2 yıl önce o gün ablama yakın olduğu için parkın karşısındaki o eve taşındığımda hayatımın değişeceğini bilemezdim. Ya da ablam küçük kızı Melisa'yı benimle bırakıp dondurma almaya gittiğinde onunla karşılaşacağımı...
Elinde tuttuğu bir kaç balon ve cebinden çıkardığı şekerlerle yanımdaki küçük çocuğun önünde diz çökmüş, yüzündeki parlak gülümsemeyle Melisa'ya bakıyordu.
O zamanlar o gülümsemenin ne kadar değerli olduğunun farkında değildim.
"Küçük çocuk şeker sever mi?" demişti elindeki şekerlerden birini Melisa'nın minik avcuna bırakırken.
"Ömür'ün kardeşi çok sever. Yemek ister misin?"
Şekerlerden birini açıp Melisa nin ağzına uzatırken mırıldanmıştı.
O zamanlar henüz durumunu bilmiyordum.
Eline vurup şekeri düşürdüğümde ve Melisa'yı kucağıma alıp ondan uzaklaştırdığımda tek yaptığı şaşkınlıkla yere düşen şekere bakmak olmuştu.
Sonrasında da korkak gözlerle bana dönmüş ve yavaşça geri çekilip özür dileyerek uzaklaşmıştı.
Ne olduğunu ya da ne yapmaya çalıştığını anlayamamıştım. Ya da neden tuhaf davrandığını?
Melisa elindeki şekeri açmaya çalışırken gözlerimi, başını önüne eğerek ilerideki banka oturan çocuktan zar zor ayırmış ve kucağımdaki kıza çevirmiştim.
Melisa yabancılardan bir şeyler alacak bir çocuk değildi.
Sonradan öğrenmiştim, Ömür de o mahalle için bir yabancı sayılmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahipsiz
General FictionO gün onunla parkta karşılaştığımda, benim için ne kadar değerli olabileceğini bilmiyordum. * Aceleyle gözlerini temizleyip gülümsemesi beklediğim bir şey değildi. O küçük gülümsemenin kalbimi bu denli hızlandırması da öyle...