5.Bölüm

375 17 8
                                    

Dudaklarımı araladım. Şaşkınlıktan açılan dudaklarım kendiliğinden geri kapandı. Küçük bir öksürük krizi ile kaşlarımı çattım.

"E-Eren." Kelimeler ağzımdan zoraki çıkıyordu.

Eren içeri girip kapıyı kapattı.

"Sevgilim çok geçmiş olsun." Dedi. Yatağımın ucuna yavaşça oturup ellerimi tuttu. Fakat ellerim buz kesmişti. "İyi misin? Çok geçmiş olsun."

"Sevgilim mi?!" Ani çıkışımı beklemiyor olacaktı ki kaşları çatıldı.

"Deniz,iyimisin?" Diye sordu sakince.

O sırada Odamın kapısı açıldı ve içeri sırt çantası ile birlikte Ezgi girdi.
Eren'i görmeyi o da beklemiyor olacak ki anlamsızca bana baktı.

Kapıyı kapatıp "Merhaba" diye mırıldandı.

"Eren," dedim sakince. Derin bir nefes aldım. "Kaza geçirdim farkındasın değil mi?Ben gözlerimi açalı 8 gün oluyor. Ne aradın ne sordun?!"

"Haklısın sevgilim,çok özür dilerim. İşlerim vard..." Ezginin ani yükselişi Eren'in sözünün yarıda kesilmesine sebep oldu.

"Oynama artık oynama! Yeter! Ne sevgilisi be ne sevgilisi?!" Gözlerinden adeta ateş çıkıyordu.

Ateş mi?

"Ne demek istiyorsun Ezgi?" Diye sordu Eren merakla.

"Seni gördüm!" Dedi tıslarcasına.
"Seni sevgilinle kafede gördüm!"

"O kampüsten arkad-"

"Yalan söyleme! Göz göre göre yalan söylüyorsun yeter!" Söze karışmam ile gözyaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladı.

"Tamam.Allah kahretsin tamam!" Dedi Eren.

"Sevgilim,çok özür dilerim. Çok pişmanım. Bir şans ver bana." Sesi yalvarırcasına çıkıyordu.

"Her insanın bir şansı daha hakettiğini söylerdim hep..." dedim. Sesim zar zor çıkıyordu.

"Fakat,bu bambaşka birşey. Gözümün içine baka baka yalan söyledin bana. Hâlâ da söylüyorsun. Sana o şansı verirsem ne olacak biliyor musun?" Diye sordum. Cevap beklemiyordum.
"Sana o şansı verirsem e-"

"Deniz,ne olur. Yalvarırım. Bir şans daha yalvarırım. Yemin ederim gözüm senden başkasını görmeyecek ne olur."

"Evimden çıkar mısın?" Dedim soğuk bir tonlama ile.

"Yaşadığımız o güzel anları bir kenara atamazsın!" Dedi sertçe.
"Bu kadar mı düşüktü kredim sende?!" Diye ekledi.

"Sen yaşadığımız o güzel anları başka bir kadınla tekrar tekrar yaşamışsındır." Dedim.
"Evimden git." Diye yineledim.

"Pişman olacaksın. Benim gibisini bulamazsın. Benim gibi seven birisini bulamazsın. Seni benim gibi başka kimse sevemez!"

"Amaç da bu zaten,senin gibisini bulamamak..." dedim.

Ayağa kalkıp öfkeli bir nefes verdiğinde Ezgi'ye düşmanmış gibi baktı. Ezgi'nin de ondan aşağı kalır yanı yoktu.

"Git!" Dedim sertçe. Son kez bana bakıp odadan çıktı.

"Sinir şey!" Dedi Ezgi haykırırcasına.

"Sakin ol,gitti zaten. Bir daha karşıma çıkacağını da sanmıyorum." Dedim yatağıma bıraktığı bir demet orkideye bakarak.

Ezgi'nin de bakışları orkidelere kaydı.
"Salak şey,senin daha en çok sevdiğin çiçeğin Şakayık olduğunu bile bilmiyor!"

