DEFNE
Ecrin, Afra yı uyutunca bizde kahvemizi alıp rahat rahat sohbet etmeye başladık. Yaklaşık yarım saattir Afra ile tempolu bir şekilde oyun oynuyorum. Sırf o gülüp eğlensin diye yapmadığım bir maymunluk kalmadı.
- " Eee nasıl gidiyor hamilelik ? Şimdi sıra sana geldi biraz seni konuşalım."
- " Güzel. Yani çok farklı bir duygu. Zaman azaldıkça ona daha çok yaklaşmış hissediyorum kendimi."
- " Hala isim bulamadınız mı ?"
- " Hayır. Emre yüzünden benim de isim arama hevesim kaçtı. Ya tutturdu Haşmet diye. Çocuğa aylardır Haşmet diyor." dediğimde büyük bir kahkaha attı.
- " Emre ya... Zaten onda bir farklılık olmazsa olmaz. Boşver sen artık ciddi ciddi bir isim aramaya başla. O da vazgeçer nasıl olsa."
- " Bilmiyorum valla aylardır böyle devam ediyor bu durum."
- " Şurada kalmış iki ay artık mecbur isim bulmak zorundasınız. O da bunu bilir bence."
- " Bakalım. " dedim kahvemden bir yudum alarak.
- " Eee bebeğin yatak odası ne durumda ? "
- " Geçen hafta siparişi verdik, bu hafta büyük ihtimalle hallolur gibi gözüküyor."
- " Emre sayesinde bu işte çok tuhaf oldu tabi."
- " Sorma... Ahmet baba olmasa daha öyle odasız kalırdı çocuk. Ya diyorum ki sonuçta erkek çocuğu senin daha çok ilgilenip bakman lazım şu oda takımlarına ama yok yani... Neyse sonunda pes etti de oturup kararlaştırdık."
- " Emre'nin değişeceği günü iple çekiyorum."
- " Bendeee ama o zaman da Emre, Emre gibi olmaz." dedim gülerek.
- " Bence de insanları farklı kılan, huylarıdır sonuçta."
- " Evet."
- " Az önce Ahmet amca dan bahsettin de aklıma baban geldi. Ne oldu onunla son durum ?"
- " En son hamile olduğumu söyledim ama ona da pişman olmuştum bir şekilde Emre hakkında beni sinir edecek şeyler söyledi. En son bu oldu işte ondan sonra ki yaşanılan hiç bir şeyden de haberi yok."
- " Bebeğin cinsiyetini biliyor mu ?"
- " Hayır."
- " Ooo bu durum çok kötü."
- " Bunu kendisi istiyor. Ben elimden geleni yaptım. Çoktan evlenmişiz, aradan kaç zaman geçmiş, çocuğumuz bile olacak ama hala Emreye laf sokabiliyor. Tamam sevmek zorunda değilsin ama en azından bunu bana belli etme."
- " Yanii. Peki o hiç aradı mı bu süre içinde ?"
- " Tabi ki de hayır. İşte ben buna sinir oluyorum. Bir insan nasıl olurda kendi kızı ile ilgili böylesine önemli bir şey için merakta kalmaz ? Bari yalandan da olsa bir özür falan dileseydi."
- " Gerçekten çok üzücü bir durum. Hamilesin ve yakında bir çocuğun olacak ama baban daha onun cinsiyetini bile bilmiyor."
- " Neden böyle acaba ? İnsan hayata bir kez gelir, bir kez annesi, bir kez babası, bir kez ailesi olur... Ben o, 'baba' hakkını hiç dolduramadım, boşa giden bir şey gibi. Var ile yok arasında. Neden bu adaletsizlik acaba ? Bir insan çocuğunu neden sevmez ki ? En basitinden hiç tanımadığın bir insan kötü bir durumdayken bile insanın içi sızlıyor ama ben onun öz kızıyım. Yine de sevemedi. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK 2
Teen FictionDefne ve Emre'nin aşkı, hiç beklemedikleri bir şekilde evlilik ile sonuçlanmıştı. Bir sürü zorluklar yaşamalarına rağmen, aşkları bütün zorlukları aşarak onlara çok güzel şeyler sundu ama bakalım evlilik hayatı onlara iyi gelecek mi ?