Sonraki gün parktan geçerken nasıl davranacağını merak ediyordum. Ama hafif topallaması ve kızarık gözleri dışında bir farklılık görememiştim.
Ömür yine ortalıkta dolaşıp şeker ve balon dağıtıyor, parktaki çocuklarla oyun oynuyordu.
Momo ilerideki bir başka köpeğin etrafında koştururken Ömür'ü izledim.
Kaşları hafif çatılmış, surat asarak Momo'ya bakıyordu. Bir köpek olduğunu bilmesem Ömür'ün onu kıskandığını düşünebilirdim; ama bunu bilmek bile bir şeyi değiştirmiyordu. Ömür o köpeği kesinlikle kıskanıyordu. Bu komik geliyordu, bazen de sürekli onu izlediğim için kendimi bir sapık gibi hissediyordum.
Zihinsel engelli bir çocuğa kafayı takmış takıntılı bir sapık.
Aynen öyleydim. Bu yüzden de onu kandırmanın bir yolunu bulmalı ve ona yaklaşmalıydım.
İki gün sonrasında küçük bir plan yapmış ve hemen devreye sokmuştum. Özür dileyip iyi davranırsam ona yaklaşabilirdim.
Ömür ciddi anlamda saftı. Eren'in ona yiyecek bir şeyler verip saçını okşadığını gördüğümde bu konudan emin olmuştum.
Arkasına dönmüş çocukları izlerken yanına oturduğumda dönüp bana kısa bir bakış atmış ve aceleyle yerinden kalkıp uzaklaşmaya çalışmıştı. Ama onu bırakmayacaktım.
Yerimden kalkıp elimdeki sandviçlerle peşinden gittim. Bu barışabilmemiz için küçük bir hediyeydi. Ya da kandırma taktiği mi demeliydim?
Onu izlediğim süre boyunca sadece çevredekilerin verdiği şeylerle karnını doyurduğunu fark etmiştim. Yaşlı kadınlar onu boş bırakmazdı. Onları sık sık görürdüm. Bazen de evlerine davet ederlerdi. Yine de bazı zamanlar kimsenin gelmediği de oluyordu. O zamanlar Ömür bir süre parkta dolaşıyor, sona da Momo ile birlikte ortadan kayboluyordu.
Aslında onun hakkında merak ettiğim çok şey vardı.
Mesela geceleri nereye gittiğini, nerede uyuduğunu merak ediyordum. Her gece başka biriyle yatıyor olamazdı değil mi? İçten içe öyle olmadığını umuyordum. Ama umursamıyor gibi davranıyordum. Her zamanki gibi..
Yemek bulamadığında ne yaptığını merak ediyordum.
Ya da en önemlisi ailesinin nerede olduğunu...
Onu ilk gördüğümde bir kardeşi olduğuyla alakalı bir şey söylemişti; ama henüz ona aile olarak sahip çıkan kimseyi görememiştim çevresinde.
Ciddi anlamda merak ediyordum.
Muhtemelen ablam biliyordu; ama ona sormaya da çekiniyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahipsiz
Aktuelle LiteraturO gün onunla parkta karşılaştığımda, benim için ne kadar değerli olabileceğini bilmiyordum. * Aceleyle gözlerini temizleyip gülümsemesi beklediğim bir şey değildi. O küçük gülümsemenin kalbimi bu denli hızlandırması da öyle...