"Bilenmişsin sen bu Eren'e." Dedim gülerek. O da sinirden gülünce çiçekleri yolup odamdaki küçük çöp kovasının içerisine tıkıştırdı.

"O değil de abin birşey dedi mi sana?" Diye sordum.

"Senin durumunu anlatınca izin verdi. Ama ara ara eve uğramam gerekiyor." Dedi.

"Çok teşekkür ederim çiçeğim." Diye mırıldandım.

"Rica ederim bebeğimm." Dedi yanağımı öperken.

"Söyle bakalım. Ne yaptın ben yok iken?" Diye sordu.

"Hiç öyle,kafam dağılsın diye kitap okudum." Dedim.

"Ayy! O değil de,yarın sınavın var. Çalıştın mı yeterince?" Diye sordu.

"Ne kadar çalışırsam çalışayım çalışmamış gibi hissediyorum." Dedim sıkıntıyla.

"Sıkma canını kuzumm,eminim yine çok yüksek puan alacaksın."

"İnşallah" diye mırıldandım tebessümle.
"Son defa tekrar yapayım. Sonra beraber birşeyler yaparız." Diye ekledim.

"Tamam canım. Bende o sırada telefondan işlerimi halledeyim." dedi Ezgi. Çantamdan kitapları yatağa yayarken Ezgi de lavabonun yanındaki puf koltuğa oturdu.

-

"Ayy yeteeer şiştiiim!" İsyanım ile Ezgi telefondan kafasını kaldırıp gülerek bana baktı.

"İçim dışıma çıktı. Çıkamıyorum bu konuların içinden!" Dedim sinirle.

"Sakin kuzum," dedi Ezgi puf koltuktan kalkarken. Yanıma gelip kitaplara baktı.

"Sen çıkardığın çalışma kağıtlarına çalışsan yeterli. Hem bu sefer kolay sormuştu. Sanada kolay sorar merak etme." Dedi kolumu sıvazlayarak.

"Öyle yapayım bari. Ama mola vereyim. Kolum koptu özet çıkarana kadar." Dedim derin bir nefes alarak.

"Nescafe yapayım mı bize?" Diye sordu sevecen tavırla.

"Rahatını bozma." Diye mırıldandım gülümseyerek.

"Aşk olsun." Dedi kaşlarını çatarak.
"Hemen yapıp geliyorum." Dedi ve odadan çıktı. Akşam Yemeği yiyene kadar çalışmıştım. Yemek yerken biraz dikkatimi toplamış olacağım ki odama geri döndüğümüzde de Çalışmaya devam ettim. Esneyerek saate baktım. 20:34'dü.

Telefonumu komodinin üzerinden aldığımda bir çok mesaj bildirimi gördüm. Genelde ders çalışmaya başladığımda dikkatim dağılmasın diye telefonumu sessize alıyordum. Yine sessizdeydi.

Yakışıklı kişisinden 2 adet yeni mesaj

Bu tabii ki Ekin'di. Ve gerçekten kendine has bir karizması vardı.
Hemen bildirime dokunduğumda mesajlar açıldı.

"Yarın sınav var güzellik."
"Çalışmayı ihmal etme,mutlaka göz at konulara."

Beni benden çok düşünmesi hoşuma gidiyordu.

"Geç gördüm mesajını yakışıklı,kusura bakma. Sınava çalışıyordum... :D "

Yazıp gönderdim.

Anında çevrimiçi olmuştu.

"Çalış bakalım. Kolay gelsin sana:)"

"Teşekkürler :)"

Telefonu komidinin üzerine tekrar bırakırken Ezgi elinde nescafe dolu iki fincan kupa ile içeri girdi.

"Teşekkür ederim kuzum." Dedim elinden bardağımı alırken.

"Afiyet olsun." Dedi ve puf koltuğa ilerledi.

Kahvemden bir yudum alarak tekrar çalışmaya koyuldum. Aksi takdirde konular yetişmeyecekti.

VAVEYLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin