Bölüm 25

2.4K 156 3
                                    

Son gün, kontrole gitmeden önce normal giyinmenin daha iyi olacağını düşünmüş, çoktan Ömür uyurken çıkış işlemlerini başlatmıştım. Bebeğin kontrolünden hemen sonra eve dönebilecektik. Evimi gerçekten özlemiştim ve sıcak bir duşun bana kesinlikle iyi geleceğinden emindim.

Ömür korktuğundan eve gidip duş almam ne yazık ki bir türlü mümkün olmamıştı ve saçlarım berbat haldeydi, koktuğumdan emindim çünkü bu zaman zarfında kıyafetlerimi değiştirmek gibi bir şansım da olmamıştı.

Hazırlanma vakti geldiğinde ve içerisinde kıyafetlerin bulunduğu dolabı açtığımda bir kez daha ne kadar aptal olduğumu fark etmiş sessizce karşımdaki eski kıyafetlere bakmıştım.

İçler acısı haldelerdi. Ömür'ün o kıyafetleri tekrar giymesini kesinlikle istemiyordum; ama o an çıkıp yeni kıyafetler alabileceğim bir konumda da değildim. Ömür arka tarafta oturmuş sessizce beni izlerken ablamı aramaktan başka seçeneğim yok gibi görünüyordu.

Asla tükürdüğünü yalamazdım. Tabi bu Ömür'den önceydi. O an ise öncesinde deli olduğunu söyleyip Melisa'yı uzaklaştırması gerektiğini söylediğim Ömür ile aynı odadaydım ve yetmezmiş gibi onun için endişeleniyordum.

Belki tuhaf görünecek olabilirdim; ama bu artık umurumda değildi.

Yine de bu durumu nasıl açıklayabileceğimi bilmiyordum. Ya da Ömür'e sahip çıkacağımı söylediğimde ne tepki vereceğini...

Bu durum sinirlerimi ciddi anlamda bozmuştu; ama yapacak bir şey yoktu. Dışarısı gerçekten soğuktu ve Ömür'ün onu sıcak tutacak bir şeylere ihtiyacı vardı.

İsteksizce telefonumu çıkarıp ablamdan kendi spor ayakkabılarından biri ile birlikte evime gidip bizim için kıyafet getirmesini istediğimde ablam başta anlamayarak sessiz kalmış, daha sonra ise telaşla neden hastanede olduğumu ve bir sorun olup olmadığını sormuştu. Ben de geldiğinde ona her şeyi anlatacağımı söylemiştim.

Elbette olayların bir kısmını anlattığımda yiyeceğim tokatta habersizdim. Ömür'ün bir çok kez istismar edildiğini ve benim buna sessiz kaldığımı duymak onu hayal kırıklığına uğratmış, bana insan olmadığımı söylemişti.

O sırada çoktan küçük odayı terk etmiş, bahçede otururken kontrol için sıramızın gelmesini bekliyorduk. Ömür dışarıda gördüğü kediyle uğraşırken bir an için dönüp bana bakmış, hemen ardından gülümseyerek kedi ile oynamaya devam etmişti. Paçaları kıvrılmış eşofmanlarım, üzerinde gerçekten sevimli duruyordu, yine de Ömür eski kıyafetlerini atmayı reddetmiş onları da almak konusunda ısrarcı davranmıştı.

Elimdeki kıyafet poşetlerine bakarken ablama karşılık vermemiş, geri kalanını ve Ömür'ün hamile olduğunu, bundan sonra ona sahip çıkmak istediğimi anlatmıştım.

Ablam küçük çaplı bir kalp krizi geçiriyor gibi görünüyordu. Belli ki benden bu kadarını beklemiyordu. Haksız da sayılmazdı. Ben bile kendimden bu kadarını beklemiyordum; ama her şey Ömür sayesindeydi.

