II. Kitap: 17. Bölüm -Hakimiyet-

1.4K 145 46
                                    

Toprağın taze kokusunu içime çektiğim anlarda sanki ruhumun aydınlanmasına şahit olmuş gibi yüzümde bir şaşkınlık ifadesi oluşmuştu. Kendi kendime mucizeye şahit oluyormuş gibi bir role girdiğimde baş karakter gibi havaya girmiş Has bahçenin çakıl taşlarında ilerlemeye başlamıştım. 

Oysa herkes kendi hayatının baş karakteri değil miydi? Bazen bunun farkında olmadan çevremizdeki diğer insanların ışıklarına bakakalır kendimizi unuturduk. Kendi ışığımızı fark etmemiz zaman alırdı. Kendi ışığımızı görmezden gelirdik, o gücü kendimize layık görmezdik. Elbet o dönemler geçiyor kendimizi en iyi en parlak hissettiğimiz anlar ortaya çıkıyordu ve diyorduk ki 'İşte bu benim hayatım!' yüzümüzde kocaman bir gülümseme, başımız dik yeni bir sayfa açmış gibi ferah bir şekilde ilerlerdik.

Ve ben şu an o hisse kapılmıştım, yine.

Dudaklarımdaki tebessümle hızımı arttırıp atların bulunduğu ahıra ilerledim. Bugün uzun zaman sonra Gece ile yürüyüş yapacaktım. Bebeklerimi babaannelerine ve halasına emanet etmiş kendime vakit ayırmıştım. Sabah yataktan çıkmadan ise Ahmed'den bana eşlik etme sözünü de kapmayı ihmal etmemiştim. Ne zaman bana yetişir kestiremiyordum ama bir kaç saat de olsa yalnız vakit geçirecektik.

"Destur, Baş haseki Hilal Sultan Hazretleri!" Ağanın seslenişi ile bahçedeki erkekler arkalarını dönüp selam vermişti.

Seyislerinin başı olan ağa yaklaşmam ile başını kaldırmadan konuşmaya başladı. "Hoş geldiniz sultanım."

"Hoş bulduk, Geceyi hazır edin geziye çıkacağız."

"Emredersiniz."

Kısa süre sonra ahırdan tüm güzelliği ile Gece çıkmış varlığımı fark etmesi ile heyecanla yerinde kıpırdanmıştı.

"Gece!" Benim heyecanım da az değildi yüzümdeki gülüş mümkünmüş gibi daha çok büyürken ardımı dönüp Lalezara seslendim. "Lalezar saraya dönebilirsiniz."

"Sultanım izin verin size eşlik edeyim, yalnız olmamanız daha iyi olur."

Derin bir iç çekip başımı iki yana salladım. "Endişeye mahal yok Lalezar alt tarafı bir gezi yapacağım çokta uzağa gitmem zaten Hünkarımız yanıma gelecek."

Lalezar lafımın üzerine laf söylemeyeceği için başını salladı. Sonrasında Gecenin hazırlanmasını izlemiş onu sevip ödül mamalarından vermiştim. İkimiz de hazır olduğumuzda lacivert kaftanımı toplayıp yerimi aldım ve dizginleri tutup ilerlemeye başladım.

"Uzun zaman oldu Gece, nasılsın?" Sıcak tenini okşayıp bir öpücük kondurduktan sonra geriye çekilmiş anın keyfini çıkarır gibi bulutların arasına gizlenmiş güneşe bakarak gülümsemiştim.

"Beni sorar olursan, ben iyiyim. Uzun zamanımı alsa da sonunda iyi oldum Gece."

Derin bir iç çekip yolu izlemeye başladım.

"Başıma neler geldi bir bilsen aklın şaşar! Geleceğe döndüm Gece... Çok zordu çok acı vericiydi öyle ki hissizliği bir kalkan gibi kullanmaya başladım. Hayatımın en zor dönemlerinden biriydi. Değişimle bende değiştim eski halim geçmişte kalmış gibi... Belki de o acılarla mücadele edebilmek için değişmem şarttı."

Kendi kendime konuşmadığımın bilincinde olup Geceyi bir kez daha sevdim. "İyi bir dinleyicisin, teşekkürler."

Farkında olmadan bir iç daha çektikten sonra kendime yabancılaşmadan konuşmaya devam ettim.

"Galiba hayatımı tek bir kelime ile özetlemem gerekirse buna Muamma diyeceğim Gece." 

"Muamma zira her şey bir bilinmezlikle başla ve bir bilinmezlik ile devam ediyor. Mesela şimdi ardımda bıraktığım gelecekte neler oluyor?"

Zamanda Yolculuk OsmanlıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin