Bir süre daha kaçmasına izin verdim. Çevredekilerin bakışlarından rahatsız olmaya başlamıştım.
Daha fazla uzatmadan ona seslendiğimde durmamıştı; ama özür dilediğimi söylediğimde adımlarını yavaşlatmış, sonra da tereddütle bana dönmüştü.
"Özür dilemek iyidir..." diye mırıldandığını duymuştum parmaklarıyla oynarken. Yine de hala yüzüme bakmıyordu.
Bir yere oturmayı teklif ettiğimde yine tereddüt etmiş ve temkinli adımlarla biraz ilerideki banka ilerlemişti.
Muhtemelen ona zarar vereceğimi düşünüp korkuyordu. Haklıydı da o zamanlar tek amacım ona zarar vermekti. Yani sonradan değişmesem bunu yapabilirdim de.
Yanına oturup elimdekilerden birini ona uzattım. Yüzüme bakmadan teşekkür edip almıştı.
Düşününce onu kandırmak gerçekten kolaydı. Nasıl bir insan kendisine verilen şeyleri hiç sorgulamadan alırdı ki? Çocuklar bile bunu yapmamaları gerektiğini bilirdi.
Üzerinde çok durmamaya çalışarak sandviçimi açtım, o ise öylece durmuş bana bakıyordu. Gerçekten sevimliydi; ona dönüp neden yemediğini sorduğumda ve bir an için merakla gözlerime bakıp bakışlarını kaçırdığında...
En azından bir cevap beklemiştim; ama o aceleyle paketi açıp sessizce yemeye başlarken tek kelime etmemiş ve bakışlarını kaçırmaya devam etmişti. Bir süre sonra insanlarla göz göze gelmeye çekindiğini fark etmiştim. Bunu neden yaptığını bilmiyordum. Çocuklarla rahatlıkla iletişim kurabiliyor ve gözlerine bakabiliyordu. Aynı şey kadınlar için de geçerliydi. Ama söz konusu erkekler olduğunda tamamen çekingendi. Bunun sebebini zamanla anlayacaktım.
Sessiz devam eden yemeğimiz; onun, yarısına geldiği sandviçi bırakmasıyla sonlanırken ona bakmış ve neden yemediğini sormuştum. O ise etrafına bakınıp köpeğini aramış ve Momonun aç olabileceğiyle ilgili bir şeyler mırıldanmakla yetinmişti. Sonrasında da tekrar teşekkür edip elindeki küçük paketle Momo'yu aramak için uzaklaşmıştı.
O köpeği cidden önemsiyor olmalıydı.
Sanırım Momo'yu kıskanıyordum. Hayır, bu ondan hoşlandığımdan değildi. Sadece... Kıskanıyordum işte.
O köpeğin ona benden daha yakın olması sinirlerimi bozuyordu. Belki de ben hakkında hiçbir şey bilmezken, o köpek hayatının çoğunu onunla geçirmişti.
Ama bunu umursamadım. Ya da umursamıyor gibi davrandım.
Delinin tekiyle arkadaş olmak bana bir şey kazandırmayacaktı. Ben sadece küçük bir kaç kanıt toplayacak ve kendimi haklı çıkardıktan sonra da ondan kurtulacaktım.
Duygular... Kimin umurundaydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahipsiz
General FictionO gün onunla parkta karşılaştığımda, benim için ne kadar değerli olabileceğini bilmiyordum. * Aceleyle gözlerini temizleyip gülümsemesi beklediğim bir şey değildi. O küçük gülümsemenin kalbimi bu denli hızlandırması da öyle...