Söylediklerim ablamı bana karşı biraz olsun yumuşatmış, konuşmamızın devamı daha sakin geçmişti. Yine de onunla evlenmek istediğimi söylediğimde ablam bir kez daha şaşırmış; ben ise söylediğimi sonradan fark etmiş, kendime inanmamıştım. Ama düşününce pek de mantıksız değildi.

Büyükannem olayı duyduğunda kesinlikle Ömür'ü benden uzaklaştırmaya çalışacaktı bundan emindim, çünkü o daima her şeyin mükemmelini isterdi. Bu yüzden bazı zamanlar ondan nefret ederdim, çünkü annem metres konumunda olduğu için onun gözünde asla mükemmel olamamıştı, haliyle biz de kusurlu sayılıyorduk; ama bu hiçbir şeyi değiştirmiyordu. Biz kusurlu olsak bile eşlerimiz daima mükemmel olmalıydı, böylece bizimle rahatça övünebilecekti. Ablam bu uğurda kurban gitmiş olabilirdi; ama ben bunu kesinlikle karşı koyacaktım. Sırf bu yüzden bile evlenebilirdim Ömür ile ama böyle düşünmek Ömür'ün kusurlu olduğunu düşünmem anlamına gelirdi. Oysa Ömür kusursuzdu. İstesem de istemesem de büyükanneme boyun eğmiş sarılacaktım ve bundan şikâyetçi olmayacaktım. Asla.

Ablam bu karar için henüz çok erken olduğunu söylediğinde, aslında hiç de erken olmadığını, Ömür'ü zaten uzun süredir izlediğimi itiraf etmiştim. Hayalimde asla belli kriterler uygun birilerini canlandırmamıştım, çünkü hiçbir zaman kriterlerim olmamıştı. Fakat Ömür yerine bir başkasını seçecek olsaydım onda kesinlikle Ömür'e ait bazı özellikleri arayacağımdan emindim.

Sonunda ablamın onayını aldığımda önümde artık hiçbir engel kalmamıştı. Ömür'ü ikna etmeyi başardıktan sonra en kısa zamanda küçük bir nikâh kıyacak, sonra da annemin yanına gidecektim. Elbette annemin böyle bir durumda nasıl bir tepki vereceğini tahmin edebiliyordum. Bir süreliğine benimle konuşmayacağından emindim. Ne zaman ondan gizli bir iş yapsam öyle yapardı. Fakat bu küçük bir olay değildi ve normalde bir kaç günü geçmeyen küsme süresinin bu sefer bir kaç haftayı bulacağından emindim. Yine de o an için, sebeplerini açıkladığımda anlayış göstermesini ummaktan başka bir şey gelmiyordu elimden.

Muayene zamanı gelip Ömür'ü çağırdığımda ablam bahçede oturup bizi beklemeyi seçerken Ömür de içeri gelmek istemediğini söyleyerek onun yanında kalabilmek için yalvarmıştı. O dönemler Ömür'ün ne kadar inatçı olabileceğini bizzat öğrenmiştim.

Yarım saatlik ikna çabasının hemen ardından ablamın Melisa için sakladığı fakat Ömür'e rüşvet olarak verdiği çikolata paketiyle içeri girmeyi ancak kabul etmişti. Böylece ona istemediği şeyleri yaptırmak için tek yapmam gerekenin çikolata vermek olduğunu anlamış ve her doktor kontrolünde bu taktiği uygulamaya devam etmiştim. Ömür karışık olduğu kadar basit de bir insandı, çünkü bazı şeylerden asla vazgeçemiyordu. Çikolata bunlardan biriydi.

İçeri girdiğimizde Ömür elindeki çikolatayı ikiye bölüp yarısını doktora vererek kendisine ve bana zarar vermemesini söylediğinde, bu hareket beklediğim son şey bile değildi. Anlaşılan rüşvet sistemini kullanan tek kişi değildik. Ömür çabuk öğreniyordu ve bu beni başta şaşırtmış olsa da sonrasında güldürmeyi başarmıştı.

Ömür kesinlikle mutluluk kaynağım olacaktı. Artık bundan kesinlikle emindim. 

SahipsizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin