60. Bölüm
-Final-Her ruh varoluşunun kabullenişinde kendi kaderinin yolunu seçtiği vakit bir söz verir Yaradan'a, söz ki senin yolunda sana inanacağım, söz ki tek seni en yüce seni bileceğim.
Her varoluş bir anlam içerir, zira Allah hiç bir şeyi amaçsız yaratmazdı. Her suyun aktığı bir yol, her kalbin uğruna attığı bir kalp vardı.
Kader her şeyden önce yazılmışken, önüne geçilemeyecek yollar uzanmıştı sonsuzluğa. Her şeyin bir anlamı bir amacı vardı. Olması gereken olur, er ya da geç hak yerini bulurdu.
Sabretmek, sevmek, özlemek, şükretmek, inanmak...
Bu beş kelime hayatın kilit noktalarıydı. Onlar hep bir yerden çıkagelirdi.
Olmaz dediğin olur, bitmez dediğin biterdi. Kaderin önüne geçemezdik, olması geren er ya da geç olduğunda bir yeni yol açılırdı bize, bir yeni kapı, yeni bir anlam.
İmkansız diye bir şey yoktur bunu şu kısacık hayatımda çok iyi öğrenmiştim. Hayat hiç ummadık mucizelerle doluydu, öyle güzel sürprizler çıkageliyordu ki insan hayretlere düşmeden duramıyordu. Beklemek önemliydi, inanarak beklemek ve isyan etmemek gerekirdi. Elbet doğru vakitte kabul olacaktı dualarımız, lakin her şeyin bir zamanı vardı.
Hazır olduğumuzda başımıza gelmesi şükretmeyi öğrenmemizi sağlardı. Başımıza gelmesi ise Yaradan'a olan inancımıza bağlıydı.
*
Yüzümde hissettiğim minik eller ile gözlerimi yeni bir güne açtığımda dudaklarımda bir tebessüm can buldu. Ahmed çoktan uyanmış olan Hüma'yı kucağına almış başıma doğru eğilmiş beni izlerken kızımız da gülen yüzü ile yüzümü avuçları arasına alıyordu. Minik elleri burnumu kavradığı gibi sıktığında dudaklarımdan bir kıkırtı firar etti.
"Günaydın güzeller güzeli annemiz." Ahmed'in melodik sesi kulaklarımı doldurduğunda elimi kaldırıp sakallarını okşadım. "Günaydın sevgilim."
Yataktan doğrulup Hüma'yı kucağıma aldığımda merakla gözlerim Beyazıd'ı aradı. "Oğlun hala uyuyor annesi." Ahmed'in gülerek beşikleri işaret etmesi ile başımı salladım.
Hüma çıkardığı sesler ile saçlarımı avuçları arasına aldığında Ahmed gülerek yana geçip oturdu ve dudaklarını alnıma bastırdı. "Öyle güzelsiniz ki bakmaya kıyamıyorum Hilal."
"Sizi hak ettiğim için binlerce kez şükrediyorum Allaha."
"Bende Ahmed, bende..."
Hala sesim uykulu ve boğuk çıkıyordu. Bedenim ise mayışmış bir haldeydi.
"Bu akşam için işlerini erken bitir tamam mı Ahmed. Beraber çıkalım yola."
"Tamam güzelim zaten akşam üstü olmadan işlerimi bitireceğim sonra beraber çıkarız."
"Acaba Yavuz nasıl alıştı yerleşik hayata çok merak ediyorum. Biliyorsun bir Galata kulesinde da bir Kız kulesinde yer değiştirip duruyor."
"Bence sevdiği ile birlikte olduğu için kolayca alışmıştır." Gülerek söylediklerine karşı başımı salladım. "Bence de."
Ahmed saçlarım ile oynarken gözlerindeki o minnet dolu parıltılar içimi sıcacık etmişti. "İyi ki benim ailemsiniz Hilal." Titreyen sesi ile söylediklerinin ardından bir kez daha alnımı öpüp saçlarımı geriye doğru okşadı.
Kucağımdaki kızımızın alnını parmak uçları ile okşadıktan sonra gülümseyerek ona doğru eğildi ve dudaklarını alnına hafifçe değdirip bir buse bahşetti yavrusuna.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanda Yolculuk Osmanlı
أدب تاريخيWattpadRomanceTR Tarihi kurgu - Tarihi baştan yazan kurgular listesinde! Çalıntı durumunda yasal işlem başlatılacaktır! 1. Kitap final yaptı! 2. Kitap kaldığı yerden, buradan devam ediyor... Önemli not: - Bu hikayedeki karakterler, tarihi bilgile...