6. Bölüm

13.6K 759 423
                                    

Olaylar tamamen tarihten bağımsızdır. Karakterler ve olaylar benim kurgumdur. Kurgudaki padişah ve ailesi gerçek değildir. İsim benzerliği olabilir ama hiç bir şekilde tarihle alakası yoktur.

Düzenlendi.

Dilrubah sultanın sarayına bu devirdeki ikinci gelişimdi ve neyse ki bu defa ki gelişim ilki gibi olaylı değildi. Önümüzde Ahmed onun biraz arkasında Valide sultan ve ben vardık. Her iki tarafımızda sırayla dizilmiş cariyeler ve kalfalar saygıyla eğilmiş selam verirken koridorun sonunda yüzünde kocaman bir gülümseme ile Mehmet paşa bekliyordu bizi. Başını eğip selam verdikten sonra bize yaklaştı.

"Hoş geldiniz Hünkarım, Valide sultanım." dedi içtenlikle. Paşanın sevinci yüzünden okunuyordu adeta. Bunun üzerine Ahmed genişçe gülümseyip ellerini arkasında birleştirdi. "Hoş bulduk Mehmet paşa. Nasılsın?"

"Sağlığınıza duacıyım Sultanım." diyerek eğildi paşa.

Kısa bir selamlaşmadan sonra Paşanın el jesti ile kapıdaki cariyeler kapıyı açtı açıldığı gibi parmak uçlarımda yükselip odaya baktım. Dilrubah sultan beşiklerin başında ninni söylüyordu. Bizi görünce gülümsedi ve ayağa kalkıp selam verdi. Valide sultan hızla kızına ilerleyip ona sıkıca sarıldı.

"Yavrum." Valide Sultan, Dilrubah sultandan geriye çekildiğinde ağlamaklı bir halde torunlarına baktı ve "Maşallah." diye fısıldadı.

Bizlerde içeri girdiğimizde paşa söze girdi.  "Hünkarım. Evlatlarımızın adını sizin koymanız çok isteriz." dediğinde Dilrubah sultanda gülerek başını salladı.

Kısa sürede içeri cariyeler girdi ve bebekleri hazırladı o sırada biz başımızdaki örtüler ile tamamen kapanıp beklemeye başladık. Ahmed ilk önce minik kızı kucağına alıp besmele çekti ardından fısıldayarak ezan okudu. Bir kulağına eğilip "Senin adın Aysima, senin adın Aysima, senin adın Aysima.." diye fısıldadı sesi huzur doluydu minik Aysimanın da hoşuna gitmiş olmalı ki kocaman açtığı gözleri ile Ahmed'i izliyordu hatta bir ara gülümsüyor gibi olmuştu minik bebek. Aysima Sultan...

Valide sultana merakla bakan Dilrubah sultan ismin manasını sordu. Valide sultan emin olmadığını dile getirince sessizce araya girdim. "Aysima çehresi, yüzü ay gibi parlak, nurlu, uğurlu olandır." dediklerime karşı Dilrubah sultan mutluluk ile gülümsedi Valide sultan ise "Ne kadar özel bir isim seçmiş aslanım." diyerek iç çekti.

Ahmed bebeği beşiğine yatırdıktan sonra erkek bebeği kolları arasına aldı bebek esneyerek uykusuna deva etti çok tatlılardı... Ahmed yeniden besmele çekti ve o huzur dolu sesi ile ezan okudu bebeğe doğru. "Senin adın Mustafa, senin adın Mustafa, senin adın Mustafa.." dedi.

 Ahmed'im ne güzel isimler koymuştu. "Mustafa temizlenmiş, seçilmiş, güzide demektir ne güzel.. Hatta hazreti Peygamberimizin adlarındandır." Bebekler yan yana beşiklerin de uyumaya devam ederken ellerimizi Rabbimize açtık ve yüreğimiz ile dua etmeye başladık. Merhum babasının adını koymuştu minik sultanzadeye.

"Rabbim sana da bu duyguyu tatmayı nasip eylesin aslanım." dedi içtenlikle Valide sultan.

"İnşallah Validem, inşallah.."

*

Uzatılan lokmadan büyük bir parça alıp keyifle ağzıma attım ardından şerbet dolu bardağı dudaklarımın arasına götürdüm. O an gözlerim köşeden sırıtarak beni izleyen Ahmed'de takılı kaldı. Hadi be, rezil oldum kıtlıktan çıkmış gibi yenilmez ama değil mi Hilal. Şerbetin genzime kaçması ile kendimi zar zor sıkarak rezil olmaktan kurtuldum. Ağzımdan şerbet akmasını istemeyiz değil mi. Pancar gibi kızardım biliyorum ama bu cidden etrafa öksürmekten iyidir.

Zamanda Yolculuk OsmanlıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin