Olaylar tamamen tarihten bağımsızdır. Karakterler ve olaylar benim kurgumdur. Kurgudaki padişah ve ailesi gerçek değildir. İsim benzerliği olabilir ama hiç bir şekilde tarihle alakası yoktur.
Düzenlendi.
"Destur, Sultan Ahmed Han Hazretleri!"
Harem de zikreden seslenişin ardından tüm saray halkı ayağa kalkıp tek sıra halinde selam verdi. Harem yolunda ilerleyerek Valide sultanın dairesine ilerliyorduk. İki günlük yolun ardından İstanbul'a varmıştık ve ilk iş olarak Valide sultanın yanına gidip elini öpecektik.
Önümde Ahmed arkasında ben taşlıktan geçerek ilerliyorduk başımı kaldırıp üzerimdeki bakışlara göz attım. Bir çoğu bana iyi olduğunu düşündüğüm bakışlar atsa da diğer kısım için sevilmediğimi belliydi. İnatla dikleşip elimden geldiğince zarafetle yürüdüm.
Umarım takılıp düşmem..
Ahşap merdivenleri çıkıp haremin üst katlarına çıktık. Koridorlardan hızla ilerleyerek Valide sultanın dairesinin önüne geldik. Ahmed kapının önünde durup bana baktı ve gülerek "Hazır mısın?" deyince anlayamadım.
Neye hazır mıyım? Cevap dahi veremeden kapı açıldı ve Ahmed heyecanla içeri girdi. Ona seslenmek istesem de etraf buna müsait değildi. Hızla peşine takılıp içeri girdiğimde Valide sultanı oğluna sarılırken buldum. Gözleri gözlerimi bulunca gülerek selam verdim.
Ahmed annesinin elini öptü ardından bir adım geri çekildi. Bir kaç adımda Valide sultanın karşısına geçince yine hafiften eğildim ve uzattığı elini öpüp alnıma koydum.
"Hoş geldiniz, gelin şöyle." Valide sultan koltukların birine oturunca Ahmed de yanına oturdu. İkisinin ardından bende yerime elbisemi düzelterek oturdum.
"Sağlığınız nasıl Valide sultanım?" diyerek bodoslama sessizliği böldüm.
Zümrüt Şah sultan gülümseyerek "Daha iyiyim çok şükür.. Siz nasılsınız yolculuk nasıldı?" diye cevap verince bende gülümsedim ve "Allah'a şükür iyiyiz validem yolculuk sırasında sorun olmadı.." derken gözlerime bakan Ahmed de kurnazlık hissedince tek kaşımı kaldırdım.
"Av da kaybolduğunu işittim Hilal. İyi misin, yaralanmadın İnşallah?"
"Evet öyle bir talihsizlik yaşadım.. Lakin sağlığım yerinde, sağ olun Valide sultanım."
"Ah, Ahmed ne diye Hilale göz kulak olmadın! Allah korusun ya başına daha kötü bir şey gelseydi?"
Ahmed şok ile annesine bakıp 'Ben ne yaptım şimdi?' bakışı atıyordu. Sırıtmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Ama nafile neredeyse kahkaha atacak duruma gelmiştim kıp kırmızı olduğumu fark eden Ahmed olayı toplayıp konuyu değiştirdi.
"Engin ağa." Amed'in seslenişi ile kapı açıldı ve içeri Engin ağa ile bir kaç ağa ile cariye girdi. Hepsinin elinde sandıklar vardı. Olayı anlayıp gülümsedim. Bunlar aldığımız hediyelerdi.
"Validem size layık değil lakin Manisa da görünce size yakışacağını düşündük. Değil mi Hilal?"
Başımı olumlu anlamda sallayıp "Hünkarımız sizin için en güzellerini en özellerini seçti Validem."
"Tabii ki de Hilalin seçimleri sayesinde." İç ısıtan gülüşüne gülerek baktım.
Valide sultan gülerek hediyeleri kabul etti ve ikimizin arasında bakışları ile mekik çekti. Kutuları her açtığında gözleri parlıyordu. "Bunlar çok güzel çocuklar.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanda Yolculuk Osmanlı
Historical FictionWattpadRomanceTR Tarihi kurgu - Tarihi baştan yazan kurgular listesinde! Çalıntı durumunda yasal işlem başlatılacaktır! 1. Kitap final yaptı! 2. Kitap kaldığı yerden, buradan devam ediyor... Önemli not: - Bu hikayedeki karakterler, tarihi bilgile...