35. Bölüm

5.3K 384 164
                                    

Geçmiş miydi bizi gelecekten bağımsız kılan yoksa şimdi miydi ruhumuzu emen? İleriyi düşünmek bile nefesimizi keserken önümüzü göremeden attığımız adımlar da neyin nesiydi? Yaşamak bu kadar korkunç gelecek ise bu kadar belirsizken bizim geçmişi düşlememiz suç muydu? İnsanlar gelecek için hayal kurarken bizim geçmişte takılı kalmamız hayata karşı ördüğümüz duvarlardan başka bir şey değildi. Herkes gibi değildik.. Düşlerimiz de umutlarımız da imkansızdı. 

İmkansızlık neydi? Geçmişe dokunmaktı. 

Dünün veyahut önceki günlerin öylece elimden kayıp gittiğini fark ettiğim an kendimi bir bilinmezlikte buldum. Dün yoktu. Ve bu gerçek o kadar dehşet vericiydi ki aklımı kaybedecek gibi hissediyorum. Arkamı dönüp baktığımda bir şey görememek korkunç bir histi. Geçmişe dair bir kanıt ararken yıllarımızı kaybediyorduk.. Geçmiş uğruna.

Sıkıntıyla nefes alıp bakışlarımı cariyelere çevirdim hepsi sessiz sedasız yerlerine oturmuş büyük bir ilgi ile beni izliyordu. Aklımı başıma devşirip gülümsedim ve oturduğum minderden ayağa kalktım. Bir kaç adım ileri geri yürüyüp tam karşılarında durdum. 

"Şiir.. Duygu, çağrışım ve izlenimlerin dizeler halinde dile getirildiği söz sanatıdır. Aşk gibi bir muammadan ibaret olan bu şiir her şey uğruna yazılabilir, mesela bir çiçek veyahut deniz için. Şiirde tanrısal bir yücelik, büyüleyici bir güzellik, çözülemez bir gizem, sözcükleri ve sesleri birbirinden ayrılamaz bir ezgi vardır. Ruhumuzu dinlendirdiğimiz bazense aklımızı kaçırmamıza neden olacak kadar hakkında düşündüğümüz şiir bizim bir parçamız oldu. Biz farkına varmasak bile..." Son cümlemi de kurduktan sonra dudaklarımı ıslattım ve yeniden konuşmak için kendime zaman tanıdım. 

Kızların ilgiyle beni dinlemesi o kadar çok hoşuma gitmişti ki kısa bir sürede onlara bildiğim her şeyi anlatmak istedim. "Neler uğruna şiir yazarız? " diye sorduğumda hızla cevapları geldi. "Aşk!" "Hayat." "Doğa." "Yıldızlar!" coşkuyla verdikleri her cevaba başımı olumlu anlamda salladım. "Aynen öyle şiir her şey için yazıla bilir farklı anlamları taşıyan cümleleri, kelimeleri olsa bile her zaman altında anlatmak istediğimiz şeyleri de belirtiriz. Mesela, 'Hırçın dalgalar arasında umutlarına yol alan denizciler miydi dalgalar ile savaşan yoksa uzaklarda onları bekleyen ailelerin duaları mıydı dalgalar ile savaşan?' "  "Ailemizin her zorluğa karşı bizi korumasını anlattınız değil mi?" En arka sırada pencere kenarında sessiz sedasız mırıldanan kızın cevabına başımı olumlu anlamda salladım. "Evet."

Ufak bir sessizlikten sonra herkesin önündeki kağıtları işaret ettim. "Sizden şimdilik şiir yazmanızı beklemiyorum bu hayli zor ve kafa yorucu bir iştir. O yüzden kendinize bir konu belirleyin ve onun üzerinden hayata benzetmeler yapın. Acısıyla, tatlısıyla hayatı bir şeylere benzetin."

Kimisi dediklerime endişeyle baksa da daha sonra ne yapmaları gerektiğini anlayıp sakinleşti. Yavaş adımlar ile pencere kenarına gidip dışarıda yağan karı izlemeye başladım. Hayat o kadar hızlı akıp gidiyordu ki neredeyse bir yıl olmuştu burada geçirdiğim zaman. Bazen oturup düşünüyorum.. Gelecek nasıl ilerliyor diye, bana ne oldu? Bir bilinmezliğin ortasında kayıp mı oldum yoksa hala orada bir yerlerde duruyor muyum? Sokağın ortasında durup geçmişe gittiğim an hala o an mı? Yoksa her şey ilerliyor mu? Eğer ilerliyorsa ailem yokluğum ile nasıl başa çıkıyordu? Birden bire ortadan kayıp olan bir kız.. Çok korkunç... Sanki yerin dibine girmişim de dünyadan yok olmuşum gibi hissediyorlarsa? Ne yaparım ben?

Titrek bir nefes alıp düşüncelerimden kurtuldum ve kafamı dağıtmak için yağan kara odaklandım. Her biri birer yıldız gibi kainattan kayıp gidiyordu, toprağa yaşam olmak için. Aslında olup biten her şeyin ama her şeyin bir nedeni bir anlamı vardı. Benin burada durup bir şeyleri anlatmam bile o kadar çok şeyi değiştirip farklı yönlere savuracaktı ki aklımın ucundan bile geçmeyecek belki de. 

Zamanda Yolculuk OsmanlıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin