Hepinize merhaba hikayeme hoşgeldiniz..
Başlangıç tarihinizi buraya bırakın;
İyi okumalar ÇÖ okurları..
1. Bölüm: Gençliğim Savruluyor
Yorulmuşluklar vardır. Yoranlar, yorulanlar vardır. Herkes aynı güç ile kalkamaz düştüğü yerden. Herkesin kalkmak için desteğe ihtiyacı yoktur. Kimi insan tek başına kalkmaya mahkumdur. Kimi insanın çabuk soğurur duyguları. Kimisi sildiği yerde ki izleri taşır ömür boyu. Her şeyin bir sonu vardır değil mi? Her olayın meydana getirdiği sonuçlar.. Peki ya bu hayattaki günahsız insanların çektiği çileler? Onlar yaptığının karşılığını alamayacaklarsa ne diye adalet diye bir şey var. İşte hayat buydu. Hayat; adaletsizdi.
Ne yapmıştım? Suçum günahım neydi bilmiyorum ama bildiğim tek şey eğer burada bugün bunları yaşıyorsam hak edecek şeyler yapanlarla bir alakam olduğuydu. Ben de herkes gibiydim. Sevdim, kitapları sevdim. Yağmuru sevdim, güneşi, kuşları, hayvanları çok sevdim. Bir de bir adamı sevdim. Yaptığım en doğru hataydı belki de. Onu sevmekle hata yaptığımı düşünüyordum. Onu hiç tanıyamayacak olmam bir yana hiçbir zaman böyle bir şey yaşayabileceğimi sanmıyordum.
Kalbim tekledi. Onu ilk gördüğümde hissettiğim buydu. Arkadaşları olduğunu sandığım bir kaç kişiyle çalıştığım kafeye gelmişlerdi. Ondan etkilenmiştim ne olduğunu bile bilmediğim bir şeyler olmuştu kalbime. Belki de ilk defa bu kadar çok kalbimi hissetmiştim. Ben onu sevemeden yorulmuştum. Yorgun ve kırık bir kalp ne kadar sevebilirdi? Onu sevmeye fırsat bulduğum için şükretmeliydim. O günden sonra sürekli geldiler, sürekli izledim. Nefret ettiğim hareketler bile ona o kadar yakışıyordu ki. Benim aksime göze çarpan biriydi. Ona bakmaktan kendimi alıkoyamıyordum. Oysa imkansız olamayacak kadar az bir ihtimaldi onun beni görmesi. Görse bile değişecek hiç bir şeyin olmayacağını biliyordum. Sahi hiç bir şeye fırsatım olmamıştı. En iyi yaptığım şeyler kitap okumak ve ders çalışmaktı. Daha doğrusu yaptığım başka bir şey yoktu ki.
Ama imkanım da yoktu. Elimde olan imkanlarla zor ders yetiştiriyordum. Çünkü benim okumaktan başka çarem yoktu. Hem okuyup hem çalışmak zor geliyordu bana ama yapabiliyordum.
Ben, Deniz Çakır.. 17 yaşında sıradan bir kızım. Babam ve halamdan başka kimsem yok.
Annemi hiç görmedim. Yaşıyor mu, evli mi, çocuğu var mı? Bilmiyorum. Onun hakkında tek bildiğim şey babamı aldattığıydı. Onu da sadece bu kadar biliyorum.
Babam bundan hiç bahsetmezdi. Halam kendi halinde olması bir yana sebepsizce yediğim dayaklara sesini bile çıkarmıyordu. Sevmiyordu beni biliyorum.
Babamsa.. babam arada sırada eve gelirdi.
Kahvehane'den çıkmazdı. Gelmesin isterdim. Hiç uyutmayan acıları bedenime hapsetmesin isterdim.
Gelirdi.
Kumarda kaybederdi bazen.
O zaman önüne gelen her şeyi yıkardı, kazandığında da sebepsizce vururdu.
İlk başlarda sesimi çok çıkarmıştım, susmuyordum. Kimsenin bana faydası yoktu ki. Bu yüzden artık istesem de bağırıp çağırmıyordum. Susmuştum ben de. Susmaktı tek cevabım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Ölüyorum |
RomanceBir tokat daha... bir tokat daha... Artık biliyordum. Neden olduğunu biliyordum. Saçlarıma asıldı. "Kokun bile aynı lan" onun da canı yanıyordu. Yere düştüm. Kalkamadım. Tekmeledi. Karnımda tıpkı bıçak saplanıyormuşcasına bir ağrı.. Çok canımı yak...