Olaylar tamamen tarihten bağımsızdır. Karakterler ve olaylar benim kurgumdur. Kurgudaki padişah ve ailesi gerçek değildir. İsim benzerliği olabilir ama hiç bir şekilde tarihle alakası yoktur.
Düzenlendi.
Buram buram tarih kokan İstanbul'un büyülü sokaklarındayım attığım amaçsız adımların bir amacı olduğunu bilmeden hayat denilen yolda yürüyordum. Ben Hilal Serengil 20 yaşındayım İstanbul'u bazen kendimden bile çok seviyorum ama bu kadar güzel bir şehrin her bir köşesinde tehlike vardı. Kendimden bile çok seviyorum derken aslında bu şehirde bir parçam olduğunu bilerek dile getiriyordum bu cümleyi zira benim kalbim de ruhum da bir kişiye adanmıştı. Efsunlu tarihi ile beni mest eden bu şehrin her yanı bana merak salan, aşk ile kalbimi çarpıtan bir şehir. İstanbul aşkların şehri...
Şu anda Osmanlı zamanından kalma bir hanım sultan sarayına gidiyorum, Esma Sultan sarayı. Bugün Esma sultan sarayında Üniversitemde ki tarih fakültesinin en başta gelen hocalarından olan hocam önemli bir serginin açılışında konuşma yapacaktı, kendisi yıllardır kendini bu dala adamış bir profesördü. Kendisi tarih bölümünde okuyan öğrencilerini özellikle bu sergiye davet etmişti. Okul dışında bizlere vakit ayırmayı çok severdi, aydınlatmayı severdi. Yol boyunca tüm ilgimi bu huzur kokan tarihi sokaklara vermek için sadece kendimi bildim bileli sevdiğim adamı düşünerek geçirdim. İmkansızdı benim aşkım.. Varlığı sadece kalbimde hüküm süren bir adamı seviyordum.
Yolda ki tabelaları takip ederek yürüdüm bir süre. En sonunda sarayın bahçesinin girişine vardım kapıda iki tane sergi görevlisi vardı biri davetli listesi ile meşgulken diğeri davetiyelerin kontrolü ile ilgileniyordu.
Yavaş adımlar ile yanlarına varınca gülümseyerek selam verdim. "İyi günler."
"İyi günler, hoş geldiniz." Diye karşılık veren görevli ile başımı salladım. Kısa süre sonra görevli eline listeyi alarak "Davetiyeniz?" dediğinde çantamdan rengi kahverengi, bir parşömeni andıran davetiyeyi çıkartıp görevliye teslim ettim. Genç adam davetiyeyi ardından listeyi kontrol ettikten sonra yolumdan çekildi. "Buyurun." diyerek kapıyı aralayınca teşekkür ederek içeri giriş yaptım.
Devasa büyüklükteki, görkemli ve hala bir cennet bahçesine benzeyen saray bahçesinde ilerleyip sarayın avlusuna vardım. Etrafa göz atarken köşede sütunların yanında davetliler ile konuşan profesörümü fark ettim. İsmini ilk duyduğumuzda dersliğin içinde bir çok ses yükselmişti. Ailesi ona bilerek mi bu ismi vermişti yoksa tesadüf müydü bilmiyorduk. Adı Şemsettin'di soy adı ise Ak. Adının Mehmed Şemseddin yani Fatih Sultan Mehmed'in hocası olan Akşemseddin'den gelip gelmediğini merak ediyordum kendisine bu soruyu sormayı hep düşünmüştük arkadaşlarım ile ama hiç denk gelmemişti. Kısa süre sonra derin bir nefes alarak düşüncelerimi topladım ve yanına ilerledim Şemsettin hocam da beni görünce kaşlarını kaldırarak tebessüm etti. Yanına vardığımda "Hoş geldin Hilal nasılsın?" diyerek konuşmaya başladı.
"Hoş buldum hocam iyiyim Allah'a Şükür, siz nasılsınız?" diyerek ellerimi istemsizce birleştirdiğimde o bu halime güldü.
"Bende iyiyim sağ ol, konuşmam yirmi dakika sonra başlayacak istersen diğer öğrenciler gibi sarayın içini gez. Etrafta güvenlik var ama onlara şu kartı gösterdiğin gibi senin benim öğrencilerimden olduğunu anlayacaklardır. İstediğin her odaya girip not tutabilirsin." diyerek cebinden kartları çıkardı ve bir kartı uzattı.
"Sağ olun hocam, gerçekten beni çok mutlu ettiniz." dedim heyecanla. Her zaman elimize geçmezdi zira böyle fırsatlar.
Kartı aldığım gibi titreyen adımalar ile koca sarayı keşfetmeye başladım. Önce boylu boyunca Çini ile süslenmiş koridorları yürüdüm daha sonra geniş ve şık olan salona girdim. Pencere kenarlarında olan uyumlar ile duvarın içinde kırmızı sedirler vardı tavan ise çiçek desenleri ile süslenmiş ti. Duvarların içinde oymalı dolaplar vardı ve bu dolaplarda vazo, şamdan gibi süs eşyaları diziliydi. Salondan çıkıp merdivenlerden aşağı indiğimde ise mutfak ve çalışan cariye ve ağların odalarının bulunduğu kata indiğimi anladım. Tabii ki de odaları ayrı katlardaydı, ufak bir merdivenle aşağı inliyor orada ise ağaların kaldığı odalar vardı. Günümüze göre gayet geniş odalara sahiplermiş diye düşündüm istemsizce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanda Yolculuk Osmanlı
Historical FictionWattpadRomanceTR Tarihi kurgu - Tarihi baştan yazan kurgular listesinde! Çalıntı durumunda yasal işlem başlatılacaktır! 1. Kitap final yaptı! 2. Kitap kaldığı yerden, buradan devam ediyor... Önemli not: - Bu hikayedeki karakterler, tarihi bilgile...