20. Bölüm

225 19 22
                                    

Aşk meraktı.
Aşk, Ateş'in Deniz'e olan merakıydı.
Aşk,Deniz'in Ateş'e merakıydı.
İmkansız meraktı aşk...
Ateş aşık olurdu Deniz'e,belki de Ateş ilk defa boynunu büktü Deniz'e sönmek istercesine..
Deniz aşık olurdu Ateş'e, yanmayacaktı ama yanmak istercesine..
Ateş istese sönmezdi ama,Deniz'inin bir damlasına yok olabilirdi aşkıyla.
Deniz yanmazdı ama bir kibritle tutuşabilirdi sevdasıyla.

Nefessiz kaldıklarını hissettiklerinde usulca ayrıldı dudakları. Deniz gözlerini zorlukla araladı. Ateş'in eli hâlâ belindeydi. Gözleri kapalıydı. Kusursuz görünüyordu. Kendinden geçmişti. Sert bir şekilde yutkundu Ateş. Ateş ile birlikte de Deniz...

Genç kadın gözlerini sertçe yumup tekrar açtı.

Ve genç adının dudaklarından bir nida döküldü...

"B-bu yalnış..."

Ateş kaşlarını çatıp hızla gözünü açtı. Beni görmesiyle kaşlarının düzelmesi bir oldu.

"Ne demek bu?" Diye sordu tok bir sesle.

"Ateş," diye mırıldandım. "Biz olamayız..."

"Deniz," dedi aynı benim gibi. Kısa bir es verdi ve devam etti sözüne. "Neden?"

Sinirlenmiştim... Göremiyor muydu halimi?! Yürüyemiyordum! Ona yük olurdum. Ve ben artık kimseye yük olmak istemiyordum. Dudaklarımı araladım. Ama kelimeler kifayetsizdi. Dudaklarımı birbirine sıkıca bastırdığımda gözlerimden yaşlar boşaldı.

"Deniz..." dedi Ateş belimdeki elini hareketlendirerek. Bir açıklama bekliyordu.

"Ateş,görmüyor musun halimi? Bizden olur mu Allah aşkına? Yürüyemiyorum. Sen daha beni ne kadar kucağında taşıyabilirsin? Sıkılmaz mısın? 'Eh yeter artık!' Diye isyan etmez misin? Söylesene!" Dedim bağırarak. Ellerimi kollarından çektim ve göğsümü yumruklamaya başladım.

"Söylesene! Sen beni daha kaç kez,kaç kez kaç kez kucağında taşıyacaksın? Kaç kez!" Diye feryat ettim adeta.

Her kelimemde yumruklarım artıyordu.

"Sen be-ni daha ka-ç kez-" hıçkırarak ağlamaktan konuşamıyordum.

Belimdeki elleri kasıldı. Beni daha sıkı sardı.

"Sonsuza kadar!" Dedi benim gibi hiddetle bağırarak. "Sonsuza kadar taşırım ben seni Deniz!"

Kafamı olumsuz anlamda salladım. Taşıyamazdı... Ben ağır bir yüktüm.

Ben Vaveyla'ydım...

Annemin bile beni sevmediği bir Vaveyla...

"Yapma Ateş..." dedim sertçe yutkunarak. "Buna mecbur değilsin. Çok güzel bir hayatın olabilir. Benimle ömrünü çürütmene izin veremem."

"Ben seninle bir ömür çürütmeyi,çok güzel bir hayata tercih ediyorum!" Dedi sert sesiyle.

"Yapma..." diye yalvardım adeta. "Sevme beni! Annem bile beni sevmemişken sen niye seviyorsun?!"

"Aşık oldum..." diye mırıldandı. "Ben sana aşık oldum. Ben sana çok aşığım..." derin bir nefes aldım. Sözleri boğazımı düğümlüyordu.

"Yapma..." diye tekrarladım yeniden.

"Beraber gülmek zorunda değiliz. Yeri gelir beraber ağlarız. Yeri gelir en zor zamanlarımızda yan yana oluruz. Kenetleniriz birbirimize. Bırakmayız birbirimizi. İlle de mutlu mu olmalı sevgililer? İlle de her günleri güzel mi geçmeli? İnsan hiç kırılamaz mı? İnsan hiç üzülemez mi? İnsanız Deniz... İnsanız,ve kırılabiliriz. Üzülebiliriz,ağlayabiliriz. Ben seninle ağlamaya da varım. Ağlayalım. Sen benim omuzumda ağla. Ben senin kollarında ağlayayım. Gülmek zorunda değiliz."

VAVEYLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin