İki zıt kutup, iki imkansız yol.
Bir yol Deniz, bir yol Ateş... Ortası imkansızlık. Zıt kutuplar birleşir miydi?
İki kişilik savaştı bu. Ama bu savaşta tek kişilik cesur yoktu. Ateş yaklaşırsa sönerdi, ya da yok ederdi. Deniz yaklaşırsa yok olurdu...
Gözlerimi ovuşturduktan sonra araladım. Yatakta yavaşça doğrulduktan sonra boynumu kütlettim. Aklıma dün gece geldi.
Beraber müzik dinliyorduk. Ve ben omuzunda uykuya kalmıştım. Ateş beni odama bıraktıktan sonra odasına gitmiş olmalıydı. Mutfaktan takır tukur seslerin gelmesi ile Ateş'in de uyandığını anladım. Yatağın ucundaki valizi kendime çekip içinden siyah boğazlı bir kazak çıkardım.
Üzerimi hızla değiştirdikten sonra kot pantolon yerine siyah bir eşorfman giydim.
Kolumu bu sefer fazla yormamaya özen gösterdim. Valizin fermuarını çektikten sonra komodinin üzerinden telefonuma uzandım. Telefonun üzerinde ufak bir kağıt duruyordu.
"Günaydın,markete kadar gidip geliyorum. Merak etme." Yazıyordu.
Fakat mutfaktan sesler geldiğine göre gelmiş olmalıydı. Notu geri bırakırken telefonumu aldım.
Ezgi'm kişisinden 6 yeni mesaj!
Hızla mesajları açtım.
"Deniiiiz!!!" 23.48 N
erdesiiiin?!" 23.48 "Ateş instagram hesabında ne paylaşmış gördün müüüü? 23.49 "Yaaaa gelseneeee!" 23.50 "OF DENİZ!" 23.50 "UYU SEN UYUU!" 23.50 Ne paylaşmıştı? Neler oluyordu?
Mesaj bölümünden hızla çıkıp instagrama girdim. Ana sayfamı yenilediğimde karşıma bir fotoğraf düştü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Nefesim kesildi..
Fotoğrafa uzun uzun baktım. Müzik dinlerken omuzunda uyuyakalmıştım. Ve Ateş bizim fotoğrafımızı çekmişti. Yavaşça yukarı kaydırıp açıklamayı okudum.
O müziği dinledi,ben ise onun sessizliğini...🖤
O kadar güzeldi ki bu fotoğraf,uzun uzun inceledim.
Beni kendime getiren kapının tıklanması olmuştu. Hızla telefonu komodine bırakıp "Gel." Diye mırıldandım.
Ateş muzipçe gülümseyerek içeri girdi. "Günaydın." Diye mırıldandı.
"Günaydınn." Dedim bende gülümseyerek.
Ateş yanıma gelip beni kucağına alırken kollarımı boynuna doladım.
"İyi uyudun mu?" Diye sordu.
"Hıhım." Diye mırıldandım sandalyeye oturtulurken.
