Mutfağı temizledikten sonra, olan uykum kaçtı. Geldiği, anda gidip uyusam çok güzel olacaktı. Neyse bu yorgunluk üzerine baya iyi uyurum.
- " Defne, yatmadan önce sana bir şey diyeceğim." dedi annem.
- " Ne oldu ? Bir şey mi oldu?"
- " Birkaç saat önce deden aradı. Anneannenin tansiyonu baya yükselmiş hastaneye kaldırmışlar. Çok iyi bakılması lazım mış o yüzden deden beni çağırdı. Seni böyle bir zamanda yalnız bırakmayı hiç istemezdim ama annemin durumu da canımı çok sıktı."
- " Gerçekten çok kötü olmuş. Yani üzülerek söylüyorum ki mecbur gitmen lazım."
- " En azından şu ilk iki, üç gün yanında kaldım bu bile beni rahatlattı. İyisin, torunum da iyi, Emre yanında, seninle ilgileniyor... Mesela ailesi... Bu akşam iyice gözlem yaptım da seni o kadar sevip, benimsemişler ki o yüzden hiç gözüm arkada kalmayacak."
- " Evet, hepsi çok iyi insanlar. Etrafım kalabalık ama senin yerini hiç bir şey tutmuyor tabi." dediğimde annemin gözleri doldu.
- " Kızım benim... O kadar nefret ediyorum ki kendimden. Senin yanında olamadığım her gün için kendime öyle bir kızıyorum ki ama yemin ederim bu sefer uzun kalmayı düşünüyordum. Anneannenin sın durumu aniden gelişti. Deden de yaşlı zaten ona bakamaz."
- " Anne öyle şeyler söyleme lütfen. Ben çocuk değilim sonuçta neyin neden olduğunu ve nasıl olmadı gerektiğini biliyorum. Evet, seni çok özlüyorum ama sonuçta bu da gitmen için önemli bir sebep sonuçta. Hem şu iki üç gün bile beraber olmamız büyük bir şey. Yetmiyor tabi ama hiç yoktan iyidir."
- " Keşke hiç gitmeseydim Ankara ya."
- " Keşkelerle kendimizi boşuna üzmeye gerek yok. Ne gerekiyorsa, öyle oldu."
- " Yarın öğlene bilet aldım." dedi benden onay beklercesine yaşlı gözlerle bakıp.
- " Tamam, benim için hiç sorun değil anne. Lütfen böyle yapma. Birbirimizden güzel ayrılalım ki üzülmeyelim."
- " Doğru diyorsun. Amaann bakma sen bana, hiç rahat duramıyorum illa ağlayacağım." dedi gülerek.
- " Hadi sıkma canını. Biz istedikten sonra her türlü beraber oluruz zaten tek sıkıntı bu olsun. Hem belki bir dahakine biz senin yanına geliriz."
- " Ay çok güzel olur. Hem anneannenler Emir'i görmüş olur. Zaten sürekli sorup duruyorlar ve gelemedikleri için de ayrıca üzgünler."
- " Sen gitmeden bol bol fotoğraf çek de gösterirsin."
- " Evet öyle yaparım."
- " O zaman bu konuyu konuştuğumuza göre bir daha sakın kötü şeyler düşünüp, beni üzme tamam mı ?"
- " Tamam." dedi saçlarımı okşayarak.
- " Hep gül."
- " Sende öyle. Sen gülersen, ben zaten gülerim. Hadi gidip yatalım, sen baya yorgunsun zaten."
- " Sen daha yorgunsun. Geldiğin günden beri her işe koşuşturdun."
- " Seve seve yaptım. Hadi yatıyoruz şimdi." dediğinde gülerek mutfaktan çıktık.
Yatak odasına geldiğimde, sessizce pijamamı giyip, Emir'e baktım. Bir saattir aşağıda olduğum için görmüyorum ve o kadar özlemişim ki... Gerçekten canımdan bir parça ya, tarifsiz bir duygu. İçim gidiyor ona baktıkça. Dokunmaya bile korkuyorum, gözlerimle seviyorum. Rahat rahat uyuyor, nefes alıp veriyor o kadar mutluyum ki... Yatağa yattığımda Emre ye döndüm. Bu da koca bebek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK 2
Ficção AdolescenteDefne ve Emre'nin aşkı, hiç beklemedikleri bir şekilde evlilik ile sonuçlanmıştı. Bir sürü zorluklar yaşamalarına rağmen, aşkları bütün zorlukları aşarak onlara çok güzel şeyler sundu ama bakalım evlilik hayatı onlara iyi gelecek mi ?