Gözlerimi araladığımda, yataktan kalkmadan kafamı cama çevirdim. Öyle bir uyumuşum ki, herhalde akşam olmuştur diye düşündüm ama biz güne çok erken başladık malesef o kadar çabuk akşam olmaz. Komidinin üzerinde duran telefonumu elime aldım. Tam üç saat aralıksız uyumuşum. Neyse iyi geldi. Aklımda ki düşünceler geçti mi ? Tabi ki de hayır. Acaba bu süre içinde ne yaptı. Odaya gelmiş olsa illa ki ses duyar uyanırdım ama demek ki hep aşağıda durdu. Yerimden kalkıp, odadan çıktım. Salona indiğimde Emreyi göremeyince koltuğa oturdum. Kesin dışarıya çıkmıştır. Böyle bir durumu mutlaka değerlendirir. Zaten dışarıya çıkmaya bahane arıyor birde sinirli ya kim bilir neler yapıyor şimdi.
EMRE
Oturduğum banktan kalkıp, yavaşça sahilde yürümeye başladım. Defne hala uyanmadı herhalde. Uyansaydı, beni göremeyince mutlaka arardı. Uyumak çözüm olsa bende yapardım ama maalesef ki değil. Şu üç saatte resmen hayatımın özetini çıkardım. Bununla da kalmayıp geleceğimi yazdım. Bu yaşıma kadar hiç bir şeyi bu kadar düşünüp, bu hallere geldiğimi hiç hatırlamıyorum. Vay be Emre... Sen bunları yaşayacak mıydın ? Nerde o hızlı adam ? Çocuk işi beni çok bozdu gerçekten. Tamam belki ilerde olabilirdi sonuçta evlenince bu da olmadı gereken bir şey oluyor ama daha çok erken benim için. On seneden önce kurtarmazdı yani. Bir şey de söyleyemiyorum çünkü ne desem Defneyi üzecek bir şey olacak.
DEFNE
Şuan da bu haberi, Ecrin'i arayıp vermemek için kendimi zor tutuyorum ama yapamam çünkü bizim hiç bir şeyimiz normal çiftler gibi ilerlemiyor. Biz daha olayı bile sindiremedik ki. Üstelik sonuç olarak ne olacak belli değil. Ne olursa olsun Emre istemeyecek biliyorum. Of...
*****
2 saat sonra
Bahçenin ve gökyüzünün güzelliğine kendimi öyle bir kaptırmışım ki gerçekten aklıma hiç bir düşünce bile gelmedi şu ana kadar. Telefonumdan saate baktım ve 17:30 olduğunu gördüm. Emre'nin hala bu saate kadar gelmediğini bile unutmuşum. Aramamak için de kendimi zor tutuyorum ama aramayacağım hatta o aramadığı için de kızmayacağım çünkü ikimizin de sorunlarla başa çıkma yöntemleri çok farklı. Yapacak bir şey yok... Gitsin iyice düşünüp öyle gelsin. Bardağımdan su yudumladıktan sonra yerimden kalkıp, bahçe içinde yürümeye başladım. Öyle garip bir durum ki annemi bile arayıp bu mutlu haberi veremiyorum. Eğer bu çocuğu aldırırsam kimse bilmeyecek ve bir gün geldiğinde herkes hala neden çocuk yapmadığımızı sorup, çocuk bekleyecek. Ah düşün Defne düşün... Bahçeden çıkıp salona girdiğimde, elimde ki bardağı mutfağa bıraktım ve yukarıya çıktım. Karnım da o kadar aç ki bayılacağım. Sadece, sabah zorla yediğim o omlet var hatırlamak bile istemiyorum. Bu halde yemek yemek de ayrı bir işkence... Tabi ki yemeyeceğim. Odaya girdiğim an Emreyi görünce ödüm koptu ve olduğum yerde donup kaldım.
- " Senin ne işin var burada ?"
- " Burada ben olmayacağım da kim olacak ?"
Espiri yaptığına göre düşünmekten başka boyutlara falan geçti herhalde. Gülmüyor tabi ki ama en azından bu lafı demesi de garip.
- " Ne ara geldin hiç görmedim."
- " Beş dakika oldu. Bahçede olduğun için görmemişsindir."
- " Olabilir. "dedim odanın içinde ilerleyerek. Camı açıp dışarıya baktım.
Kafamı içeriye doğru çevirdiğimde Emrenin koltukta oturduğunu gördüm. Artık şu halimiz düzelsin diye bağırmak istiyorum. Öyle çıkılmaz bir şey ki. Camı kapatmadan bende karşısına geçip, yatağın üzerine oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK 2
Teen FictionDefne ve Emre'nin aşkı, hiç beklemedikleri bir şekilde evlilik ile sonuçlanmıştı. Bir sürü zorluklar yaşamalarına rağmen, aşkları bütün zorlukları aşarak onlara çok güzel şeyler sundu ama bakalım evlilik hayatı onlara iyi gelecek mi ?