bakarak "Yok daha var derse. Hemen yapıyorum." Dedi gülerek.

"Ben salondayım o halde. Size afiyet olsun." Dedi ve salona geçti.

Ben elimdeki çatalla oynarken Ezgi'nin uyarısı ile başımı kaldırdım.

"Aaa amaa! Biticek o tabak. Oynama çatalınla hadi ye birşeyler." Tebessüm etmeye çalışarak omletten küçük bir çatal keserek ağzıma attım. Ezgi de türk kahvesini fincana koyup Salona götürdü.

O sırada peynirimdende bir çatal alıp boş çatalı tabağa bıraktım. Ezgi yanıma gelip Boş tabakları bulaşık makinesine dizdi.

"Ben çantalarımızı odadan alıp geliyorum. Sen istersen bekle burda." Dedi.

"Olur. Telefonumuda alırmısın komodinin üzerinde." Dedim. Başıyla onaylayarak merdivenlerden çıktı.

Babama görüşürüz demek için Tekerlekli sandalyenin demirini kullanarak sandalyeyi Salona sürdüm.

Babamın sesiyle duraksadım. Sanırım telefon ile konuşuyordu.

"İşlerin aksadığının farkındayım Tuncay. Ama ne yapıp edip şirketi eski haline çevirmemiz lazım. Bu şirket şu an batamaz anlıyor musun?" Dedi gergince. Biraz bekleyip
"Elinden gelenin en iyisini yap. Ortaklıktan çekilmelerini engelle." Dedi. Şirketimiz batıyor muydu?

Tekrar merdivenlerde ses duyunca tekerlekli sandalyeyi biraz geri alıp merdivenlerin önüne geldim.

"Canım yorma kendini." Dedi gülümseyerek Ezgi.

Sadece tebessüm ederek elinden çantamı aldım.
"Telefonun çantanın içinde." Dedi.

Beni salona ilerleterek
"Selim Amca,Biz çıkıyoruz." Dedi Ezgi.

"Tamam çocuklar. Allah zihin açıklığı versin. Görüşürüz öğlen." Dedi. İkimizde görüşürüz diyerek kapıya ilerledik.

Bahçeden çıktığımızda Adem abi arabaya yaslanmış sigarasını içiyordu. Bizim geldiğimizi görünce sigarasını söndürüp kapıyı açtı.

VAVEYLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin