Emir'i emzirdikten sonra uyanmaması için yavaşça beşiğine yatırdım. Neyse ki emzirme anında kendi kendine uyuyor. Hiç uyku probleminin olmaması benim için büyük bir avantaj. Çok uysal bir çocuk olacak mış gibi gözüküyor tabi değişmezse. Kapı, açılınca hemen kafamı çevirdim ve Emreye sessiz olması için işaret ettim. Emir'i üzerini örttükten sonra kapıya doğru ilerledim ve odadan çıktık.
- " Gel şuraya." diyerek beni Emir'in odasına çağırdı.
- " Ne var ?"
- " Gel, konuşacağız."
- " Ben konuşmak istemiyorum." diyerek bir adım attığımda beni bir anda kucağına aldığı gibi odaya götürdü ve kapıyı kapattı.
- " Ne yapıyorsun ya ? Ben konuşmak istemiyorum. Zorla mı konuşacaksın ?"
- " Evet zorla. Ne demek konuşmak istemiyorum ? Ortada saçma sapan bir şey var ve gereksiz yere bana trip atıyorsun."
- " Trip... Bir kere ben asla gereksiz yere tepki vermiyorum. Biraz düşünürsen bunun fark edersin."
- " Emir den bahsederken nasıl konu bana geldi ki ? Hangi baba, oğluna böyle şeylerden bahsetmez ? Olamaz mı yani ? Babam da bana diyordu. Bu seni sevmediğim ya da eski hayatımda aklım kaldığı için değil ki. Bunlarla hiç alakası bile yok. Eski hayatım zerre umrumda değil. Ben şuan ki hayatımdan gayet memnunum."
Hangi baba, oğluna...diye başlayan cümlede aklım kaldı. Bunu duymak hoşuma gitti ama tabi tam olarak da kızgınlığım geçmedi. Aslında söylediği şey biraz doğru olabilir ama benim açımdan da daha farklı oluyor.
- " Tamam bunlar olabilir ama özellikle geçmişi senin gibi pis şeylerle dolu bir insanın ağzından bunları duymak da hiç güzel değil. Onu da geçtim ya kim olsa buna dayanamaz. Bu nedir ya ? Mesela bir kızımız olduğunu düşün. Ben gidip ona, hayatını yaşa, şu erkeği şöyle etkile, bu böyle, gez toz, giyin, istediğin erkekle eğlen desem ? Geçmiş tecrübelerimi ona anlatsam."
- " Benden bahsedeceğin için pek sorun olmaz."
- " Senden bahsedeceğimi nereden çıkardın ? Sen, öyle mi yaptın ? Hayır. Direkt bensiz zamanlarına gittin. Bende öyle yaparım o yüzden." dediğimde kaşlarını çatarak yanıma geldi.
- " Bir kere birincisi sensiz zaman umrumda değil, ben onu genel söyledim kendimden bile yola çıkmadım. İkinci ve en önemlisi, benden önceni bana bir anlat bakayım ? Neymiş ?"
- " Bende genel söyledim."
- " Defne ortaya bir laf attın, konuş şimdi !"
- " Ne bağırıyorsun ? Şimdi annem duyacak, bir şey olduğunu düşünecek."
- " Bir şey oluyor zaten. Söyle hadi ? Neymiş tecrüben. Söyle de o her kimse ***** *******. "
- "Emreee."
- " İstediğimi söylerim. Benden başka kim senin ağzında gezebilir ya ? Nasıl böyle bir şey söylüyorsun sen ?"
- " Öyle bir şey yok zaten. Tek tecrübem sensin merak etme. Ben sana onu, senin bana verdiğin o hissi anlatmak için örnek olarak söyledim. Sinirden fark etmiyorsun galiba."
- " Bu beni hiç ikna etmedi." sinirle.
- " Emre saçmalama inanmıyor musun bana ? Şimdi durduk yere sana bir şeyler mi kanıtlamaya çalışacağım ?"
- " Ben sana her seferinde bunu yapıyorum. Sende beni ikna et o zaman."
- " İknaya bile ihtiyacın olmamalı, anlamıyor musun halimden ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK 2
Fiksi RemajaDefne ve Emre'nin aşkı, hiç beklemedikleri bir şekilde evlilik ile sonuçlanmıştı. Bir sürü zorluklar yaşamalarına rağmen, aşkları bütün zorlukları aşarak onlara çok güzel şeyler sundu ama bakalım evlilik hayatı onlara iyi gelecek mi ?