Emir'i, annemin kucağından aldıktan sonra yavaşça merdivenlere doğru yöneldim. Artık onun odası boş değil. Olması gereken yerde olacak. Her gün odasına gidip acaba nasıl bir şey olacak, kime benzeyecek, ne olacak gibi bir sürü sorular ile bomboş odadan çıkıyordum ama şimdi öyle değil. Oğlum kucağımda.
- " Defne, ben çıkarayım kızım." dedi annem yanıma gelerek.
- " Yok ben hallederim." dedim gülümseyerek ilk basamağa çıkıp.
- " Dikkat et."
- " Merak etme. Hadi sende bir otur dinlen."
Ben çıkarken, Emre de hemen arkamdan geldi. Onun da gelmesi çok iyi oldu. İçten içe keşke o da gelse diye düşünüyordum ama söylememiştim. Yukarıya çıktığımızda Emre önüme geçip Emir'in odasının kapısını açtı. O kadar mutluyum ki artık bu oda çok daha anlamlı geliyor. Her şey çok güzel mutluluktan ağlayacağım artık. Beşiğe doğru yürüdükten sonra yavaşça yatırdım. Emre de yanıma geldi. İkimiz de Emir'i incelemeye başladık.
- " Hala inanamıyorum." dedi sessizce.
- " Bende öyle. Şaşkınlığım ile ilgili binlerce cümle kurabilirim ama tek bildiğim çok mutlu olduğum."
- " Benim için alışmak çok zor olacak çünkü çok tuhaf. Yani her şey çok hızlı ve benim için baya ağır ama bu dediğimi yanlış anlama."
- " Biliyorum. Senin için normal olan şey sadece boş yaşamak. İçinde sevginin az olduğu. Onun dışında gelişen şeyler senin bilmediğin şeyler o yüzden biraz geç alışıyorsun." dediğimde bir şey demeden sustu.
- " Hadi inelim. Hatta annemin odasını hazırlayalım bana yardım et."
- " Çocuğu burada tek mi bırakacağız ?"
- " Evet. Yatağında uyuyor zaten."
- " İyi de uyanırsa falan."
- " Bak burada bebek telsizi var. Bunu yanına koyacağız. Ben de diğerini elime alacağım. Sana bunu alalım dediğimde çok gereksiz görmüştün ama görüyorsun ne kadar önemli."
- " Neyse iyi düşünmüşsün almakla. İyi çıkalım o zaman." diyerek odadan çıktığında bende gülerek arkasından çıktım.
Az önce Emre'nin, Emir için endişelendiğini gördüm ve gözlerime inanamıyorum. Hiç bir şey belli etmese bile en azından bir tepki verdi sonunda. Onunla ilgilendiğini görmek bile büyük bir mutluluk.
*******
Banyodan çıktığımda öyle bir kendime geldim ki. Sanki bütün yorgunluğumdan şimdi kurtuldum. Saçlarımı havlu ile kuruladıktan sonra üzerimi giydim. Daha sonra saç kurutma makinası ile hızlıca saçımı kuturup, taradım. Odadan çıkınca, karşımızda ki oda da Emir'in olduğunu bilmek beni heyecanlandırdı. O kadar güzel ki artık bu evde bizden bir başkası daha yaşıyor. Yarım saattir Emir'den uzağım. En iyisi gidip bir bakayım.
Yavaşça içeriye girip, yanına gittim. O kadar güzel, o kadar masum uyuyor ki. Yerim ya... Şu an deli gibi öpmek istiyorum ama uyanır diye de kıyamıyorum. Bebeğim benim... Neyse biraz daha durursam kendimi tutamayacağım en iyisi hemen çıkayım.
Aşağı indiğimde, Emreyi salonda göremeyince mutfağa girdim. Maalesef orada da yok. Bir tek annem var.
- " Anne, Emre nerede ?"
- " 10 dakika önce dışarıya çıktı." dedi ocakta ki yemeğin altını açarak.
Nereye gitti ki acaba ? Bana da hiç bir şey söylemedi. Umarım her nereye gittiyse erkenden eve gelir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK 2
Novela JuvenilDefne ve Emre'nin aşkı, hiç beklemedikleri bir şekilde evlilik ile sonuçlanmıştı. Bir sürü zorluklar yaşamalarına rağmen, aşkları bütün zorlukları aşarak onlara çok güzel şeyler sundu ama bakalım evlilik hayatı onlara iyi gelecek mi ?