50. Bölüm

3.9K 268 108
                                    

Elli küsür bölümdür benimle burada olan herkese çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız. Bu büyülü hikayede herkes kendinden bir parça bulup paylaştı, herkes Hilal gibi bir yolculuğa çıktı.. Sevginizi, ilginizi o kadar güzel hissettirdiniz ki gözlerim dola dola okuduğum yorumlar, mesajlar oldu. İyi ki diyorum, iyi ki 2019 da bu hikayeyi yayınlamaya karar verdim de sizin gibi yüce gönüllü insanlar ile karşılaştım. Hepinizin yeni yılını kutlarım, İnşallah 2022 herkese sağlık, mutluluk, huzur, aşk ve hak getirir. Zira bu güzel ülkenin gençleri böyle bir sistemde hayatlarının en güzel dönemlerini yakmayı hak etmiyorlar. Dilerim ki hak yiyenler en kısa sürede Allahın izni ile def olup gider bu toprakların ruhunu sömürmeyi bırakırlar.

Keyifli okumalar, yorumlarınızı bekliyorum.

Topkapı sarayı müzesinin girişinde duvar dibinde durmuş gelip geçen insanları izliyordum. Sabahın erken saatleri olmasına rağmen insanlar akın akın sarayı gezmeye gelmişti. Yüzlerinde meraklı ifadeleri ile gördükleri her bir detayı heyecanla yanlarındaki insanlara anlatıyorlar ardından yollarına gülerek devam ediyorlardı. 

Kollarımın arasındaki olan dosyaya kısa bir bakış atarken saatin yaklaştığını fark ettim. Birazdan buraya bir grup turist gelecekti, özel olarak onları sarayda gezdirecek, tarihi hakkında bilgilendirecek arada da ilgi çekici hikayeler anlatacaktım. Bugün tam anlamıyla bir rehber olacaktım, normal zamanlarda ailemi, akrabalarımı ve başka bölümlerde okuyan arkadaşlarıma tarihi yerlerde her zaman rehber edasıyla etrafı gezdirsem de şimdi ilk defa yabancı insanlara rehber olup hakkını verecektim.

Şemsettin hocanın yakın bir aile dostunun Turizm organizasyon şirketi sayesinde şu an rehber olarak buradaydım. Şirkette önümüzdeki bir ay boyunca büyük bir yoğunluk olduğunu ve part time rehbere ihtiyaçları olduğunu öğrenen hocamız bize durumu anlatmış görüşlerimizi almıştı. Daha sonra kendisi referans göstermesi ile bir grup öğrenci olarak işe başvurduk. Bir çoğumuz kabul edilmiştik ve bir aylığına büyük bir fırsat edinmiştik.

Her gün olmasa da haftada bir kere geziye çıkacaktım.

İleriden yaklaşan bir gurup insan ile durduğum yerde doğrulup dikleştim. Siyah paltomu düzeltip yaklaşmalarını bekledim.

"Merhaba, Hilal Serengil değil mi?" Karşımdaki kadının ılımlı tonlaması ile anında enerjim yükselirken genişçe gülümseyerek başımı salladım ve uzattığı elini sıktım. "Sizde Ayşegül hanım olmalısınız?" dedim kuşkuyla. Bizimle iletişimde olan kişinin adı Ayşegül olduğunu biliyordum ve bu kadın gurubun lideri gibi davranınca onun olabileceğini düşündüm.

Kadın genişçe gülümseyip başını olumlu anlamda sallayınca rahatlayıp "Memnun oldum." dedim. Girişte gruba tek tek bilgi broşür defterlerini dağıttıktan sonra onlara gezinin planını aktardım. Vereceğimiz kısa molalara kadar her detayı verdikten sonra en önde ben olmak üzerek saraya giriş yaptık.

O adımı atmam ile bedenimi sıcak hava dalgası esir alınca gülümsedim. Bu hisse alışmıştım artık, belki sadece buraya olan ilgim ile oluşuyordu bu hisler bilemem ama çok özel hissettiriyordu. 

Adım attığım yerlerde bir zamanlar o adamın adım attığını bilmek kalbime huzur veriyordu. Onu tam anlamıyla tanımıyor olsam da, kendimi bildim bileli ona çekiliyordum. Umutsuz bir sevgiydi benimki. Bir umut demeye dahi şansım yoktu benim. 

Sarayın her bir köşesini avucumun içi gibi bildiğim için hiç duraksamadan gezdirdim rehberlik ettiğim grubu. Tek tek meraklarını dindirdim, sorularına cevap verdim. Öğrendikleri her yeni bir bilgi ile gözleri ışıldayan insanların gülüşleri arasında kayboluyordum. İstemsizce onu düşünüyor, ona ulaşabilseydim neler olabileceğini hayal ediyordum. Ardından kendimi çok çaresiz hissediyordum. 

Zamanda Yolculuk OsmanlıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin