29. Bölüm

193 15 21
                                    


"Gelin bakalım çocuklar." Dedi babam bakışlarını bize çevirdikten sonra. Babamın sesiyle Zehra ve annem de bize dönmüştü. Annemin yüzünde mimik oynamazken Zehra ayaklanıp yapmacık bir gülümseme ile bana baktı.

"Deniz,çok özlemişim seni." Diyerek kolumu sıvazlayıp hafifçe sarıldı bana.

Sarılmasına karşılık verdikten sonra "Hoşgeldin Zehra." Diyebildim.

Kollarımın arasından çıkıp Ateş'e çevirdi bakışlarını. "Zehra ben." Diyerek elini uzattı Ateş'e. Bana gülümsemesinin aksime Ateş'e gayet sıcak gülümsüyordu.

"Ateş." Diyerek kendini tanıtıp elini sıktı Ateş. Sinir kat sayım artarken derin bir nefes aldım.

"Bu arada çok geçmiş olsun Deniz. Kına gecemin olduğu gün kaza olmuştu. Ama kalıcı bir hasarının olmadığına çok sevindim."

"Sahi!" Diye mırıldandım gülümseyerek. "Sen evlenmiştin değil mi Zehra? Eşinle mi geldin?" Diye sordum.

Anında bakışları Ateş'e çevrildi. Sanki Ateş'i tartıyordu kafasında. "Hayır canım. Sizin kaza geçirdiğiniz haberini alınca kına ve düğünü iptal ettik. İyiki de iptal etmişiz. Çünkü Emre ile nişanı atıp yollarımızı ayırdık. Hâlâ bekar bir kadınım." Diyerek Ateş'e doğru yapmacık bir çekimserlikle sırıttı.

Elimde kalacaktı!

"Gevezeler sizi. Hadi sofrayı kurmuştu Nurcan. Soğutmadan yiyelim." Diyerek ayaklandı babam. Zehra ve babam yemek masasına ilerlerken annem de koltuktan kalkıp baş selamı verip yemek masasına geçti. Ateş kolumu sıvazlayıp bana gülümsedi.

Çok güzel gülümsedi. Gülümsemesine karşılık tebessüm ettiğimde biz de yemek masasına geçtik ve yemeğe başladık.

-

"Ee Ateş sen ne okuyorsun? Nereden tanışıyorsunuz Deniz ile?" Diye sordu Zehra çatalını nazik bir şekilde tabağın köşesine bırakırken.

Onu neden alakadar ediyorsa?!

"Hukuk Fakültesinden." Diyerek bana döndü ve gülümsedi.

"Ne güzel." Dedi zoraki bir tebessümle. "Bende Güzel Sanatlar'dan mezunum. Çok tatlı bir öğretmenin vardı. Ama vefat etti ben mezun olduğum sene." Diye mırıldandı.

"Başın sağolsun. Benim de annem Güzel Sanatlar  Fakültesinde öğretmendi. İsmi neydi öğretmeninin?" Diye mırıldandı Ateş.

"Firuze Demir. Çok tatlı bir kadındı." Dedi Zehra. Gözlerindeki parıltı gerçekti. Fakat öğretmenin soyismi...

Demir?

Ateş Demir?

Firuze Demir?

"Annem..." diye mırıldandı Ateş. "Annemin öğrencisisin?"

"Ne?" Diye mırıldandı Zehra şaşkınlıkla. "Gerçekten mi? Firuze öğretmenin oğlusun sen?"

Ağzım açık ikisini izliyordum. Elim ayağım buz kesmişti. Ve kıskançlıktan ölmek üzereydim!

"Evet." Dedi Ateş kendini biraz toparlayıp yemeğine devam ederek.

"Başın sağolsun." Dedi Zehra yemeğine devam ederken.

"Tesadüf." Dedi babam ortamı yumuşatmak adına.

"Öyle." Diye mırıldanıp yemeğime devam ettim. Yemek bitiminden yarım saat kadar sonra salonda oturuyorduk. Zehra'nın bakışları içimi kemiriyordu.

"Eh ben kalkayım madem." Dedi Ateş ayağı kalkarak.

"Yine gel oğlum." Diyerek tokalaştı babam Ateş ile. Annem ile de tokalaştıktan sonra Zehra Ateş'e yöneldi.

VAVEYLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin