✨Nasılsınız bakalım sevgili okurlarım?
✨Başlama saatini buraya bırakabilirsiniz⌛⏲️
✨Sizce Berke Zeynep'in attığı ayrılık mesajına ne tepki verecek?
✨Bol oy ve o güzel yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin🍓
✨Sizleri çok seviyorum arkadaşlar bunu unutmayın❣️🖤
jeonggukloveme' ye ithafen
....
Sabah pis pis öten alarm sesiyle bütün gece dönüp durduğum yatağımdan kalkmıştım. Gözlerim artık kırmızıdan mor renge dönüş yapmış ve her kırptığımda biraz daha canımı yakıyordu. Açıkçası bugün için okula gitmeyi de düşünmüyordum. Yataktan kalktığım gibi hemen odamın girişindeki dolaba doğru ilerlemiş ve en alt çekmecesini yavaşça açmıştım.
Yavaş yavaş diyorum çünkü titreyen ellerim ve dolan gözlerim işimi oldukça zorlaştırıyordu. Çekmece tamamen açılınca nice hatıra ve geçmiş de tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmişti. Lakin ne kadar canım yanarsa yansın dün geceden sonra yaşadığımız anı ve fotoğrafların hiçbir önemi kalmamıştı.
Dün Berke mesajı gördükten sonra ne oldu dediğinizi duyar gibiyim. Hemen söyleyeyim öyleyse ben de. Hiçbir şey olmadı. Evet,evet yanlış okumadınız ya da yanlış duymadınız,baya baya hiçbir şey olmadı. Hatta belki de en çok hiçbir olmayışına kızmıştım,kırılmıştım. En azından,ayrılıyor bile olsak bana son birkaç söz söyleyip bir elveda demesini beklemiştim ama yaklaşık üç saat aktif olmasına rağmen mesajıma bakmaktan öteye gitmemişti. Sanırım,beni bir elvedaya dahi layık görmemişti. Şimdi mi ne yapıyordum?
Ona dair ne varsa her şeyi bir yere toplayacaktım. Belki üzerinde onun izi bulunan şeyleri şu anda yakıp ya da yırtamazdım ama bir köşeye saklamasını da bilirdim. Daha acım çok tazeydi ve sevgi öyle bir günde bitebilen bir duydu değildi en azından benim için. Eğer bir gün onu gerçekten tamamen unutur ve sevmeyi bırakırsam da içinde onun bulunduğu her şeyi yırtıp atacaktım ama tıpkı her şeyin ilacı olduğu gibi bana da biraz zaman lazımdı.
Elime geçen fotoğrafların ne olduklarına bile bakmadan yanımda getirdiğim kutuya doldurmuştum. Sonraki durağım takı kutum olurken geçen ay kaybettiğim kolye hariç bana aldığı tüm takı ve süsleri de kutuya koymuştum. Odaya son bir göz attığımda ise gözüme çarpan okuma kitabını ve kar küresini de raftan almıştım.
Odada kaldırabileceğim başka bir şey kalmayınca da kutuyu kaptığım gibi fazla ve artık kullanmadığım eşyaları yerleştirdiğim odaya götürmüştüm. Öyle çok fazla özen göstermeden kutuyu bir köşeye koyduktan sonra kapıyı kapatıp odadan çıkmıştım. Sanki herhangi bir kir varmış gibi ellerimi yere doğru silkeledikten sonra da tekrardan odama doğru yol almıştım.
Giyinme dolabımdan koyu mavi bir kot ve kırmızı,üzerinde yazı bulunan bir tişört çıkarmıştım. Bir çırpıda üzerimi değiştirip makyaj masamın önüne gelmiştim. Aslında gündelik hayatımda öyle makyaj yapan bir insan değildim ama iki gündür uyumadığım ve kendimi harap ettiğim için adeta bir zombi gibi gözüküyordum. Haliyle de hiçkimse bu halde insan içine çıkmak istemezdi. Bu yüzden de mosmor olmuş gözkapaklarıma bol kapatıcı ve solmuş tenime de biraz fondöten uygulamıştım.
Kurumuş dudaklarıma da renklenmesi için biraz ruj yedirdikten sonra tamamen hazır olmuştum. Açıkçası dün yaşadığım boğulma olayı ile ilgili ne yapacağımı tam olarak bilemesem de sanırım yapacağım ilk şey tekrardan davet yerine gitmek olacaktı. Belki arka bahçeyi çeken bir kamera kaydı falan bulursam en azından elimde bir delil olurdu. Tabi oradan bir şey bulsam da bulmasam da gideceğim ikinci yer mutlaka karakol olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN DIŞI✓
Teen FictionHer şey,koca bir tesadüf gibi görünen ama aslında karmakarışık bir oyundan ibaret olan o geceyle başlamıştı...Bakışlarıyla bile karanlığa fısıldayan adam,güçlü ama bir o kadar da narin bir kelebek sayesinde ölümün pençelerinden son anda kurtulmayı b...