5.BÖLÜM

3.2K 105 79
                                    

Cam dan yüzüme yansıyan güneş ışığıyla gözlerimi açtım ve esneyerek kollarımı açıp gerginleştim. Her sabah uyandığım da yanımda Emre yi görmek o kadar güzel bir şey ki. İyi ki benim, iyi ki benimle... Onu uyandırmadan kafamı boynuna yaklaştırıp kokusunu içime çektim ve yataktan kalktım. Saat yine çok erken o yüzden bugün hemen uyandırmayacağım sonra gün için de sürekli uykulu olarak geziyor. O uyanana kadar ben biraz otel de gezebilirim. Aslında dün bu konu için baya konuşup laf atmıştık birbirimize ama sonuçta o öylesine bir şey di. Hem de asıl, bensiz dışarıya çıkmaması gereken kişi o çünkü geçmişinden gelen iki salak kız var otelde. Neyse zaten fazla vakit geçireceğimi sanmıyorum.






Sessiz bir şekilde giyeceklerimi alıp hızla giyindikten sonra banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Emre ye son bir kez baktıktan sonra odadan yavaşça çıktım. Geldiğimizden beridir aslında pek de rahat gezemedik. Çoğunluk hep odada kaldık Emre sayesinde. Otel içinde ilerlemeye devam ederken duvara astıkları büyük pankart dikkatimi çekti ve önüne doğru ilerledim. İşte bu süper bir etkinlik! Emre tabi ki istemeyecek ama farklı bir şey olacağını düşünüyorum.








EMRE


Odada Defne yi göremeyince aramak için telefonu elime aldım ve tam o anda içeriye girdi.






- " Neredesin sen ?"

- " Biraz çıkıp hava almak istedim ve bak ne buldum." dedi elinde ki küçük kağıtla gelerek.

- " Niye bana haber vermedin, ya da neden beni uyandırmadın ?"

- " Uykunu bölmek istedim. Neyse sen şuna bak."

- " Ne bu ya ?" dedim elinden kağıdı alarak.






Fotoğraf turu mu ? Ne saçma. Cidden insanlar ne yapacaklarını bilemeyip saçma sapan şeylerle sosyalleşeceklerini düşünüyorlar.






- " Çok saçma." dedim kağıdı geri vererek.

- " Senin ne diyeceğini biliyorum o yüzden hiç konuşma ama yine de gidiyoruz."

- " Gidiyoruz ? Ben öyle bir şey mi dedim ?"

- " Ben dedim. Kusura bakma ama böyle odaya kapanıp yaşayamam ben. Biraz otelin etkinliklerine katılalım ya. Zaten balayı bitince hep evde olacağız, yapacak bir şeyimiz olmayacak. "

- " Yok Defne orası olmaz, gitmem ben. "

- " Ya neden sürekli bir olumsuzluk çıkarıyorsun ? "

- " Benim sevmediğim ve yapmayacağım şeyleri biliyorsun ve niye uğraşıyorsun ? "

- " Bu mu cevabın ? Zaten hep ben senin zevklerine göre yaşıyorum farkında değil misin ? Emre bunu sevmez, bunu istemez. Şuan da benim düşüncelerim senin için önemli olsaydı bu konuşmayı yapmaz bir kere de sen benim için kendinden ödün verirdin. Herkesin normal görüp yaşadığı şeyleri sen o kadar büyütüyorsun ki. Ne var yani fotoğraf çeksek, etrafta gezip bir şeyler keşfetsek. İnsanlar bir şey yaşadıkça anılar birikir ama biz sayende kavga ve çatışmaktan başka bir şey yaşamıyoruz."

- " Sürekli iyi anlaşmak bize gitmez zaten. "

- " Nerden biliyorsun ?"

- " Hatırlıyorsan bir kez denemiştik. "

- " Neyse ne işte sadece biraz daha anlayışlı olabilirsin. Senden çok bir şey beklemiyorum." deyip koltuğa sinirle oturdu.








Çok basit şeylerde bile karamsar ve isteksiz olduğumun farkındayım. Ben böyle bir insan olabilirim ama Defne o karakterde değil ve salak gibi onu da kendi karanlığımla boğuyorum. O an aklımdan bunlar geçmiyor ve ne düşündüğümü bilmiyorum ama sonra bu üzgün halini görünce de aklım karışıyor. O gerçekten benimle uğraşırken çok mücadele veriyor bunu biliyorum. Benim de onun için en azından böyle küçük şeyleri yaparak ona karşılık vermem gerekiyor.








TUTKULU AŞK 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin